Eskişehir’in Sazova Mahallesi’nde 2016’da tamamlanarak hizmete açılan Eskişehir Stadyumu, adını ve temsil ettiği değeri yıllardır tartışma konusu. Bu tartışmalar, sadece bir isim meselesinden öte, Eskişehirlilerin tarihine, değerlerine ve taleplerine verilen önemin de bir göstergesi haline gelmiş durumda.

Nüktedan bir siyasi söylemle başlayan hikayede, dönemin AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın, stadın adının “Atatürk Stadyumu” olacağı yönündeki iddiaları, kısa süreli umutlar doğurmuştu. Ancak ne yazık ki, bu açıklama somut adımlara dönüşemedi. Peki, Atatürk isminden neden vazgeçildi? Bu soru, sadece siyasi bir taahhüt meselesi değil; aynı zamanda yerel halkın beklentileriyle de ilgili. Açıklamaların ardından gelen belirsizlik, zamanla bu iddianın, siyasal bir söylemden öteye geçemediğini ortaya koyuyor.

CHP Milletvekilleri’nin konuyla ilgili girişimleri ise, tartışmanın politik arenada nasıl yankı bulduğunu gösteriyor. Bazıları, Eskişehirlilerin sesine kulak verilmediğini iddia ederken, diğerleri yerel sorunların daha farklı ve acil alanlarda çözüme kavuşması gerektiğini savunuyor. Sorgulayan Eskişehirliler için asıl soru, “Bu konuda yeterince çaba gösteriliyor mu?” olurken, siyasi arenada sesini duyuramayan milletvekilleri, halkın güvenini sarsmaya devam ediyor.

Öte yandan, Eskişehirspor’a olan desteğiyle bilinen AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun, konuyu Ankara’ya iletip iletmediği de merak konusu. Taraftarın ve Eskişehirlilerin gönül verdiği bir statü sembolünün, ismi yönünden kayırıldığına dair beklenti, hem taraftar hem de şehir sakinleri tarafından gündeme getiriliyor. Ne var ki, “konu Ankara’da kalmış” izlenimi veren bu durum, yerel taleplerin ulusal siyasette ne ölçüde yer bulduğunu bir kez daha sorgulatıyor.

Eskişehir’deki 6 milletvekilinin bu konuda neden duyarsız kalıyor sorusu ise, siyaset arenasının ne denli karmaşık olduğunun altını çiziyor. Her biri farklı siyasi hesaplar ve bölgesel dengeler içinde hareket ederken, Eskişehirlilerin ortak bir sesi olarak ortaya çıkmaları zorlaşıyor. Böylece, halkın özlemi, bir isimden ibaret olmaktan çıkarak, temsil ve hak arayışının simgesi haline geliyor.

İronik bir şekilde, stadyumun ismi ilk etapta Atatürk’ü yansıtıyor olsa da, zamanla “Yeni Atatürk Stadyumu” gibi yarım yamalak uygulamalara sahne oldu. Bu değişiklik, halkın kalbinde kökleşmiş olan değerlerin, siyaset sahnesinde nasıl suistimal edilebildiğinin somut bir örneğini sunuyor.

Sonuç olarak, Eskişehir’de stadyum üzerinden yürütülen bu isim tartışması, sadece bir stat adının ötesinde, şehirdeki siyasi temsil, halkın talepleri ve ulusal siyaset arasındaki uyumsuzluğun da bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Eskişehirliler, 9 yıldır çözülemeyen bu meseleye rağmen, temsilcilerinden hem somut adımlar hem de kalpten gelen bir duyarlılık bekliyor. Oysa ki, vaat edilen “Atatürk” ismi, sadece bir isimden ibaret değil; şehrin tarihine, özüne ve değerlerine yapılmış bir göndermedir. Bu hassas meseleye gereken önem verilmeli ve Eskişehirlilerin sesine uygun bir çözüm bulunmalıdır.