Birlik ve beraberliğin olduğu muhabbetin pekiştiği bu Ramazan’da orucu, teravihi, mukabelesi, iftarı, sahuru, Kadir Gecesi, zekât ve fıtır sadakaları ve de diğer ibadetleriyle; mübarek bir Ramazanı daha geride bırakmış; yine mübarek Ramazan Bayramı’na ulaşmış bulunmaktayız. Bizlere, bu günleri bahşeden, yüce Rabbimize hamd-û senalar olsun.

Ramazan Bayramı'nın kökeni, İslam'ın ilk yıllarına dayanır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra, ilk Ramazan Bayramı'nı Medine'de kutlamıştır. Bayramın, oruç tutanların ibadetlerini tamamlamasının ardından, bir ödül ve sevinç ifadesi olarak ortaya çıktığı kabul edilir

Ramazan Bayramı, yalnızca bir bayram değil, aynı zamanda bir şükürdür. Müslümanlar, Ramazan boyunca Allah’a yaklaşmak, sabır göstermek ve kendilerini manevi olarak arındırmak için çaba sarf ederler. Bayram, bu çabaların ardından Allah'a şükretmek ve sendikleri ile bir araya gelmek için bir fırsat sunar.

Mübarek Ramazan ayını tamamlayarak, milletimizi birleştiren ve kardeşliğimizi pekiştiren Ramazan Bayramına kavuşmanın sevincini ve huzurunu yaşıyoruz. Birliğimizi ve beraberliğimizi sağlayan değerlerin hatırlandığı, güzelliklerin, iyiliklerin ve hoşgörünün yoğun olarak yaşandığı bir Ramazan Bayramı’nı daha hep birlikte karşılamanın mutluluğu içindeyiz

Bayramlar; dargınlıklara son verip insanlar arasındaki karşılıklı sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik ve dayanışma duygularının perçinlendiği, insanların birbirlerine olan dargınlıklarını unuttukları özel ve anlamlı günlerdir.

Milli ve dini bayramlar; toplumların fertlerinin, birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşma, yardımlaşma, birbirlerinin gönlünü alma ve yakınlaşma, mutluluk ve sevgi dolu yaşama günleridir.

Müslümanlar, Ramazan da oruçlarını tuttu, fitre ve zekâtlarını verdi ve diğer kulluk vazifelerini yerine getirdi. Fakirlere yardımda bulundu, Allah’ın rızası doğrultusunda, hareket etmek içinde gayret gösterdi.

Bayramlar sevinç günleridir. Bu sevinci diğer insanlarla paylaşmalıyız. Zira sevinç paylaştıkça çoğalır. Oturup ziyaret edilmeyi beklemek yerine, ailemizden başlayarak, akrabalarımızı, komşularımızı ve tanıdıklarımızı ziyaret etmeliyiz. Çocuklarımızı, hediyelerle sevindirmeliyiz.

İslam dinin de kimseye darılmamak, dargınlık olduysa da 3 günden fazla sürdürmemek gerekir. O nedenle de bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır.  Zaten bayramlar dargınlıkları ortadan kalktığı,  küslerin barıştığı saygının doruk noktasına ulaştığı günledir. 

Nitekim Hadis-i şeriflerde, “Din kardeşiyle, üç günden çok küs durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Eğer selamını almazsa günaha girer. Selam veren kimse de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.” buyrulmuştur.[Ebu Davud]

Bayramlar neşe, sevinç günleridir. Ama bunun yanında bayramlar Allah’ı anma ve Ona karşı şükür hisleriyle dolup taşma günleridir. Nitekim Efendimiz (sas), kurban bayramında Abdullah bin Hüzafe’yi Mina’da hacılar arasında dolaşarak, "Bu günler yeme-içme ve Allah’ı anma günleridir." demiştir.

Akraba ve komşularla, tanıdık tanımadık herkesle tebrikleşmek; hastanelerde ve evlerde yatan hastaları, ziyaret etmek, şifa dileklerimizi sunulmalı, yetimlerin başını okşanmalı, çocuklara hediyeler verilerek sevindirilmelidir.

Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun, fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan aile ve şahısların, düşmanlık ve husumet duygularının sevgiye dönüşmesine, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin, küçüklere sevgi göstermesine, verilecek küçük hediyelerle, çocukların sevindirilmesine, hısım ve akrabanın, bir kere daha yeniden kaynaşmasına, vesile olurlar.

 İslamiyet’de Allah’a ibadetten sonra, anne ve babaya saygı ve iyilik emredilmiş, onlara karşı, “öf” bile demek yasaklanmıştır.  Bayramlarda, onları ziyaret etmek ellerini öpmek, hayır dualarını almak gerekir. Bayramlarda, akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi duyguları hissettirilmeli, karşılaştığımız herkesle selamlaşarak tebrikleşmelidir.

Ramazan Bayramı, aynı dinin ikliminde, bizleri birleştiren, yürekleri bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları ortadan kaldıran,  ilahi armağanlardır. Bayramlar, inancı, ibadeti, tarihi ve kültürü, bir sevinç atmosferinde, buluşturan, müstesna zaman dilimleridir.

Ne mutlu bu hazları yaşayanlara ve yaşatanlara…