Eskişehir Valilerimizden Sayın Mehmet Kılıçlar’ın ESO’ya  yaptığı ziyarette,  Eskişehir’ in demografik, kültür, sanayi ve konumu ile ilgili olarak, ‘’…Kentte yüksek kültürel ve sosyal aktivite ortamının varlığı gibi çok sayıda kriter, yeni sanayi yatırımları ve işbirliği imkanları bakımından Eskişehir’i, bir cazibe merkezi haline getirmiştir. …Eskişehir OSB’nin, coğrafi olarak Türkiye’nin merkezinde olması, çağın gereklerine uygun, düzenli, modern ve çevreye saygılı, her türlü alt yapısı tamamlanmış bir organize sanayi alanı oluşturulması, önemli karayolu ve demiryolu güzergâhlarının kesişme noktasında olması, Eskişehir OSB’ye yeni yatırımlar anlamında da avantaj sağlayacaktır’’ tespiti aklıselim insanlarımızı umutlandırmıştı.

Eskişehir sanayisi ulusal ve global pazarlarda rekabet edebilmesi için elbette sahip olduğu bu imkan ve olanaklar önemlidir. Ancak ulusal ve global pazarlarda, rekabetin sürekli ve kalıcı hale getirebilmek için, Ar-Ge çalışmalarına önem vermek ve teknoloji üretmek için   TEKNOKENT de kentin gündeminde oldu

O günlerde bir yazımda”  Hükümet, bu alanda her türlü kolaylığı sağlıyor. Nitekim TEKNOKENT' lerde üretilen, sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı çalışmaları da,  2013 yılına kadar katma değer vergisinden muaf tutulacaktır.” ifadelerine yer vermiştik.

Eskişehir’ de TEKNOKENT kurulsa, üniversite, sanayi, girişimciler ve piyasalar arasındaki işbirliğini artıracaktı.  Bilgi ve teknoloji transferini kolaylaştıracak,  yüksek katma değerli, AR-GE 'ye dayalı, ileri teknolojiye sahip ürün ve hizmetlerin üretilmesine uygun altyapı ve üstyapı hizmetlerini sunan organizasyonları da sağlayacaktı.

Eskişehir’ de TEKNOKET’ le, ileri teknolojiye yönelik girişimciliği teşvik edilecek ve desteklenecekti.  Üniversite-sanayi işbirliği güçlenecek, üniversite-sanayi arasında bilgi ve teknoloji transferi sağlanacak,  AR-GE çalışmalarının ekonomik değere dönmesine katkı sağlayacaktı.  Üniversite ve sanayinin imkânlarını birleştirerek yeni ürün, yöntem, süreç ve teknolojiler yaratılacaktı.

Eskişehir’in sosyo-ekonomik kalkınmasında da etken rol oynayacaktı. O günlerde kentte ki her iki üniversitemizin de eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini destekleyerek, üniversitelerin vereceği hizmetleri zenginleştirip etkinleştirecek, sanayinin rekabet gücünü de artıracaktı.

Aslında geçmiş yıllarda, bu yönde Eskişehir’ de önemli gelişmeler de oldu. ESO tarafından gerçekleştirilmek istenen, “Bilim Parkı”nın temeli 12 Nisan 1997 tarihinde zamanın Cumhurbaşkanı Rahmetli Süleyman Demirel tarafından atılmış, 1999 yılına kadar da bitirilmesi hedeflenmişti.

Bilim Parkı’nda "simge anıt", "TSE" "KOSGEB", "Girişimci geliştirme Merkezi" " İleri teknoloji ve AR-GE Bölgesi" , " Yüksek Okul ve Teknik Okullar Bölgesi", "Otel", "Golf Alanı", "Yeşil Alanlar" ve "Serbest Bölge" yer alacaktı. Ayrıca Bilim Parkın’ da, Anadolu Üniversitesi bir "Meslek Yüksek Okulu", Koç Vakfı bir" " Endüstri Meslek Lisesi" ve Türk Telekom’ da bir "Meslek Lisesi" gerçekleştirecekti.

Bilim Parkı, sadece Eskişehir’deki girişiciler için değil, ileri teknoloji kullanan her sektör ve ülkeden firmalara da kullanıma hazır işyeri sunacaktı. Düşünülen "Bilim Parkı", hedeflendiği şekilde gerçekleştirilemedi. Bilim Parkı bitirilmiş olsa idi, Eskişehir teknoloji ve AR-GE çalışmaları açısından ciddi bir mesafe alacaktı.

Yine Eskişehir Milletvekili ve Maliye Bakanlarından Rahmetli UNAKITAN, "Eskişehir Silikon Vadisi'nin kurulması için gerekli belge ve izinleri hemen alalım. İki üniversitesi bulunan Eskişehir, yazılım üssü olmaya hazır. Yatırımcıları bir an önce davet edelim. Altyapı çalışmalarını hemen tamamlayın" demiş

Şayet Bilim Parkı ve Silikon Vadisi gerçekleştirilmiş olsaydı, ülkemizin ve Eskişehir’in teknolojik gelişmesine katkıda bulunurken, ulusal AR-GE faaliyetlerinde ve Türkiye’nin, uluslararası teknolojiye katkılarını artırmada da katalizör olacaktı.

ESO Başkanlarından, Rahmetli Mümtaz Zeytinoğlu’nun döneminde de “Üniversite- sanayi işbirliğinin" ve " teknoloji üretim ve transferinin, kurumsal yapıya kavuşturulması, "hedef olarak alınmıştı. Ancak ESO, bu hedefi kalıcı hale getireme

Ve nihayet! 

18 Eylül 1990 tarihinde, Eskişehir’de de Anadolu Üniversitesi, ESO ve EOSB’ de bulunan 16 şirket tarafından, ATAP A.Ş (Anadolu teknoloji Araştırma Parkı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) kuruldu.     

ATAP A.Ş, ulusal ve yerel sanayimizi, bir an önce gelişmiş ülkeler düzeyine çıkararak, ülkemizi ve Eskişehir’ i,  global pazarlarda, rekabet edebilecek güce eriştirecek, bilgiyi uygulamaya dönüştürecek,  teknoloji hizmetinin sunulabilmesi için de, üniversite ile sanayi arasındaki işbirliğini etkin bir hale getirilecek

ATAP A.Ş’ de hedefler büyüktü, Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde, hedef, 50 Ar-GE çalışması yapan firma ile 5.000 nitelikli Ar-Ge elamanı ve yılda 500 milyon dolar katma değer yaratılması hedeflenmişti.

Hedefler, arzu edilen boyutta gerçekleşmese de Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Nadir Küpeli, son 22 yılda yüksek teknoloji ürün ihracatı, toplam il ihracatı içindeki payı ortalama yüzde 33,1 olan Eskişehir'in Türkiye'de birinci sırada yer aldığını bildirdi.

Eskişehir teknoloji ürün ihracatını, daha da ile boyutlara taşıyacak imkân ve olanaklara sahiptir. Yeter ki, bilim ve teknoloji alanında, kentteki gelişmelerin dünü, bugünü ve yarını, çok iyi değerlendirilsin, dünyada ve ülkemizdeki bilim ve teknoloji alanındaki serüvenler, tam idrak edilebilsin ve bu idrak ışığında, proje ve stratejiler  üretilip, kararlı adımlar atılarak hayata geçirilsin.