Madenlerle ilgili yazımızdan sonra bir okuyucu “Sürekli Bor madenini gündeme getiriyorsunuz. Türkiye, dünyanın en temiz ve güvenilir enerji kaynağı olan, “TORYUM” yataklarının, yüzde 65'ine sahiptir. Bor madeni gibi toryum da gündemden düşmemeli, Eskişehir’de bulunan bu iki madene de maden kümesi ve bor platformu sahip çıkmalıdır” dedi.
Elbette okuyucunun isteği Eskişehir’de gerçekleştirilen, “Maden Kümesi” ve “Bor Platformu” tarafından dikkate alınacaktır. Ancak Türk toplumu yalnız bor ve toryuma değil ülkemizdeki tüm madenlere sahip çıkmalı, kamulaştırılması ve doğa koruyarak değerlendirilmesi için de mücadele etmelidir.
Türkiye ve Eskişehir, dünyanın en değerli maden yataklarının, üzerinde oturuyor. En güvenli ve temiz enerji kaynağı olarak bilinen, “ TORYUM “rezervleri açısından, Türkiye'nin tek başına, lider ülke olduğu ortaya çıktı. TÜBİTAK ve MTA tarafından, son beş yıl içerisinde yapılan araştırmalar, dünya, TORYUM rezervlerinin, yüzde 65'nin, “BOR” un da yüzde 73’nün, Türkiye'de olduğu belirlendi.
Toryum, saflaştırıldığında alüminyum, çelik görünümünde bir elementtir. Toprakta toryum oksit halinde bulunuyor. Dünya rezervlerinin yarıdan fazlası Türkiye'de, Batı Anadolu'da bulunuyor. Eskişehir, Sivrihisar, Beypazarı ve Kızılcaören yörelerindeki Toryum yataklarının, rezerv çalışmaları ise henüz tamamlanmadı.
Bor mineralleri ise sanayide, hemen her alanda kullanılan bir madendir. Bor minerallerinden, elde edilen boraks ve borik asit nükleer alanda, savunma sanayisinde, jet ve roket yakıtı, sabun, deterjan, lehim, fotoğrafçılık, tekstil boyaları, cam elyafı ve genellikle kâğıt sanayinde kullanılmaktadır.
Türkiye ve Eskişehir, bor ve toryumla büyük bir servetin üzerinde oturuyor, bilimsel yatırımla, bor ve toryumla enerji üretme alanında Türkiye, dünya devleri arasına girebilir. Toryumun kesinlikle patlama tehlikesi de bulunmuyor. Çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması mümkün değildir.
Türkiye maden işletmesi konusunda arzu edilen seviyede değildir. Ayrıca Türkiye’nin, tüm maden sahalarının ruhsatını mevcut yasalar gereği,1.3 milyar dolara satın alınabileceği de tespitler arasındadır. Maden sahalarının, yabancılara açılmasının toprak satışlarından, hiçbir farkı bulunmamaktadır. Hatta maden sahalarını, yabancılara açmakla yerin, hem üstünü hem de altını yabancılara devredilmiş oluyor.
Türkiye, Maden Mühendisleri Odası’na göre de uluslararası maden firmalarının, Türkiye’ye ilgisi artarak devam ediyor. Rio-Tinto isimli ABD- İngiliz sermayeli uluslararası bir şirketin, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de faaliyetlerini arttırdığına dikkat çeken oda yetkilileri, şirketin Türkiye’deki yerli uzantıları aracılığıyla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, büyük bir alanda maden arama ruhsatını eline geçirdiğine vurgu yaptılar.
Ayrıca Isparta’daki uçak kazasında hayatını kaybedenlerin arasında bulunan, 6 bilim adamımızın, Türkiye'nin nükleer araştırmalarında, çok önemli role sahip oldukları ortaya çıktı. Kazanın Nükleer enerji konusunun hararetli bir şekilde tartışıldığı ve Türkiye'nin nükleer güç kullanımına ilk adımlarını attığı günlere denk gelmesi zihinlerdeki soru işaretlerini artırdı.
Her türlü senaryoya rağmen, TORYUM ve BOR’la ilgili AR-GE çalışmaları devam etmelidir. BORAM, ETİ Holding, üniversiteler ve TÜBİTAK’ın, işbirliği ile ulusal toryum ve borla ilgili sanayinde teknolojik yapılanma için gerekli kamu kaynaklarının, tahsisine ve bu amaçla kaynak yaratmaya, öncelik verilmelidir. Hedef ise ulusal üretim kapasitemizi artırarak yerel ve ulusal ekonomiyi güçlendirmek olmalıdır.
Elbette Bor madeninde, büyük rezervlere sahip olmak, kendi başına bir anlam ifade etmemektedir. Asıl olan bordan sağlanacak faydanın, en üst seviyeye çıkartılabilmesinin şartlarını oluşturmaktır. Bunun için de katma değerleri daha yüksek ürünlere yönelmek ve Ülkemizde Bor ve Toryum sanayisini kurmak büyük önem taşımaktadır.
Eskişehir’ de mevcut “Bor ve Madencilik OSB/Endüstri Bölgesi”, “Maden Kümesi” ve “Bor platformu” Bor ve Toryum madenlerinden uç ürün elde edebilir. Yeter ki Siyasi iktidarlar ve Eskişehir’deki tüm kesimler Eskişehir ve ülke bazında oluşacak bu tür oluşumlara maddi ve manevi destek versin.
Gelişen teknolojiler, bor kullanımını ve bor minerallerine olan bağımlılığı artırmaktadır. Hammadde, yarı mamul ve mamul madde olarak; cam, porselen, seramik, fiber glass, metalurji, elektronik, tıp, enerji, tarım, havacılık, savunma gibi çok farklı sektörlerde kullanılan bor mineralleri, sanayinin vazgeçilmez hammaddelerindendir. Özellikle uçak ve uzay sanayilerinde yapı elemanı ve yakıt olarak kullanımları söz konusudur.
Petrol bittiği gün de dünya, “BOR ve “TORYUM” madenine muhtaçtır. Hatta NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş Genel Müdürü Sayın Mehmet Can ARVAS’a göre, Türkiye'nin dünyanın 2 bin yıllık enerji ve yakıtını karşılayacak kadar bor rezervine, sahip olduğunu belirttikten sonra, "Bir dönem petrol için yapılan savaşlar, artık bor için yapılacak" diyerek kamuoyunu uyardı.
Yine Türkiye’nin dünya çapında büyük bir nadir toprak elementi rezervine sahip olduğuna dikkat çeken Milli İstihbarat Akademisi öğretim üyesi Sayın Dr. Celal ERBAY, “Eskişehir Beylikova bölgesinde bulunan 694 milyon tonluk rezerv, Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci rezervi olduğunu söyledikten sonra” Türkiye Küresel piyasada stratejik aktör haline gelebilir" dedi.
Dünyanın en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde çok az bulunan Bor Madeni üretiminde, Türkiye, mevcut kapasite ile gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor rezervleri, hoyratla harcamak veya üretim ve satış kapasitesi artırmak, Bor’u özelleştirmek, çocuk ve torunlarımıza yapılacak en büyük yanlışlık olacaktır
Türk Milletinin gelecekte en zengin ve müreffeh millet olarak kalabilmesi için madenlere özellikle de “BOR” ve “TORYUM” a, sahip çıkılmalı, özelleştirilmelerine özellikle de yabancılara kesinlikle verilmemelidir. 250 değişik sektörde kullanılan “BOR” ve TORYUM sayesinde Türkiye, gelecekte küresel güç olacaktır.