İslam Âleminin kutsal ayı Ramazan, rahmet, feyiz, bolluk ve bereket ayıdır, Bu ayda, akıldan ziyade kalp hissedar olduğu için daha fazla zikir, şükür, tefekkür, ibâdet, hayır yapılır. İnsana sabırlı olmayı öğretir. Ahlakımızı güzelleştirir. Oruç, insanın daha sağlıklı olmasını sağlar.
Nitekim İmam-ı Rabbani “Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları af olur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.” buyurmuştur.
Yine Kur’an’daki Bakara suresi, Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde oruç tutmak, Müslümanlara emredilmiştir. Nitekim Kuran’ ı Kerim’de, "O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur' an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz!" (Bakara suresi 185. ayet)
Oruç ibadetinde birçok hikmet, maddi ve manevi pek çok faydaları vardır. Müslüman orucu, Allah’ın rızası için tutmakla beraber, bize sağladığı faydaları da bilmek ve değerlendirmek durumundadır. Peygamberimiz (sav): “Her şeyin bir zekâtı vardır. Cesedin zekâtı da oruçtur.” buyurmuş.
Ramazan ayı boyunca din adamları, orucun maddi ve manevi faydalarını, mantıklı bir şekilde halkla paylaşmalıdır. Oruç tutmayanları eleştirmek yerine, onların anlayacağı dille, orucun fazileti anlatılmalıdır. Oruç tutmayanlara, hoşgörü ile yaklaşılmalı, onları İslam’dan uzaklaştıracak, tavır ve davranışlardan da kaçınılmalı, bilakis onları kazanmak için uğraş verilmelidir.
Hatırlıyorum da yıllar önce, Ramazan ayında oruç tutmayan bir arkadaş,” Bu kadar nimetin için de aç duruyorsun, sana acıyorum… “ demişti. Kendisine, niçin oruç tutuğumu, orucun maddi ve manevi faydalarını, özellikle de insan ve toplum için ne ifade ettiğini, onun anlayacağı bir dille anlattım. Mahcup oldu ve “ Bunlar için oruç tutuyorsan, özür dilerim” diyerek doğru düşünceyi benimsemişti.
Oruçlu insan, disiplin içine girip dilini ve diğer organlarını haramlardan korur. Yalan, gıybet, dedikodu gibi yasaklar, orucu bozmazsa da orucun fazilet ve sevabına mani olur. Onun için de oruçlu insan, her türlü olumsuz davranışlardan uzak durur.
Oruç insanda, sorumluluk duygusunu geliştirir. İnsan, her türlü kötülüklerden uzaklaşır. Ramazan ayında insan, yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlar. Onların çektiği acıyı yüreğinde duyar, açlığın ne olduğunu bizzat tatmış olur. Yokluk içinde kıvranan, fakirlerin sıkıntılarını içinde duyarak, şefkat ve merhamet duyguları gelişir. Bunun sonucu olarak da fakirlere yardım elini uzatarak sıkıntılarını giderir.
Ramazan toplumun huzur ve mutluluğuna katkıda bulunur. Oruç, insana sabırlı olmayı öğretir. Ahlakımızı güzelleştirir. Oruç, insanın daha sağlıklı olmasını sağlar. Nitekim Hz Muhammed (sav),” Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz” buyurmuştur.
Nobel Tıp Ödülünü kazanan Dr. Carrel, “L’Hamme, Cet İnconnu” adlı eserinde, oruç sırasında organizmalarda, depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu anlatır.
İnsanlarda en çok görülen rahatsızlık, hazım, sindirim bozukluğudur. Şişmanlık, kalp ve damar hastalıklarına, şeker hastalığına ve tansiyon yüksekliğine sebep olmaktadır. Oruç, bütün bu hastalıklara karşı koruyuculuk vazifesi yaptığı gibi bir de tedavi vasıtasıdır.
Yine Fransız profesörü Moulin’ de, “İslam dünyasının en yararlı kurumlarından biri oruçtur. Oruç, bedenin hem fiziksel, hem ruhsal dinlenişidir. Dokuları temizler, birikmiş toksinleri, zehirleri atar. Müslümanlar böylece her yıl bir ay bedenlerini dinlendirirler... Hıristiyan dininde orucun bulunmaması büyük bir kayıptır.” demiştir.
Oruç sadece yemeyi içmeyi bırakmak değildir. Aynı zamanda kötülüklerden de uzaklaşmaktır. Nefsimize hakim olup, yiyecek ve içeceklerden uzak kalırız. Dil yalandan, eller haram işlerden, gözler harama bakmaktan, kulaklar yalan ve dedikodu dinlemekten, uzaklaştırılarak oruçtan nasip alınır. Hülasa, Zekât malı, oruç’ da, bünyeyi temizler, onu sağlığa kavuşturur. İnsanı arzu edilmeyen köklü alışkanlıklarından temizler. En önemlisi de, iyi huylar kazandıran, bir ahlak eğitimidir.
İnsan, oruç tutarsa açlığın ne olduğunu anlar ve yoksulların sıkıntılarını yüreğinde daha iyi hisseder, İnsanda, şefkat ve merhamet duyguları uyanır. Bunun sonucu olarak da yoksullara yardım elini uzatır, sıkıntılarını gidermeye çalışır.
Ramazan ayı, oruç, ibadet ve sabır ayıdır. Allah’ın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı aydır. Sevgili Peygamberimiz, Ramazan ayında, içtenlikle yapılan dua, ibadet ve iyiliklerin, Allah katında daha değerli olacağını bildirmiştir
Ne mutlu Ramazan ayına erişenlere ve bu hazzı yaşayanlara…