Büyükşehir tanımına nüfus anlamında yeterlilik sağlayan Eskişehir şehirleşme anlamında belki rüştünü ispat etmiş olsa da,
Merkez ilçeler anlamında bir bütünlük sağlayamıyor.
Kooperatiflerin, sitelerin, villaların olduğu imarda zengin olması değildir kişinin büyükşehirde yaşıyor olması..
Nitelikli Odunpazarı ilçesinin yanında,
Nicelikten öteye geçemeyen bir Tepebaşı’ndan bahsetmek istiyorum.
Tepebaşı ama Havacılık müzesinden sonrası için yapıyorum bu değerlendirmeyi..
Şehrin yerli veya yabancı turist çekiyor olmasının öznesi tartışmasız Odunpazarı..
Kurşunlu Külliyesi ve Odunpazarı Evleri’nin cazibe merkezi olması bu durumu besliyor olsa da,
O bölgenin özellikle şehrin gümüşlüğü vazifesi görmesi büyük nimet.
Ama Tepebaşı bu manada çok nasipsiz…
Sazova Parkı lokasyon olarak Tepebaşı ilçesinde olsa da iki ilçenin tam ortasında.
Oysa Uluönder, Tepebaşı, Eczacılık Fakültesi, Batıkent, Çamlıca diye devam ederken,
Hepsinin ortasında çamur deryası Baksan Küçük Sanayi kalakalmış.
Sakintepe bir köyün şehrin içinde kalmış olması gibi.
Hala hayvancılık yapanlar var..
Kentsel dönüşüm deyince sağlam apartmanlar akla gelse de,
Bu kentin neden sadece tek merkez ilçesi adeta bir peyzaj harikası olur aklım almıyor.
Işıklandırılmış bulvarlar,
Rengarenk çiçekler, şekillendirilmiş çam ağaçları hep Odunpazarı’nda.
Aaaa Tepebaş’ında heykel de yok sahi..
Sanatçı Tepebaşı’ndan zerre kadar ilham alamamış..
Süs havuzu var mı?
Ben hiç görmedim.
Ama ne var ben size söyleyeyim…
İnanılır gibi değil ama hala semt pazarları sokak aralarına kuruluyor.
Lütfen o günlerde kimse ambulans çağırmak zorunda bırakmasın kimseyi.
Keza diyaliz hastaları o gün girmesin diyalize..
Çöpçüler de geç gelsin çünkü,
Nasıl olsa sabaha kadar temizlik var diye,
Pazar esnafı gittikten sonra vatandaşlarımız pencerelerden poşet poşet çöplerini caddenin ortasına fırlatıyorlar..
O görüntüyü size anlatamam
Müthiş bir sanat değeri var inanın.
O çöplerin ertesi sabahki mis kokusu,
Güya temizlense de yere yapışmış domateslerin çekirdeklerinin şahane dokusu anlatılmaz yaşanır.
Kentsel dönüşümün karıncalar ile yarışıp karıncaların galip geldiği bu gariban ilçe şehir içinde kocaman bir köy gibi..
Yıllarca belediyenin altın günü havasında şehir şehir bedava gezdirdiği ablalar bile “ne olacak bu Tepebaşı’nın hali’ diye söze başlarken”, son beş yıldır bu ilçeye ne yapıldı diye de devam ediyor.
Samimi bulunsa da, siyaset üstü bulunsa da Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç son zamanların en çok eleştirilen isimlerinden.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt,
Ticaret Odası Başkanı Metin Güler’e rağmen gıda festivalleri düzenlerken,
Tepebaşı’nda hizmetsizliğin stabilliği var..
Belediyeciliğin sanat olduğu Eskişehir’ de Tepebaşı’nın da sadece haritalarda konum girerek bulunmaması lazım.
Çöp deryası sokaklar değil de,
Tepebaşı ilçesinin rengarenk çiçeklerin, şık aydınlatmaların, pırıl pırıl parkların olması için bir an evvel aksiyon alması lazım.
Burada mısınız Sayın Ataç?
Tepebaşı’nda Yeşiltepe, Şirintepe, Sütlüce, Esentepe, Çamlıca da size oy verdi..
Sürekliliği devam ettirin diye değil,
Öncesinden daha iyi olun diye…
Efendim serzenişler ile yazılmış olsa da kocaman bir realitenin altını çizmekten başka gayretimizin olmadığı bu köşeden bâki muhabbetle..
Bir sonraki yazımızda yine bu köşede buluşmak üzere..