Öğretmenlerin konaklama için öğretmenevlerinde yer bulamaması ve öğretmenevi ücretlerinin öğretmenlerin bütçelerini zorlaması, kuruluş ilklerinden uzaklaşması, emekli ve görevdeki öğretmenler müştekidir. Ancak bu rahatsızlığı duyan ve sorunu çözmek için bile gelişme de yok.
Adını öğretmenden alan öğretmenevlerinin, emekli ve görevdeki öğretmenlere hizmet vermesini, öğretmenin bütçesine uygun düzenlemelerle, öğretmenlerin faydalanabileceği kurumlara dönüşmesini ve kuruluş amaçlarına dönmesi isteniyor.
Çünkü 21 Şubat 1993 tarihinde, yürürlüğe konan, özellikle de sosyal konuları kapsayan, “Öğretmen Evleri Uygulama Yönergesi" ile getirilen hizmet modelinde, öğretmenler, emekli öğretmenler ve bakanlık mensuplarının, "ÖLÜM","HASTALIK" ve emeklilik hallerinde, yapılacak sosyal yardımların ve kurulacak sosyal ilişkilerin, merkezi olacaktı.
Öğretmenevleri, bu yönergeyle getirilen yeni hizmet modelinde öğretmenler, emekli öğretmenler ve Bakanlık mensupları, ölüm hastalık ve emeklik hallerinde yapılacak sosyal ve moral yardımların ve kurulacak sosyal ilişkilerin merkezi olacaktı.
Yönerge ile öğretmenevleri, emekli olan öğretmenlerle, sürekli ilişki içinde bulunulacak, filen görev alan öğretmenlerle, emekli öğretmenlerin diyalogunun öğretmenevi çatısı altında devam ettirilmesi sağlanacaktı.
Hasta olan personelin ailesi ile temas kurulup, ihtiyaçlarının belirlenmesi ve giderilmesi, hastanede ise, hastanın sürekli izlenmesi sağlanacaktı. Ölen personelin ailesi ve yakınları ile birlikte cenazeni resmi ve dini töreni ve defnedilmesi öğretmenevleri yönetimlerinin, aktif katılımı ve yardımları ile temin edilecekti.
Hepsi vaat ve sözde kaldı. Bir telefon zinciri bile esirgendi. O koca çınarlar, arkadaşlarının haberi olmadan ebediyete sessizce göç ettiler.
Bu Cumhuriyet Çınarlarına, "AHDE VEFASIZLIK" değil de nedir?
Aslında Perşembenin gelişi Çarşambadan belli idi. 33 yıl önce öğretmenevleri ile ilgili sorunları iletmek için, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı'na ziyarette bulunmuş, Başkan ve yardımcılarına öğretmenevleri ile ilgili sorunları aktarmıştık.
Bu görüşmede, özel sektörden geldiğini söyleyen, bir başkan yardımcısının ısrarla sorunlara ve isteklere karşı çıkarak," Öğretmenevleri, ticari bir kurumdur. Hem aidat alınacak, hem de öğretmeler, aldıkları hizmetin bedelini ödeyeceklerdi" demişti.
Yine 20. 8.1990 günlü 2319 sayılı tebliğler dergisinde yayınlanan "öğretmenevleri, lokaller ve eğitim merkezleri, sosyal tesisler yönetmeliği" nin 4.maddesinde, "üye" tanımı yapılmış ve 32 maddesinde kurumun gelirlerinin; bakanlık bütçesine konulacak ödeneklerden, üye aidatlarından, kurumun işletme gelirlerinden ve bağışlardan oluşacağı belirtilmişti.
Yönetmenliğin 33. maddesinde de "üye aidatı, öğretmenevi veya lokalin bulunduğu mahalde görevli üyelerden o yerin yönetim kurulunca tespit edilip mahallin mülki amirinin onayı ile kabul edilen miktar üzerinden ve bütün üyelerden eşit olarak alınır. " hükmüne yer verilmişti.
Öğretmenevleri, kuruluş amaçlarını terk ederek, parasını veren herkesin kalabileceği yerler oldu. Otellerden de farkı kalmadı. Her yıl da öğretmenevlerinden öğretmenlerin istifade etmesi zorlaştırıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, 26 Kasım 2008 tarihli genelge ile öğretmenlere "üyelik" şartları getirdi. Daire Başkanı Fahrettin Kavşut imzası ile gönderilen, "2009 Yılı Üye Aidatı ve Bandrol Rengi" konulu genelgede, öğretmenevleri ve öğretmen lokallerine, üye olmak isteyen ve üyelik şartlarını taşıyanlar için, ülke genelinde bütün öğretmenevi ile öğretmen lokallerinde 2009 yılı üye bandrol ücreti 60 TL olacağı bildirildi.
Söz konusu ücret, istenirse 12 aya bölünerek ödenecek. Öğretmenevi ve akşam sanat okullarına gelen üyelerden, kartları istendiğinde, 2009 yılı bandrolü bulunmayanlardan, 1 Şubat 2009 tarihinden itibaren ise "kamu" ücreti alınacağı vurgulandı.
Genelgede, "Öğretmenevi ve akşam sanat okulu, öğretmen lokaline devam eden üyelerin, üye kartlarındaki bandroller, kurum yetkilileri tarafından mutlaka kontrol edilecektir" denildi.
Oysa Memurların ve diğer kamu görevlilerinin hak ve yükümlülükleri Anayasanın 128’inci maddesinin, 2. fıkrası gereğince Kanunla düzenlenmelidir. Bu nedenle, "Öğretmen Evleri, Lokaller ve Eğitim Merkezi Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin, bu konuya ilişkin 33. maddesi Danıştay tarafından iptal edilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, 26 Kasım 2008 tarihli genelge ile aidat miktarını artırdı. Ancak 21 Şubat 1993 tarihinde yayınlanan, Mili Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren öğretmenevleri ve öğretmen lokalleri, özellikle öğretmenlere yönelik, olarak uygulanacak sosyal yardım ve sosyal konuları kapsayan "Uygulama Yönergesi" ni hiç dikkate almadı.
Oysa Öğretmenevleri eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını karşılamak, dinlenme ve eğlenme ihtiyaçlarını da imkânları ölçüsünde yerine getirmek, eğitim çalışanlarının sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile meslekî eğitim alanında gelişimlerine ilişkin faaliyetlere destek sağlamak amacı ile kurulmuştur.
Ancak Kamuya ve sivil konaklamaya açılan öğretmenleri, bu imkânlardan yaralanmasını ortadan kaldırmaktadır. Öğretmenler için güvenli konaklama ve dinlenme amacı ile işletilmesi gereken kurum, adeta öğretmenlerin içine giremeyeceği kurumlar haline gelmiştir.
Asıl kuruluş amacı öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına konaklama ve dinlenme imkânı sağlamak olan öğretmenevleri, kuruluş amacından uzaklaşmış adeta kamuya ve sivil vatandaşlara hizmet veren oteller haline getirilmiştir.
Öğretmenevlerinin kuruluş amacına tekrar dönülmelidir. Şayet dönmeyecekse öncelikle emekli ve görevdeki öğretmenlere ve diğer eğitim çalışanlarına, boş oda kaldığı takdirde kamu personellerine, şayet doluluk oranı tamamlanmamış ise sivil vatandaşların kalabileceği şekilde düzenleme yapılmalıdır. Her türlü hizmette de emekli ve görevdeki öğretmelere ücretler de indirim yapılmalıdır.