Cumartesi günü Atatürkçü Düşünce Derneği (ADDEskişehir Şubesi tarafından  “KİM İÇİN NE İÇİN YENİ ANAYASA!” konulu bir panel düzelendi. Panelde yönetici olarak eğitimci-yazar Tarık SAYAR, konuşmacı olarak da CHP il Başkanı Sayın Av. Talat YALAZ ve AHPADİ Dernek Başkanı Sayın Av. Mehmet EKTAŞ katıldı.

AHPADİ Derneği Başkanı Sayın Mehmet EKTAŞ, anayasa değişikliklerinin hukuki ve ahlaki boyutlarına dikkat çektikten sonra “Bugünkü anayasaya sadakat yemini edenlerin, bu anayasayı tamamen ortadan kaldırarak yerine yeni bir anayasa koymaları ahlaken mümkün değildir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin,  yeni bir anayasa yapma yetkisi konusunda eksiklikler olduğunu belirten Sayın Av. EKTAŞ “87. maddede Meclis’in asli kurucu iktidar olarak yeni bir anayasa yapma görevi bulunmamaktadır.” görüşünü katılımcılarla paylaştı.

CHP Eskişehir İl Başkanı Sayın Av. Talat YALAZ da anayasa değişikliklerinin, toplumsal uzlaşıyla yapılması gerektiğini vurguladıktan sonra, “1982 Anayasası bugüne kadar 19 kez değiştirildi. İlk hâliyle olumsuz görülen birçok madde güncellenmiştir. Ancak bu anayasa hâlâ tamamen memnuniyet sağlayan bir metin değildir” dedi.

Ayrıca CHP Eskişehir İl Başkanı, Sayın Av. YALAZ, anayasa değişikliklerinin halktan gizlenmemesi gerektiğini belirterek, “İktidar, süslü maddelerle halkı yanıltmak yerine şeffaf olmalıdır. Anayasa değişiklikleri, temel insan haklarına ve evrensel değerlere uygun bir toplumsal uzlaşıyla yapılmalıdır,” diyerek sürecin daha kapsayıcı olması gerektiğini savundu.

Anayasa devletin kimliği olma işleviyle siyasal erkin kullanılma şartlarını belirlemektedir. Toplumun ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel haklarının hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır. Devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler.

Anayasa yapmak güç bir iştir. Onun içinde ' Toplum Katılımı" ve " Ortak akıl" ve "Orta payda" gibi kavramların, çalışmalara hakim kılınması, toplumun tüm kesimlerinin önerilerinin, dikkate alınması olmazsa olmaz konumdadır. Çünkü Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir.

Ayrıca anayasa yapımının özündeki önem, mantıklı müzakerelere dayalı usulleri gerektirir. Ayrıca yapılacak olan anayasa, partiler üstü bir anayasa olmalıdır. Demokrasinin hakim olduğu bir ülkenin, anayasası asla sadece bir partinin anlayışı doğrultusunda hazırlanmaz. Unutmayalım ki milletin iradesi bütün vatandaşların katılımı ile tecelli eder.

Ülkemizde yeni anayasa gündemdedir. Yeni anayasa, Atatürk ilke ve devrimlerinin budanması amacı gütmemeli, laiklik ilkesinin içini boşaltmamalıdır. Ülkemizin, üniter devlet yapısı ve ulusal birliğini zedeleyecek zemin hazırlamamalıdır. Ülkemizde dil ve eğitim birliğini bozacak ve Yargıyı da siyasallaştıracak, hükümler içermemelidir.

Ülkemizde Anayasa da değişiklik yapılacaksa, tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devletin önde gelen anayasal kurumları ve akademisyenlerde, katılımı ile gerçekleştirilsin. Bu tutum, hem demokratik olacak, hem de hazırlanan anayasa toplumun tüm katmanları tarafından da kabul görecektir.

AKP iktidar döneminde, anayasa çalışmaları, sürekli tedirginlik yaşattı. " Laiklik, türban, imam hatip, TSK ve YÖK gibi konular, sürekli gündeme geldi. "TÜRK" sözcüğünün kaldırılması gündemden düşmedi. Bugünde, AKP iktidarının, anayasa çalışmaları üzerinde kaygılar, hala devam ediyor.

Oysa gelişmiş ülkeler, milliyetçiliği gündeme bile getirmez yaşarlar. Nitekim Amerikalı siyaset bilimi profesörü Sayın Leon  BARADAL’a göre milliyetçilik, insanları kendi ulusal gruplarının çıkarlarıyla özdeşleşmeye ve bu çıkarları korumak için bir ulus-devletin kurulmasını desteklemeye teşvik eder. Bu ideoloji Avrupa'nın dönüşümünde önemli bir rol oynamış, monarşilerin ve yabancı kontrolünün yerini kendi kaderini tayin etme ve ulusal hükûmetlerin kurulmasına yol açmıştır.

Türkiye’de 1982 Anayasası yürürlüğe girdiği günden beri tartışılıyor ve 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylamasıyla çok önemli bir değişiklik kabul edilmiş olmasına rağmen anayasa meselesi yakın gelecekte de gündemin üst sıralarında yer almaya devam edecek gibi görünüyor.

1982 Anayasası ilk kez 1987 yılında son kez 2017 yılında değiştirildi. 1987 ila 2017 döneminde yani 30 yılda yapılan anayasa değişikliklerinden 19’u yürürlüğe girdi. Yürürlüğe giren 19 kanunla 184 hususta değişiklik yapıldı. En çok çarpıtılan ve anlaşılmayan konu bu 184 değişiklik meselesidir. 

Türkiye'nin ekonomide, demokraside, küresel siyasette, hak ve özgürlüklerde hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasaya gereksinim olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, “Tekrar altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı'nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur" dedi. Ancak Cumhur ittifakının Anayasa yapımı ve Anayasa arayışları sürekli gündeminde.

Ülkemizde anayasalar sürekli değiştirildi. Nitekim 1876 Kanun-i Esasi (I. Meşrutiyet): Türklerin ilk Anayasasıdır. Daha sonra 1921 Teşkilat-i Esasi: T.C.nin ilk Anayasası, 1924 Teşkilat-Esasi, 1961 T.C. Anayasası, 1982 T.C. Anayasası meydana getirilmiş bugünde bazı siyasi parti ve kesimler, 1982 anayasasını, tamamen yürürlükten kaldırılarak, yeni bir anayasa yapmak isteniyor.

Türkiye' de, sık anayasa değişikliği yapılırken, pek çok ülkenin, anayasaları kalıcıdır. Nitekim ABD Anayasası 17 Eylül 1787'de, Kanada Anayasası 1867, Fransız Anayasası 1793'te meydana getirilmiş olup, hala yürürlüktedir. O nedenle de ülkemizde ise anayasa, geniş toplumsal mutabakat içinde, bugün özellikle de gelecek, düşünülerek hazırlanmalı, diğer ülkelerde olduğu gibi kalıcı olması sağlanmalıdır.