Eskişehir ilinde, iklim Değişikliğine Dayanıklı Tarımsal Üretim Modelinin Uygulanması ve Yayımı Projesi", İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programına (Climate Change Adaptation Grant Programme (CCAGP)) sunulan proje toplam 150 bin Euro bütçe ile yürütülecek olup hibe tutarı 135 bin Euro’dur.

 Avrupa Birliği tarafından Birleşmiş Milletler fonları ile finanse edilen kısa adı CCAGP/073 olan projede yerli tohumlara da yer verilmelidir.

Yerel tohumlar, binlerce yıldır toprakla buluşarak, genlerinde kuraklık, sel, don vb. pek çok doğa olayına karşı ayakta kalmayı başarabilme özelliklerini taşıyarak, “Bilge” sıfatını hak ediyorlar.

 Geleneksel tarım sistemi, binlerce yıldan bu yana nesilden nesile aktarılan tohumlar çiftçi eliyle sürekli geliştirilmiş, bulunduğu yerin iklim ve arazi koşullarına, en iyi uyum sağlayan “yerel çeşitler” elde edilmiştir.

Ayrıca yerli tohumlar, ata yadigârıdır. Yıllarca, bu topraklarda, ekilip biçildiğinden, bu bölgelerin iklimine toprağına, diğer şartlarına, zaman içerisinde uyum sağlamışlardır.

Ayrıca yerli tohumlar, kendilerini zaman içerisinde, yenileme özelliğine sahiptir. Hastalıklara karşı dirençli, kuraklığa ve iklime uyumludur. Ayrıca saf ve doğal tohumlar, zaman içerisinde gelişebilme özelliğine de sahiptir.

Eskişehir’ de, doğal kaynakların korunması ve bozulan ekolojik dengenin yeniden tesisi, sürdürülebilir tarımın yaşatılması, biyolojik çeşitliliğin devamı özellikle de Sivrihisar çevresine has, tohumların korunması ve geliştirilmesi ve organik tarım yapılması, hususları üzerinde geçmişte, pek çok çalışma yapıldı. Ancak arzu edilen sonuç alınamadı.

Oysa Sivrihisar’da yetişen, Kepen lahanası ve pırasası, Koçaş patlıcanı, Dümrek nohudu, Okçu fasulyesi, İstiklâlbağı mercimeği, üzüm bağları, mülk soğanı, günyüzü kavunu  ve diğer ürünlerin, kendilerine has özellikleri ve damak zevkleri aranan ve korunması gereken yerli ürünlerdir.

Sivrihisar’da uygulamak istenen, “Kültür”, “Ürün” ve “Ağaçlandırma” Projeleri içinde, “Organik tarım” da vardı. Bölge çiftçisine, toplulaştırma, finans, teknik ve pazarlama gibi her türlü imkân sağlandığı halde, bölge çiftçisinin, kabul etmemesi sonucu düşünülen projeler hayata geçirilemedi.

Tarım İl Müdürlerimizden Sayın Gümüş’le yaptığımız görüşmede, Eskişehir’ de endüstri bitkilerinin yetiştirilmesi için, çok önemli bir bölge olduğu hususunda fikir birliği içinde olmuştuk. Bölgenin doğal ekolojisine yatkın olan aspir ve ayçiçeği gibi endüstri bitkileri, pekâlâ yetiştirilebilir. Eskişehir’de tarım, sanayiye kaynak  aktarır, bir yapıya kavuşturulabilirdi.

Valilerimizden, Sayın KILIÇLAR’ın Eskişehir’de görev alması ile birlikte tarıma ve gıda maddelerine karşı gösterdiği ilgi ve İl Tarım Müdürlerinden Sayın Gümüş’ ün, bu alandaki deneyimi ve kentin sahip olduğu imkânlar Eskişehir’de, yerli tohumların tarıma kazandırılması açısından ciddi bir fırsattı. Ancak Sivrihisar’da bu alanda muhtarlarla yapılan toplantıda kabul göremedi.
Oysa Eskişehir’de özellikle de Sivrihisar’da yapılacak, "Organik tarım" çalışmaları, yerli tohumlarımız açısından, önemli bir ortam yaratacaktı. Bölgedeki ürünlerin, damak zevki ise pazarlama alanında, kolaylık sağlayacak. Bölgenin, ekonomisine de ciddi katkıda bulunacaktı.

Yine İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürümüzden, Sayın Erkan ALKAN’ la yaptığımız görüşmelerde de Eskişehir’ deki tarım sorunlarını, özellikle de Küresel Isınmanın, tarım ürünlerine etkisi üzerinde ve yerli tohumlar üzerinde,  olumlu görüşlerine de tanık olmuştuk. Ancak yerli tohumlarla ilgili arzu edilen bir çalışma yapılmadı.

Oysa Eskişehir bölgesinde, yetişen yerli ürünlerin tohumlarına, sahip çıkmak ve üretmek gerekir. Çünkü kent ekonomisi, özellikle de insan sağlığı açısından da bu bir zorunluluktur.
AKP hükümeti döneminde, ülkemizde 2018 itibariyle, sertifikalı   tohum  kullanmayan Çiftçilere destek verilmiyor. Ülkemizde 2006 yılında kabul edilen  Tohumculuk Kanunu ile kayıt altına alınmamış,  yerel tohumların satışı, “yasaklanmıştır”. Yalnızca çiftçiler, aralarında tohum takası yapabiliyorlar. Bu kanun,  yerli tohumlarımızın muhafazasına zarar vermiştir.

Ülkemizde, yaklaşık 92 değişik üründe, 46.523 bin hektarlık arazi üzerinde 12.275 kadar üretici 168.306 ton organik ürün üretmektedir. Ancak geçmiş, yıllarda, dünyada, tarım ürünleri açısından, kendi kedine yeterli yedi ülkeden bir olan Türkiye, bugün tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline geldi.

 Eskişehir, ülkemizdeki bu kısır döngüyü ortadan kaldırabilir.  Eskişehir’de, sulanabilir tarım arazisi, 350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102 ha (40.46) dır. İl çapında hazırlanacak ürün planlaması ve yerli tohumlarla yapılacak, organik tarım çalışmaları, Eskişehir’ i bu alanda örnek bir il haline getirebilir.

Ülkemizde, yerli tohumları muhafaza eden illerden biri de Edirne’dir. Edirne’nin  bereketli toparlaklarına, tekrardan can vermek; en büyük mirasımız olan yerli tohumu geleceğe taşımak isteyen, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın, talimatlarıyla kurulan, Yerli Tohum Bankası’nda, yer alan yerel tohumların, bir kısım Türkiye Tohum Gen Bankası ile paylaşıldı.

Eskişehir’de de binlerce yıldır, değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış, birer genetik hazine olan yerli/atalık tohumlar  için, Yerli Tohum Bankası kurulmalı ve Türkiye Tohum Gen Bankası ile de paylaşılmalıdır.

Yerel ürünlerin ve tohumların, korunarak gelecek nesillere aktarılması, çocuklarımızın, daha iyi beslenebilmeleri ve bazı yerel geleneklerin devam ettirilmesi bakımından önemlidir. Bu şekilde kültürümüz, sağlığımız, çevremiz ve geleceğimiz de koruma altına alınmış olacaktır.