Okul öncesi eğitim dönemi olan 3-5 yaş aralığındaki eğitime erişim verilerine göre Türkiye, en düşük okullaşma oranına sahip OECD ülkesi. Oysa okul öncesi eğitim, çocukların bilişsel sosyal duygusal, akademik gelişimleri ve genel iyi oluşları üzerinde kilit bir role sahiptir.

Ayrıca tüm çocukların kolay erişebileceği, nitelikli ve kapsayıcı bir okul öncesi eğitimi, ekonomik refah ve büyümeye katkı sağlaması ve anne-babaların iş gücü piyasasına daha kolay geçebilmesi açısından da oldukça değerli.

20. Millî Eğitim Şûrasının, 1-3 Aralık 2021 tarihleri arasında yapılan toplantıda Şûra, eğitim politikaları yanında “OKUL ÖNCESİ EĞİTİM” le ilgili de önemli kararlar alınmıştı.

20. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulunda, okul öncesi eğitim beş yaş okullaşma oranının, kısa vadede, yüzde 100`e ulaştırılması, gerekli fiziki, beşeri ve mali imkanlar sağlanmalı önerisi kabul edildi.

Şurada alınan karar gereği, 3-4 yaş için de eğitime erişim imkânları artırılacak, daha erken yaşlarda 0-3 yaş bütüncül, kapsayıcı ve entegre, bir yaklaşımla erken çocukluk eğitimine ve bakım hizmetlerine erişim sağlanması için, çalışmalar yapılacak.    

Okul öncesi eğitim kurumlarında, okul öncesi öğretmenliği lisans mezunu okul öncesi öğretmenler, istihdam edilecek, öğretmenlerin, yanı sıra öğrenci sayısına bakılmaksızın,  psikolojik danışmanlar, çocuk gelişim uzmanları, destek eğitim, personeli, usta öğretici, güvenlik görevlisi, yardımcı hizmetli istihdam edilmesi  de kabul gördü..

Dezavantajlı bölgeler ve gruplara yönelik, okul öncesi eğitime erişimi kolaylaştırmak için bölge ve ailelerin ihtiyaçlarına yönelik de  farklı modeller, gezici öğretmen sınıfı, gezici sınıf, taşıma merkezi ana sınıfı, yaz eğitimi, taşımalı eğitim, ev temelli eğitim, toplum temelli erken müdahale modeli, mobil anaokulu vb. kendi standartları geliştirilerek kullanılacak.

Okul öncesi eğitime, kazandırılabilecek mekânların okul binası, sağlık merkezleri, belediye binaları vb. kurum binaları olması durumunda, taşımalı eğitim yerine yerinde eğitim öncelikli olarak değerlendirilecek.

Hayırseverlerden gelecek desteklerin, öncelikle okul öncesi eğitim alanına yönlendirilmesi teşvik edilecek.

Belediyelerin, kaynakları oranında öncelikle okul öncesi eğitim kurumları olmak üzere,  tüm eğitim kurumlarının yapım, onarım, bakım ve temizlik gibi ihtiyaçlarının giderilmesine ve okul öncesi eğitimde erişimi kolay arsa tahsisine yönelik katkıların artırılması sağlanacak.

Coğrafi, bölgesel ve sosyoekonomik düzey dikkate alınarak, okul öncesi eğitimin önemine ve eğitime erişim fırsatlarına ilişkin farkındalık çalışmaları, kamu spotu vb. artırılacak ve bu konuda, aileyi bilgilendirici materyaller oluşturularak aile desteklenecek..

İşletmeler, kamu kurumları ve özel kurumlarda, kreş, yuva gibi kurumların Milli Eğitim Bakanlığının, belirlediği standartlara göre açılması, izlenmesi ve denetlenmesinin  sağlanması, Okul öncesi eğitimde, okul-aile iş birliği modelinin geliştirip uygulanması, ailelerin desteklenmesi ve aile eğitimlerinin yaygınlaştırılmasının sağlanması kabul gördü.

Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasında, nicelik ve nitelik birlikte düşünülecek. Bu kapsamda okul öncesi eğitimi kurumlarının, eğitim materyalleri, program, sınıf içi, sınıf dışı ortam ve personele ilişkin kalite standartları güncellenecek ve yaygınlaştırılacaktır..

20. Milli Eğitim Şurası’ da dikkat çeken bir gelişme  de okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak, din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır." önerisi ile "Kalkınmada öncelikli ve sosyo ekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerde görev yapan öğretmenlere, ilave özlük hakları ve teşvikler verilmelidir." önerilerisin de  oy çokluğuyla kabul edildi.

20. Milli Eğitim Şurası’nda,  Okul öncesi eğitimle ilgili alınan kararlar nasıl uygulanacak önümüzdeki yıllarda görülecektir, Ancak  20.Milli Eğitim Şurası’ nda, okul öncesi eğitimle ilgili kararlar da  Milli Eğitim Bakanlığ tarafında hayata geçirilmeye başlandı.

Nitekim Milli Eğitim Bakan Sayın ÖZER’in, TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığının bütçe görüşmelerinde, “…..5 yaş grubunda %78 olan okullaşma oranını da %100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaşmak için 2022 yılında, 3 bin yeni anaokulunu ve 40 bin yeni anasınıfını, hizmete alacağız.” Demişti.

Ülkemizde okul öncesi Eğitim’ le ilgili, alınan kararlar mutlaka hayata geçirilmeli, çocuklarımızın tamamı da okul öncesi eğitime devam etmelidir. Çünkü çocukta zekâ gelişiminin, %70 lik kısmı, 7 yaşına kadar tamamlanır ve öğrenme becerisi de bu yaşta gelişir.  Ayrıca okul öncesi dönem, çocukların, zihinsel ve ruhsal gelişimindeki en önemli  evredir.

Okul öncesi eğitim ile çocukların, iletişim kabiliyeti geliştirir. Çocuğu, ev ortamından çıkarak dışarıdaki kişiler ile etkileşim kurması iletişim kabiliyetinin gelişmesine önemli bir katkı sağlar. Sosyal ilişkileri artan çocuklar paylaşmayı öğrenir, kendisini, ne zaman ve nasıl koruyacağına dair, fikir edinir ve karşısındaki kişiye saygı duyması gerektiğinin bilincine varır.

Yine Okul öncesi eğitimde, çocuklarımızın, motor becerileri Gelişir. Çünkü anasınıfı eğitimi almış çocukların, bu tür bir eğitim almamış çocuklara nazaran, motor becerilerinin daha fazla geliştiği gözlemlenmiştir.

Okul öncesi dönem, çocukların zihinsel ve ruhsal gelişimindeki en önemli evredir. Çünkü çocuk zihinsel gelişiminin %50’sini 4 yaşına kadar, % 30’unu 4-8 yaş arasında, %20’sini ise 8-17 yaşları arasında tamamlar.

Ayrıca araştırmacılar, 0-6 yaşları, kişinin gelecekte nasıl bir birey olacağının belirleyicisi olduğunu vurgularken, yeteneklerini keşfediyor, sevgiyi ve kendini ifade edebilmeyi öğreniyor. Özgüveni kazanıyor ve geliştiriyor. Sağlıklı iletişim kurma becerisini geliştiriyor.