Yerel gazeteler, kentlerin en önemli toplumsal iletişim kuruluşları sayılmaktadır. Bu nedenle de basın toplumsal konulara duyarlılık gösterir, toplumdaki sorunlar karşısındaki mücadelesinde de farkındalık yaratır. Sorunların çözümünde de ortak bir bilincin oluşmasında yerel basına önemli görevler düşer.

Bu nedenle de okuyuculardan kentin sorunları, hatta kendi sorunlarının çözümü için de istekler gelir. Sorun yaratan kesimlerde bazen “Git sorununu basına anlat “ diyerek, çözüm üretirler. Oysa basının sorun çözmek gibi bir sorumluluğu yoktur.

Elbette basının, öncelikle haberleri yansıttığı topluma ve kamu organlarına karşı yasalarla belirlenmiş  sorumlulukları vardır. Basının topluma karşı sorumluluğu tüm sorumluluklarından önce gelmektedir.

Ayrıca basının halkı aydınlatmak, dürüst ve doğru habercilik yapmak, objektif olmak, haber kaynaklarına karşı duyarlı olmak, devleti ve içinde bulunduğu toplumu korumak, desteklemek anarşi ve kaosa yol açmamak gibi sorumlulukları bulunmaktadır.

Yerel basın, kamu hizmetlerini sağlıklı ve doğru biçimde halka duyurmak için, devlet-yurttaş işbirliği ilişkisini sağlar ve devam ettirir. Kurum/kuruluşlarla, yurttaş ilişkilerini düzenlemek ve yapılan hizmetleri kamu adına denetlemek ve elde ettiği bilgileri de kamuoyu ile paylaşır. Ulusal iradenin doğru tecellisi için demokrasi olgusunu geliştirip, kökleştirir

Öte yandan toplumda az da olsa bazı kurum/kuruluşların yöneticileri, yerel basına ve mensuplarına karşı, değişik bir tavır içinde olur. Bazıları da yerel basını okumadığını söylerken, bir kısmı da dikkate almadıklarını sık sık vurgularlar

Kurum/kuruluşlarda görev yapan, kişi/kişiler de basın mensuplarının iyi niyeti karşısında tavır alırlar. Hatta geniş bir sorgulama gayret ve çabası içine girerler. Gerçeği anladıkları zamanda iş işten geçer.

Öte yandan bazı okuyucular da ildeki süper marketlerde yerel gazeteleri niçin satılmadığını, bunun nedenlerini sorarlar. Kentlerde, büyük paralar kazanan,  süper marketler, vitrinlerinde neden yerel gazetelere yer vermiyorlar bilinmez ama yerel basın vitrinlerinde de yer aldığı zaman müşterilerinin isteklerini yerini getirmiş olurlarken marketlerine devamlılığını da sağlamış olurlar.

Ayrıca yerel basının imkânları düşünüldüğünde, ülkemizde özellikle de Eskişehir,  yerel basının kalitesi, içeriği, standardı ve baskı açısından, Türkiye’nin en iyi kentleri arasındadır. Gerek sahipleri, gerekse çalışanları, büyük özveri ve fedakârlıkta bulunuyorlar. 

Öte yandan basın mensuplarının, yaptığı haberlerden, memnun olmayan, kurum/kuruluş yöneticilerinin,  “haber yapılmadan önce bize sorulmalı idi” sözlerinin, ne kadar ciddi, samimi ve geçerli olduğu, bilinmez ama basın kurum/kuruluşlarla ilgili ihbarları, yansıtmadan önce ilgililerle görüştükten sonra kamuoyu ile paylaşması toplumsal huzur açısından önemlidir.

Kim ne düşünürse düşünsün yerel basın, ülkemiz ve Eskişehir’in, sesi, kulağı, gözü ve aynasıdır. Gördüklerini, duyduklarını, düşündüklerini, en önemlisi de kentin sorunlarını da kamuoyu ile paylaşır. Bu aynı zamanda basının asli görevidir.

Mustafa Kemal ATATÜRK, “ Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan müşterek istikamette yürümesinin temininde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” demiştir.

Yerel basına, tavır almak veya gereksiz yere suçlamalarda bulunmak,  kimseye yarar getirmez. Bilakis, var olan diyalogu da yok eder. Fatura da kentlere kesilir.

Ülkemizdeki  kurum/kuruluşlar, kentle ilgili kararları veya sorunların çözümünü, “ortak akıl” olarak adlandırdığımız kavram ekseninde, halkla ve basınla uyum ve işbirliği içerisinde, almanın yollarını aramalıdır. Her vatandaş ve yerel basında sorunlarını ve istemlerini, kurum/kuruluşlara, iletebilmelidir.

Yıllardır hiç ücret almadan destek verdiğim, Eskişehir yerel basınına, kentteki tüm kesimler her türlü desteği vermeli ve abone olarak da çalışmalarına maddi destek de bulunmalıdır. Çünkü yerel basın kentlerin müşterek sesidir.

Hatırlıyorum da İzmirliler ve basın mensupları, hiçbir ayrıcalığa sahip olmadan, “yalın yurttaş” kimliği ile toplumsal istemlerini gerektiğinde, İzmir Büyükşehir Başkanlarından Rahmetli Priştina’ ya, bürokratik engelleri de devre dışı bırakarak aktarabiliyorlardı. Bu duruma, şahsım da  birkaç kere tanıklık etti. Hatta ” HALK VE BASIN, BENİM VELİNİMETİMDİR”  sözüne de şahit oldum. Bugün, halk ve basın tarafından, hala hatırlanıyor ve rahmetle anılıyor.

YEREL BASIN, yaygın basına göre, topluma daha yakın bir konumda bulunur, kentin ve bölgenin sorunlarını, sürekli gündemde tutar, kentle ilgili konularda, yerel kamuoyunun oluşturulması, halkın demokratik sisteme katılımının sağlanması ve halk adına yerel yönetimlerin denetlenmesinde de önemli rol oynar.

Günümüzde büyük sorunlar ile karşı karşıya kalan yerel basın,  milli mücadelenin en büyük destekçisi olmuş, halkın haklı sesini dünyaya duyurmuş ve o süreçte milli bir görev üstlenmiştir. Bugün de aynı duygular için de ülke ve kentlerin hizmetindedir.

Basın özgürlüğü de demokrasinin önemli bir bileşenidir. İnsanların kendilerini ifade etme ve bilgiye özgürce ulaşma haklarını güvence altına alan, etik bir ilkedir. Bu nedenle, yerel basın özgür olmalı, her türlü destek de verilmelidir.

Milli mücadele yıllarından bu yana toplumsal konularda duyarlılık gösteren, yerel basının, doğru ve gerçek bilgileri kamuoyuna ulaştırabilmesi için özgür olması şarttır. Yerel basının, özgür olması için de her türlü destek de verilmelidir. Çünkü basın özgürlüğü, anayasal bir hak olmanın ötesinde, demokrasinin sağlıklı gelişimi, devamının sağlanmasının ve toplumsal sorunların çözümünün de teminatıdır.