Atatürk’ün kurucusu olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, anmama geleneği sürdürüyor.30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili Cuma hutbesinde, de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmemesi, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.

Medyada insanlarımız, Atatürk etiketiyle düşüncelerini paylaşırken, bazı kullanıcılar da bu durumu eleştiren yorumlarla hutbeye tepki gösterdi. “Atatürk’süz hutbe olmaz” ve “Cumhuriyet’in kurucusuna saygı” gibi ifadeler, en çok paylaşılan içerikler arasında yer aldı.

Ülkemizde, ezanların dinmemesine, bayrağın inmemesine önderlik eden, Mustafa Kemal Atatürk’ü,  bizzat kurmuş olduğu Diyanet İşleri Başkanlığının, cuma hutbelerinde, Atatürk’e yer vermemesi büyük vefasızlıktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, geçmiş yıllardaki, Hutbesinde de  konu başlığı, “Çanakkale Zaferi ve Birlik Ruhu” olmasına rağmen, hutbede de Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu,  Anafartalar komutanı, Mustafa Kemal Atatürk’ün, adından hiç söz etmemişti..

Oysa Çanakkale Savaşı, Türk Milleti için, önemli yanı, Milli Mücadele ruhunun, ilk meşaleleri, burada yakılmış ve  Mustafa Kemal Atatürk’ ün, üstün özellikleri,  de, Çanakkale    Savaşın’ da, dikkat çekmiştir.   

ATATÜRK, Çanakkale de, üstün başarılarından dolayı da, daha Çanakkale Savaşı devam ederken, "İstanbul’u Kurtaran Kahraman”, "Payitaht Kurtaran Kahraman” unvanı ile anılmaya başlandı.             Diyanet ne düşünürse düşünsün, gerçeklerin üstü örtülmez, Çünkü ATATÜRK, tarihe mal olmuş, bir dâhidir. Türk Milletine ve İslamiyet’ e, yaptığı hizmetler ise ortadadır.

Acaba ATATÜRK önderliğin de Türk ulusu, Çanakkale Savaşı ve İstiklal Savaşını, kazanılmamış olsaydı, Minarelerde ezan, camilerde hutbe okunur muydu?

Nitekim Evliya Çelebi, Atina’daki ibadethanelerden bahsederken, şehirde, 300 civarında cami ve bir o kadar da kilise olduğunu söyler. Ama aynı Atina’da, bugün ibadete açık tek bir cami bile yoktur!.

Atatürk,  yaşamı boyunca tebliğ edilen İslamiyet’i savummuş, dini erozyona uğratacak, gelişmelere de sürekli karşı çıkmıştır. Siyasetin ve devlet işlerinin dini düşüncelerden uzak utulmasına da özen göstermiş ve gösterilmesini de sürekli önermiştir.

Diyanet, 2015 yılından itibaren, hutbelerde niçin, Atatürk’ e, yer vermediğini “Atatürk, 5 Mart 1924 tarihli kararname ile hutbelerde adından bahsedilmesini bizzat kendi imzası ile yasaklamış. Tüm valiliklere gönderilen kararnamede kişilere değil, millete ve Cumhuriyet’e dua edilmesi isteniyor.” Paylaşımı ile de gerçekleri çarpıtmıştı..

Oysa tarihçi Sayın Sinan Meydan, “….eskiden hutbelerde, halifeden söz ediliyordu. Halifelik kaldırıldığı için, Atatürk artık halifeden söz edilmemesini istedi. Şahısların, adı anılmasın derken, kastettiği halifenin adı. O belgede, Atatürk “hutbelerde, benim adımı anmayın demiyor. Dedi.

Yine Sayın Sinan Meydan, “Atatürk döneminde, verilen birçok hutbede, Atatürk’ün adı da anılır, Atatürk’e dualarda, niyazda bulunulurdu. Diyanet, Atatürk’ün adını anmamak için Atatürk’ü kaynak gösteriyor. Ancak bunu yaparken, tarihi gerçeği çarpıtıyor.” dedi

Diyanet, Atatürk hakkında ne düşünürse düşünsün,  İngiltere Başbakanı, David Lloyd George “Yüzyıllar, nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dâhisi Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı “ demiştir

Ayrıca Rhode Island’daki Brown Üniversitesi’nde, "Emeritus Professor-Onursal Profesör  Arnold Ludwig’  in,  18 yıl süren, "Liderliğin doğası"  çalışmasında, 1900-2000 yılları arasında yaşayan, 200 farklı ülkeden, 1941 lideri araştırmıştır.

Ludwig,, Roosevelt’ten, Churchill’e, Mao’dan Fidel Castro’ya, uzayan listedeki 377 lider arasında, en yüksek puanı, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk almıştı.

Atatürk’ü, 20. Yüzyılın, en önemli dünya lideri olarak ilan eden, liderleri sıralama araştırması, dünya çapında, bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı çalışmadır.

Ne yazık ki  kendi değerlerimize,  tam olarak sahip çıkamıyoruz ama Atatürk gibi değerlerimizin, büyüklüğünü ortaya koymak ve dünyaya tanıtmak da  yabancılara düşüyor.            

Dünyada ülkeler sorunlarını Atatürk’ ün yöntemi çözüyor. ABD ve AB ülkeleri, son küresel ekonomik krizi, Atatürk’ ün yöntemi ile çözdü.. Yani Atatürk’ ün, “mutedil devletçilik”  politika ve stratejileri, tıpkı 1929’ da olduğu gibi, küresel

Diyanet büyük Vefasızlık yapsa da Atatürk, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. Çünkü o hem fikir, hem de hareket adamıdır. Bu nedenle de geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de dünya ve ülkemize rehber olmaya devam edecektir.