Dünya ve ülkemizde, Aile hekimleri, bireylerin ve aile fertlerinin, ikamet yerlerinin yakınlarında ya da kolaylıkla ulaşabilecekleri bir yerde bulunan, ilk başvuracakları, kişiye yönelik, koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici, sağlık hizmetleri verirler. Tam gün, esasına göre çalışırlar.
Aile hekimi, hizmet verdiği toplumu, her yönüyle tanır; aile, çevre ve iş ilişkilerini değerlendirir. Ailenin, bütün bireylerinin sağlık durumlarını, yaşama koşullarını, dolayısıyla koruyucu sağlık uygulamalarının ve sağlık eğitimlerinin, bireylere nasıl uygulanacağını en iyi bilen kişidir.
Kapsamlı, sürekli, koordine edilen ve kişiye özel bir sağlık hizmeti verilmesinin sağlanmasında, özellikle “Aile Hekimleri”, çok önemli bir konuma sahiptir. Birinci basamak sağlık hizmetinin, diğer çalışanları yanında, onların rolü, sağlık alanında kaynakların optimal biçimde değerlendirilebilmesi için, çok önemli görülmektedir.
O nedenle de aile hekimleri için, Tıp Fakültelerinde, Aile Hekimliği Anabilim Dallarının, kurulmasıyla birlikte, birinci basamak hastalara, kapsamlı ve bütüncül yaklaşım konusunda, bilimsel çalışmalar ve eğitim yapılmaya başlanmıştır
Birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık sektörünün, örgütlenmesinde merkezi konumdadır. Nitekim yapılan çalışmalar, aile hekimliği uygulaması olan ülkelerde, hem ekonomik, hem de klinik başarı olarak, daha etkin sağlık hizmeti verildiğini göstermektedir.
Ayrıca tüm dünya ülkelerinde, aile hekimliğinin önemi giderek artmakta, aile hekimliğine,olan ilgi her geçen gün artmaktadır. Sağlık hizmetlerini, üst seviyeye taşıyan tüm ülkelerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinde, aile hekimleri, ana görevi üstlenmektedir.
Hastalıklarla baş etmenin en kolay ve ucuz yolu, hastalığa yakalanmadan önce gerekli önlemlerin alınmasıdır. Koruyucu hekimlik, tıbbın yarısıdır ve diğer yarısı da tedavi hekimliğidir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde, aile hekimliği en önemli birimdir..
Koruyucu hekimlik; beslenme, temizlik, aşılama, yaşam koşulları olan, gürültü, stres, çevre ve doğanın korunması gibi geniş kapsamlı ve çok önemli konuları içerdiğinden, toplum sağlığı, birlikte ele alınarak değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Ülkemizde, “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” gereği, sağlık hizmetlerinin finansmanı için, sağlık sigortası fonu oluşturulacaktı. Sağlık hizmetlerinin sunumunda, kişiye dönük tedavi edici ve kişiye dönük koruyucu hekimlik hizmetleri verilecekti. Bunun örgütlenmesi de, aile doktoru ofisleri vasıtası ile yapılacaktı..
Eskişehirlilerin, birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanabilmeleri için de aile hekimliklerine, oturdukları bölge göz önünde bulundurularak kayıtlar gerçekleştirilmiş, 3500 kişiye bir aile hekimi düşecek şekilde planlanmıştı.
Mevzuata göre de, bir aile hekimi, sadece Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği çalışma bölgesinde, hizmet verebilecekti. Her aile hekimi, yanında en az bir aile sağlığı elemanı çalıştıracak. Aile sağlığı elemanı, hemşire, ebe veya sağlık memuru olacaktı.
Hastalarına gerekli hallerde, evde hizmet verecek olan aile hekimi, rehberlik edici ve koruyucu hizmetler sunacak. Yaşlı sağlığı, ana - çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini de yürütecek, aile hekimi, hastalarını periyodik olarak muayene edecek.
Halkımız, sisteme geçildikten sonra da hekim değiştirebilecek. Herkes, bölge içinde kalmak suretiyle, Büyükşehir sınırlarındaki ilçelerde kişi isterse, bulunduğu ilçe dışından, aile hekimini seçebilecek. Gezici sağlık hizmet bölgesinde oturanlarsa, başka bir hekime kayıt olamayacaktı.
Aile hekimleri, günde 60-70 poliklinik sayısına ulaşabiliyor. Türkiye'de, aile hekimine düşen hasta sayısı 3 bin 500-4 bin, gelişmiş batı ülkelerinde, bin 500-2 bin arasında. Ülkemizde aile hekimlerine düşen sayının, en az yarı yarıya azalması gerekir ki gerçek anlamda aile hekimliğinin gerekleri yerine getirilebilsin.
Bugün Aile hekimlerinin iş yükü de fazladır. Kronik hastalıkların (tansiyon, diyabet vs.) takibi, danışmanlık hizmeti, gebe ve bebek izlemleri, annelere emzirme eğitimi, ve sağlam çocuk takibi, bebek, çocuk ve gebelerin aşılanması.
Riskli gruplara Hepatit B aşısı yapılması, 15-49 yaş arası kadınların izlenmesi, hastaların eğitimi çocuğun psiko-sosyal gelişimini destekleme, anaokulundan lise sona kadar okul çocuklarının izlem ve takibidir.
Ayrıca Aile planlaması danışmanlığı ve yönetimi, yatalak hasta ziyaretleri, küçük cerrahi girişimler (sütür, apse boşaltma gibi), pansuman, kan alınması, laboratuvara gönderilmesi ve sonuçların getirilmesi sürecinin takibi ve sonuçların değerlendirilmesi gibi görevleri var.
Koruyucu hekimlik; beslenme, temizlik, aşılama, yaşam koşulları gürültü, stres, çevre ve doğanın korunması gibi geniş kapsamlı ve çok önemli konuları içerdiğinden, toplum sağlığı ele alınarak, değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Ülkemizde, birinci basamak sağlık hizmeti, Batı ülkeleri ile karşılaştırıldığında yapısal özellikler ve uygulama özellikleri bakımından yeterli düzeyde değildir. Oysa her kesime, eşit ve tamamen ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti veren aile hekimlerinin mevcut sorunları, çözülerek, gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaştırılmalıdır. Çünkü söz konusu olan insan hayatıdır.
Koruyucu hekimliğin gelişmesi, toplumun sağlık kalitesinin yükselmesi demektir, bu da ülkeler için, en önemli gelişmişlik ölçülerinden birisidir, Bu nedenle de tüm dünyada ve Türkiye’de, birinci basamakta uzmanlaşmanın, önemi anlaşılmış ve birinci basamakta çalışan tüm hekimlerin Aile Hekimliği uzmanı olması planlanmaktadır. Anabilim dalı yakın bir gelecekte lisans üstü eğitim vermeyi de planlamaktadır.
Birinci basmak sağlık hizmetleri, tedavi edici hekimlikle eşdeğerdir. Çünkü insanlar hasta olmadan sağlıklı tutulmalıdır. Bu sağlandığı zaman insanlarımız, daha sağlıklı hayatlarını sürdürürken, hem devletin, hem de vatandaşlarımızın, ciddi maddi kazanımları da olacaktır.