Raylı sistemlerde, dışa bağımlılığı, ortadan kaldırmayı amaç edinen TÜLOMSAŞ, havacılık, denizcilik ve savunma sanayi alanında da yer almak istiyordu. Ciddi bilgi birikimine, yetişmiş insan gücüne sahip TÜLOMSAŞ’ ın gündeminde,  milli yüksek hızlı trenden, tank motoruna, marin motordan THY teknik ile işbirliğine kadar pek çok proje vardı.

TÜLOMSAŞ ve Eskişehir Raylı Sistemler Kümelenmesi, (RSK)  2020 yılına kadar yerli ve milli, yüksek hızlı trenüretimine hedefineodaklanmıştı. 2020 Vizyon Stratejisi adı altında bir yol haritasını gündemine alan TÜLOMSAŞ ve Raylı Sistemler Kümesi (RSK), aynı zamanda yan sanayi kültürünü de kente kazandırmamıştı.

ESO Başkanı olan Sayın Celalettin KESİKBAŞ ve ekibinin vaatlerinden RAYLI SİSTEMLER ÖZEL ENDÜSTRİ PARKI”, TÜLOMSAŞ, URAYSİM ve RSK birlikte Lokomotif setleri ve tank motoru üreten ve nice ağır sanayiye hizmet veren, kendi hinterlandında 10.larca firma ile tedarikçi olarak çalışan firmalarlabirlikte raylı sistemlerde ulusal ve global pazarlarda söz sahibi olacaklardı.

Elbette Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş (TÜLOMSAŞ),  bu seviyeye kolay gelmemişti.1894’ten bu yana ülkemizinüretim ve kalkınmasında, ciddi katkıda bulunurken ilklere de imza attı. TÜLOMSAŞ Sayın Hayrı Avcı ve ekibiile hızlı bir değişim ve yapılanma süreci yaşamıştı.

Genel Müdürü, Sayın Hayri AVCI’ nın, göreve gelmesi ile gündeme gelen, TÜLOMSAŞ, Kurumsal Kaynak Planlaması(ERP) ilebirlikte maliyetlerde ve bakım masraflarında azalma, müşteri hizmet seviyesinde ve işgücü veriminde, artış oldu.  Üretim planlamasında ve kaynak yönetiminde ise kurum/kuruluşlara, örnek teşkil edecek nitelikteydi.

TÜLOMSAŞ,sektördeki gelişmeleri, süreklitakip etti.Kalite ve hizmetleri ile müşterisinin, güvenini kazandı. Müşteri oryantasyonlu net bir politika oluşturdu.  Şirkette yapılması gerekenlere, her zaman açık ve nettir. Kurulduğu değer duygularına ve kurumsal kültürüne her zaman bağlıydı.

Şirket olarak, birimlerde sorunları görüşen, tartışan ve çözümler üretip, hayata geçiren, en önemlisi de şirketi yaşamaya, değer, anlamlı, bir ortam haline getirmek ve işgücünün de sonsuz yeteneklerinden yararlanmak için her türlü fedakârlığı yapıyordu.

TÜLOMSAŞ Sayın AVCI ile birlikte Ar-Ge ve müşteri odaklı bir çalışma başlattı. Hedef,  müşteri beklentilerinin üstüne çıkmaktır. Bu nedenle şirket, tüm bileşenleri ile müşteri isteklerini yerine getirmeye yöneldi. Özellikle de şirket içi, hedeflerin müşteri beklentileri ve bağlantılarına göre şekil alması, verimi ve üretimi, daha da artırdı. Sonuçta Lokomotif sektöründe söz sahibi olmuştu.

TÜLOMSAŞ’da “İŞGÜCÜ-EMEK “,“SERMAYE “ ve “ENERJİ” verimliliği gibi alanlarda da ciddi mesafeler alındı. Kişi başına düşen katma değerde de ciddi bir artış oldu.  İşgücü maliyetinin, rasyonel çizgiler içinde, tutulması içinde çaba gösterildi.

TÜLOMSAŞ, hedeflerini daha da büyütmüştü. Yıllardır, sektöründeki ilkleri gerçekleştiren kurumun gündeminde, milli yüksek hızlı tren, tank motoru, marin motoru gibi pek çok proje vardı.

 Altay Tank Motor üretiminde, Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ (TÜLOMSAŞ) da  görev alacak. Lokomotif motorları üreten, TÜLOMSAŞ tank motoru için ortaya konulacak tasarımları da hayata geçirecekti.  

TÜLOMSAŞ,  her dönem ilkleri de başardı. Nitekim Türkiye’nin, ilk Otomobili, “Devrim” tanınan, 4.5 ay gibi bir süre içinde, bir mucize yaratılarak gerçekleştirildi, 1250 kg ağırlığında ve saatte maksimum 140 km hız göstergesine sahip devrim otomobili,29 Ekim 1961 tarihindeTBMM binasının önünde, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e sunulmuştu.

Yine 1958 yılında Eskişehir Cer Atölyesi, Eskişehir Demiryolu Fabrikası adıyla yeni ve büyük hedefler için organize edildi. Bu hedef, ilk yerli lokomotifi imal etmekti. 1961 yılında, Türk işçi ve mühendislerinin,eseri olan, 1915 beygir gücünde, 97 ton ağırlığında, 70 km/h hız yapabilen ilk Türk buharlı lokomotifi Karakurt hizmete girmişti. 

TÜLOMSAŞ,  2400-2500 beygirlik motorları, üretiyordu. Bu altyapı Türkiye'de, başka bir yerde yoktu. Nitekim Savunma Sanayi Müsteşarlığının, Altay tankı motoru için, teklif veren Figes Simülasyon Hizmetleri,  İstanbul Denizcilik Gemi İnşa Sanayi, TUSAŞ Motor ve BMC  gibi şirketlerin arasından, bu görevi TOLOMSAŞ’ a vermişti.

AB standartlarında, TSI sertifikalı, yeni teknolojiye sahip %100 yerli tasarım ve % 90 yerli oranı ile çeşitli tipte, yük vagonu imal eden şirket; yük vagonlarının bakım-onarım ve revizyonu için bir gereklilik olan ECM sertifikasyonuna da sahipti.

TÜLOMSAŞ, haftada 1, ayda 4 adet E 68000 tipi elektrikli ana hat lokomotifi ve ayda 2 adet DE 36000 tipi dizel elektrikli ana hat lokomotifi olmak üzere, ayda toplam 6 lokomotif imal ediyordu.

 TÜLOMSAŞ’ da Dijital dönüşüm süreçlerinde şirket bünyesinde ERP, PLM,  EBYS,  PDKS, CAD/CAM, SOLİDWORKS,  EPLAN, PROJECT, GREENDOCS ve personel tarafından geliştirilen yazılımlar kullanılıyordu.

TÜLOMSAŞ’ daki AR-GE merkezi tarafından devam ettirilen,  Dizel yeni nesil Co-Co tipi Lokomotif Projesi,  Özgün Motor Projesi Yeni nesil 8 silindirli 1200 HP Dizel Motor Projesi,  Cer Konvertörü,  Lokomotif İzleme Sistemi TLMS, LPG Vagonu Projesi,  Yangın Söndürme Vagonu Projesi, Dizel Motor Modernizasyon Projesi,  Döner Köprü Projesi,   Vagon Taşıma Aracı gibi projeleri, Ar- Ge Merkezini ziyaretimizde dikkat çekmişti.

Yıllardır da TÜLOMSAŞ’ın çalışmalarını yakında izledim. Genel Müdür Sayın Hayri AVCI ve ekibinin hedefleri, sürekli makro oldu. Kriz anlarını, bile birer fırsat olarak görürlerdi. Araştırma ve geliştirme çalışmalarını, ön planda tutarlardı. ESO ve EOSB ile işbirliği ise örnek teşkil edecek nitelikteydi.

TÜLOMSAŞ, TÜRASAŞ’ la birleştirilmeyerek, özerk hale getirilse, yani ayrı bir yasayla, kendi kendilerini, yönetme hakkı  sağlansa, sektöründe söz sahibi olurken,  dünya markası ve küresel şirket olurdu.