Türkiye, jeotermal kaynakların zenginliği bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden birisidir. Türkiye'de mevcut termal kaynakların turizm yönünden kullanılması için çok önemli bir potansiyel bulunmasına karşılık, bunlardan yeterince yararlanıldığını ileri sürmek söz konusu değildir.

Türkiye’deki termal su kaynaklarımız doğal çıkışlı ve yüksek debili olması yanı sıra, eriyik maden değeri yüksek, kükürt, radon ve tuz bakımından da zengindir. Termal turizm olanağı için yaklaşık 1.300 termal kaynak bulunmaktadır.

Termal sulardan yararlanılarak yapılan kür uygulamaları  sayesinde bugün gelişmiş Dünya ülkelerinin turizmlerinde önemli bir yer kazanmış olan termal turizm türü, sağlık turizminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Yıllardır Eskişehir’in yer altı suları ve potansiyelleri, hamam kültürünün revize edilip turizme kazandırılması ve işletme sahiplerinin yaşadığı sorunlar ele alındı.  Ancak bu alanda arzu edilen bir gelişme olmadı.

Türkiye ve Eskişehir, termal turizmden milyonlarca lira kazanabilir. Çünkü  dünyada, termal turizmine değer veren ülkeler ve kentler, ciddi paralar kazanmaktadır. Nitekim Almanya’da bulunan 200’den fazla kaplıca tesisi, yani termal turizm tesislerinde direkt ve indirekt yaratılan ekonomik faaliyet yılda, 30 Milyar $ civarında olduğu söyleniyor.

Ülkemizde doğa ve iklim şartları nedeniyle ve kültürel benzerlik faktörleri de göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri içinde önemli bir Termal sağlık turizm merkezi olabilecek konumdadır.
Kaynak zenginliği açısından, dünyada ilk 7 ülke arasında yer alan Türkiye’nin, termal suları hem debi ve sıcaklıkları, hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan, daha üstün nitelikler taşımaktadır. Ülkemizde debileri, 2-500 lt/sn arasında değişen 1300 dolayında termal kaynak bulunmaktadır.

Türkiye’de, 240 adet kaplıcadan yılda 10 Milyon kişi, birçok hastalığın tedavisinde, rehabilitasyon ve dinlenme amaçlı olarak veya güzelleşmek ve daha sağlıklı olmak, stresten uzaklaşmak, bedeni ve zihni dinlendirmek için faydalanmaktadır

Eskişehir’ de termalle ilgili pek çok proje gündeme geldi. Bu projeler, ya gerçekleştirilemedi, ya da başka illere kaydırıldı. Termal projeleri ile ilgili vaat ve yatırımlar lafta kaldı. Nitekim merkezde düşünülen Hidroterapi Merkezi ve Kızılinler termal projeleri yıllardır kentin gündemde, ancak bir türlü, hayata geçirilemedi.
Denizli, Kütahya ve Afyon ilerindeki kaplıca tesislerinde, yer bulmakta güçlük çekiliyor. Beldelerdeki, otel ve pansiyonlar ful dolu. Her yıl önemli sayıda pansiyon ve otel yapılmasına rağmen, taleplere cevap verilemiyor.       

Kaplıca Turizmi, bu illerin ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Oysa Eskişehir, termal turizminde ayrıcalıklı bir konumda idi. Ayrıca pek çok il, ilçe ve belde de termal tesisi yokken, Eskişehir, termal turizmi, hep ülke gündeminde idi. Ancak Eskişehir de, beklenen atılım bir türlü gerçekleşmedi.

Oysa Afyonkarahisar, bu termal imkânlarını büyük bir zenginliğe dönüştürdü.  Bünyesinde gerçekleştirdiği termal tesisler ile termal turizmini yaratan

Afyonkarahisar, termal turizminde gözde kentlerden biri olacaktır.

Termal turizm potansiyeli açısından, oldukça zengin olan Eskişehir’de, Çardak Kaplıcası maden suyu, Kızılinler, Yenisofça, Hasırca termal kaynağı ve Sakarcılıca termal kaynağı, Türkiye’nin, üçüncü derece önem ve öncelikli termal su kaynaklarındandır. Ancak yeteri kadar yararlanıldığını söylemek çok zordur.
Eskişehir valilerinden, Sayın ÇALIŞICI, Kızılinler’de çevre düzenleme planlarının hazırlandığını, bölgenin de ülkemizin, sayılı sağlık ve tedavi turizm merkezi olacağını sıkça gündeme getirdi.

Yapılacak tesislerin, İzmir Balçova tesislerinden sonra Türkiye’de, sağlık turizmi kapsamında, ikinci tesis olacağını ve İl özel İdaresi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi işbirliği ile bir rehabilitasyon merkezi de yapılacağını da kamuoyu ile paylaşmıştı.
2005 yılında KIZILİNLER’de başlayan çalışmalarda, 316 metre derinlikte 38 derece sıcaklıkta ve 30 Lt/Sn debide, su bulundu denmişti. 2006–2007 yıllarında ise 415 metre derinlikte 52 derece sıcaklıkta ve 30 Lt/Sn debide, 2009 yılında 167 metre derinlikte 38 derece sıcaklıkta 40 Lt/Sn debide sıcak su bulundu söylemleri umutları artırmıştı. Ancak bir türlü hayata geçirilemedi.
Eskişehir’de, "HİDROTERAPİ" merkezi de uzun yıllar gündemde oldu. Ancak bir adım yol gidilemediği gibi, geçmişte ilgililer, bu alanda vaat ve söylemde de bulundular, hatta makro  hedefler gösterildi ama vaatler ve hedefler, bir türlü hayata geçirilemedi.

Türkiye ve Eskişehir termal bölgeleri için “HARİTA” değil, mutlaka  " TERMAL MASTER PLAN" yapılmalıdır. Çünkü bölgedeki termal suları ile  ilgili gelişmelerin, hızını ve niteliğini doğru kavramak, termal bölgelerinin geleceğini de doğru yönlendirmek için, plan bir zorunluluktur. Termal Bölgeleri için, yapılacak master plan, yerli ve bölge dışından gelecek yatırımcılar için de rehber olacaktır.