Türk kadını, Millî Mücadele Dönemi’nde cephelerinin yanı sıra cephe arkasında da, Türk askerlerine destek verip düşmanla mücadele eden, mitingler düzenleyerek, hastabakıcılık yaparak, top, mermi taşıyarak, orduya yardımlar toplayarak, aş-ekmek pişirerek ve bizzat silahlarla çarpışarak, tüm gücüyle bağımsızlık için savaşmış ve vatanın bütünlüğünü korumada, büyük fedakârlıklar yapmıştır.
Bugün de Türk kadının iş yaşamının, her kademesinde, aktif olarak çalışıyorlar. Kadınların, pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir. İş hayatında, kadınların zekâları ve çalışma azimleriyle, güçlerini her geçen gün artırıyorlar. Anadolu kadınları, elleri ile ürettikleri el emeği, göz nuru ürünleri kermesler düzenleyerek yardım yapmada topluma örnek oluyorlar.
Ülkemizde çalışma hayatında var olmayı başaran kadınlarımız, her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek bilgi, deneyime ve güce de sahipler. Toplumda her türlü etkinliğin de içinde yer alıyorlar.
Başarılı kadınlar, hedeflerine ulaşmak için ellerinden geleni yaparlar. Hedef belirlemek bir kadının hayatı için önemlidir. Çünkü ona, yön ve his verir. Bu his, bir kadının başarısını, altında yatan en büyük motivasyonlardan biridir.
Türk kadınları, yaşadıkları onca ağır soruna rağmen, yaşamın, her alanında var olmaya çalışıyor. Bilimden ekonomiye, sanattan siyasette, spora, her geçen gün yenileri eklenen başarılı Türk kadını profili, diğer ülkelere örnek teşkil edecek aşamaya geldi.
Büyük Önder ATATÜRK, "Kadınlarımız için, asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! Ben muhterem hanımlarımızın, Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım." demişti.
Kadınlarımızın görev aldığı ülkemizde ve Eskişehir’ deki Sivil toplum örgütleri, "GÖNÜLLÜLÜK" ve " SOSYAL SORUMLULUK" konularında, topluma ciddi katkı sağlıyor. Ülke ve Eskişehir’ in, sorunları üzerinde düşünen, sorgulayan, sorunlara çözüm üreten, insanların yetişmesine katkıda bulunuyorlar.
Bugün de toplum için her türlü fedakarlığı yapan, sahip olduğu değerleri toplum ve çevresi ile paylaşan fedakâr kadın gönüllülerimiz vardır. Dün vardı, bugünde var, gelecekte de olacaktır.
Bu kadınlarımızdan biri de Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Eskişehir Şube Başkanı Sayın Yasemin Nazlı ÖZTÜRK’ tür.
Sayın ÖZTÜRK, 24 Temmuz 2004 tarihinde hizmet vermeye başlayan Selami Vardar Yaşlılar Köşkü Huzurevi faaliyetlerini yakından takip etmekte, Yönetim Kurulu Üyeleri ve gönüllüleri ile birlikte, huzur evinde kalan yaşlılarımızın, her ihtiyacı ve konforu en iyi şekilde sağlanıyor.
Sayın ÖZTÜRK, görevli bulunduğu Vakıf, Mihalıççık Selami Vardar Yaşlılar Köşkü ve toplum için büyük fedakârlık yapıyor. Çalışmalarını da yakından takip ediyoruz. Makam, statü, unvan, şan, şöhret ve mevki peşinde, koşan bir kişi değildir. O umutsuzlukları umuda, insanları en kritik dönemde motive eden, yaşama sevinci veren, objektif, ahlaki sorumluluğu yüksek bir insanımızdır
Sayın ÖZTÜRK ve kermeste görev alan karımalarımızın hepsi gönüllüdür. Gönüllülük, onlar için bir yaşam biçimidir. Toplumsal projelere karşılıksız katılmaktır. Herkes gönüllü olamaz. Çünkü gönüllüler, kendi kendisini motive etme yeteneğine sahip, başarmayı, öğrenmeyi ve paylaşmayı ilke edinmiş, iyi ve doğru olduğuna inandığı, bir amaç uğruna çalışan, emeğinin karşılığını 'geleceği yakalayarak' alacağını bilen insanlarımızdır.
Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Eskişehir Şubesi ve Mihalıççık’lılar Yardımlaşma Dayanışma ve Yaşatma Derneği (MİYAD) tarafından düzenlenen Kermes, toplumsal dayanışma, yardımlaşma ve birliktelik ruhumuza güç veren önemli etkinliktir. Böylesine duyarlı ve hassas bir etkinlik düzenlenen kermeslerin, ihtiyaç sahibi insanlarımızın derdini kendi derdi gibi gören insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır.
Düzenlenen Kermes, geleneksel sanatlarımızın ustalıkla sergilendiği bir platform olmasının yanı sıra, aynı zamanda yerel kültürümüzü yaşatmanın ve yaymanın da önemli bir yolu olarak öne çıktı. El emeği ürünlerin çeşitliliği ve kalitesi, sergiyi ziyaret edenlerin beğenisini kazandı.
Ayrıca düzenlenen kermes, kadınların el becerilerini ve yaratıcılıklarını sergileme fırsatı bulduğu, kültürel mirasımızı gözler önüne seren bir organizasyon olarak büyük bir anlam taşıdı. "El emeği, göz nuru; kültürümüzün en değerli mirasıdır" sözü, bu kermesin ruhunu ve önemini en iyi şekilde yansıttı.
Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı, Eskişehir Şubesi’nin, geleneksel hale getirdikleri kermes, Yunus Emre diyarının cefakâr, vefakâr ve hoşgörülü kadınlarının, kermeste el emeği ve göz nuru ile yaratığı ürünleri ile hem kedilerine, hem de katılımcılara mutluluk yaşattılar. Katılımcıların da büyük takdirini kazanan el emeği göz nuru ürünlere ziyaretçiler de yoğun ilgi gösterdiler.
MİYAD Başkanı Sayın Cemal ÜRGÜP, Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Eskişehir Şubesi Başkanı Sayın Yasemin ÖZTÜRK ve kermesteki eserleri ile övgü alan kadınlarımızı kutluyoruz.