Sarıkamış Harekâtı, I. Dünya Savaşı sırasında, 22 Aralık 1914 ve 6 Ocak 1915 arasında Osmanlı İmparatorluğu  ve Rus İmparatorluğu arasında Sarıkamış ve çevresinde gerçekleşen muharebeler olup, Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî taktik hatalarıyla başarısızlıkla sonuçlanan bir askerî girişimdir.

Sarıkamış Harekâtı, 1.Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesinde, Ruslara karşı düzenlendi. İki müfreze dahil, 118 bin 660 kişilik Osmanlı ordusu, 228 topuyla "Sarıkamış Kuşatması" adıyla tarihe geçen harekata, Enver Paşa komutasında, 22 Aralık 1914 sabahı başladı. 

Ordu, 111 yıl önce, Allahuekber Dağları’nın, kuzey yamaçlarından dağa çıkmaya başlar. Bir haftadan beri lojistik destekten yoksun birlikler, yorgun, aç ve perişan durumdadırlar.

Asker, emir ve komuta zinciri içinde, disiplinle dağa çıkar. Dağın eni 20 km. boyu 40 km. olan bir yayladır. Ani bir kar fırtınası başlar. Sıfırın altında 40 dereceyi bulan soğuk bir ortamda asker, düzenini yitirir. Emir-komuta zinciri kopar. Erler dağılır,  aç ve çıplak, Türk Ordusu, binlerce yükseklikte dağlarda, kar, tipi ve buz derelerine gömülüp kalır...
 

Türk Ordusu, Sarıkamış Harekâtında, Enver Paşanın yanlış stratejileri sonunda, Allahüekber dağlarında, sıfırın altında, 40 dereceyi bulan dondurucu soğukta, 90 bin subay ve askerini şehit verdi.

Ordumuzdan sadece, 30.000 kişi geri dönebilmişti.

Rus ordusu 2 Kasım 1914’te Köprüköyü istikametinden saldırıya geçti. Türk ordusu Köprüköy ve Azap muharebeleriyle saldırıyı durdursa da düşmanı tamamen yok edemedi. Başkomutan Vekili Enver Paşa, Üç Sancağa girebilmek için Rus ordusunu imha edecek bir kuşatma harekâtına karar verdi.

Harekât planına göre 11. Kolordu Hasankale önlerinde gösteri taarruzu yaparken 9. Kolordu Bardız’a, 10. Kolordu Oltu’ya ilerleyerek düşmanı kuşatarak yok edecekti. Bunun için harekâtın baskın tarzında yapılması ve düşmanın çekilmesine fırsat verilmemesi gerekiyordu.

Sarıkamış Harekâtı için hazırlıklar hızlandırılırken Enver Paşa da 12 Aralık’ta Erzurum’a gelerek komutayı devraldı. Türk taarruzu 22 Aralık 1914’te başladı.

Ardahan’a doğru ilerlerken Enver Paşa’nın müdahalesiyle Allahuekber Dağı’nı aşmak zorunda kaldı. Kolordu yürüyüş sırasında çetin kış şartlarından ötürü hem geç kaldı, hem de büyük kayıplar verdi

Harekât sona erdiğinde Ruslar yaklaşık 32.000 kayıp verdi. Türk ordusunun şehit, yaralı, hasta, kayıp ve esir olmak üzere toplam kaybı 90.000’e ulaşıyordu. Ordunun 9.000’e düşen mevcudu yeniden teşkilatlanmaya bağlı olarak bir hafta içinde 21.351’e çıkarıldı.

Karlarla kaplı, dağlık ve kış donatımından yoksun bir arazide, yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10’uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları’nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartlarıyla mücadele etti.

Savaşın en hazin kısmı, Osmanlı askerlerinden bir çoğunun, Ruslar ile yapılan çarpışmalarda değil de soğuk hava koşulları yüzünden donarak ölmesidir.

1918 Mart ayında, Brest-Litovsk Antlaşması ile Sarıkamış ve Kars geri alınmış, ama aynı yılın Ekim ayında Mondros Mütarekesi uyarınca eski sınırlara dönülmüş ve topraklar elden çıkmıştı.

Acaba Sarıkamış harekâtını yürüten Enver Paşa, Türk Ordusuna kumanda edebilme özelliklerine sahip olsa idi 90 bin vatan evladı, tabiat olaylarına şehit verilir miydi?  

Savaştan sonra, İstanbul’a dönen Enver Paşa, uzun bir süre Sarıkamış hakkında herhangi bir haber, bildiri veya yayın yapılmasını engelleyerek, sansür uygulamış ve Osmanlı halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllar sonra öğrenebilmiştir.

Sarıkamış Harekâtı’nın, diğer önemli bir yönü vardır ki, bu çok önemlidir. Enver Paşa komutasında, Ruslar’a karşı başlatılan, harekat  sonrasında soğuğa yenik düşen  Mehmetçiklerin dramı, Türkiye’yi yönetenlere ve bugünkü ve gelecek nesillere de ders niteliğindedir.

Yaz aylarında, Allahuekber dağlarına gidenler açan çiçeklerin, Mehmetçikten bir şeyler söylediğini hissederler. Tabiatın, bile 90 bin şehidi andığına da tanık olurlar. Çünkü bu toprakların her karışında, şehitlerden bir parça vardır.

Türk insanı, tarihin her döneminde vatanını korumak ve sahip olduğu toprakları vermemek için canı pahasına her türlü fedakârlığı yapmıştır. Ancak kendisini yönetenlerin, yanlış stratejileri ve politikaları sonucu da Sarıkamış harekâtında olduğu gibi ağır faturalar ödemiştir.

Büyük Önder Atatürk, “ Tarihte bütün bir vatanı, çok üstün düşman kuvvetleri karşısında, son toprak parçasına kadar karış karış, kahramanca ve namusluca müdafaa etmiş ve yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk Ordusu, o cevherde bir ordudur. Yeter ki ona kumanda edenler, kumanda edebilmek özelliklerine sahip bulunsun!” demiştir.

Her türlü olumsuzluğa rağmen Sarıkamış Harekâtı, Türk insanının vatan sevgisi için neleri göze aldığının ve alabileceğinin de bir göstergesidir. Onlarla ne kadar övünse ve takdir etsek azdır.

Sarıkamış’ta vatan için şehadete yürüyen askerlerimizi, rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları Şad Mekanları Cennet olsun