Dünya ve ülkemizde, Aile hekimleri, bireylerin ve aile fertlerinin ikamet yerlerinin yakınlarında ya da kolaylıkla ulaşabilecekleri bir yerde bulunan, ilk başvuracakları, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici, sağlık hizmetleri verirler.Tam gün esasına göre çalışırlar.
Aile hekimleri, hizmet verdiği toplumu, her yönüyle tanır; aile, çevre ve iş ilişkilerini değerlendirir. Ailenin bütün bireylerinin sağlık durumlarını, yaşama koşullarını, dolayısıyla koruyucu sağlık uygulamalarının ve sağlık eğitimlerini bireylere nasıl uygulanacağını en iyi bilen kişidir.
Kapsamlı, sürekli, koordine edilen ve kişiye özel bir sağlık hizmeti verilmesinin sağlanmasında, özellikle “Aile Hekimleri”, çok önemli bir konuma sahiptir. Birinci basamak sağlık hizmetinin, diğer çalışanları yanında, onların rolü, sağlık alanında kaynakların optimal biçimde değerlendirilebilmesi için çok önemli görülmektedir.
Birinci basamak sağlık hizmet sunumunun, kendine özgü bilgi ve koşullar içerdiği ve bunun uzmanlaşmış hekimlerce verilmesi gerektiğinin vurgulanmasıyla da tüm dünyada, bu konuda çalışmalar başlatılmış ve ülkeler, sağlık sistem ve politikalarını bu görüş doğrultusunda yeniden gözden geçirmişlerdir.
Ayrıca Türkiye’de, sağlık hizmetlerinin odak noktası, koruyucu hekimlik değil, tedavi edici hekimliktir. Oysa DSÖ ve gelişmiş ülkelerde, ‘Koruyucu Hekimlik’ ön plandadır. Dünyada beslenme, eğitim barınma ve temiz içme ve kullanma suyu gibi, öğelerin, sağlığın minimum ön şartları olarak kabul görüyor.
Türkiye’de sağlık hizmetlerine politik ve ideolojik yaklaşım, siyasi iradenin arzu ettiği şekilde oldu. Bilimsel veriler ve ülke ihtiyaçları, sürekli göz ardı edildi. Dünyada sağlık literatüründeki gelişim ve değişimlere ise itibar edilmedi. Özelikle de “Aile Hekimliği” ve “Sevk Zinciri “ alanında ciddi bir yanlışlık içinde olundu.
Oysa Aile hekimleri, toplumun kaygılarına ve ihtiyaçlarına, duyarlı, bir şekilde mesleğini icra eder. Hastanın fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını gözeterek, aile ve toplum ölçeğinde gerekli bakımı yaparlar. Ancak bugün, Aile Hekimlerinin çözüm bekleyen ciddi sorunları vardır.
Nitekim 18 Kasım 2017, Kocaeli Darıca’da Birinci Basamak Sağlık çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası öncülüğünde, “Daha İyi Bir Aile Hekimliği Çalıştayı”nda, aile hekimlerinin sorunları konuşulmuştu.
Çalıştayda, hedef olarak, ülkemizde aynı alanda çalışan sağlık profesyonelleri arasında ‘Aile Hekimliği’ hakkında, ortak terminolojinin belirlenmesi, daha iyi bir aile hekimliği adına sağlık emekçilerinin sorunlarının ve çözüm önerilerinin, tartışılması yanında, kurumlar arası işbirliği adımlarının atılması olarak belirlenmişti.
Çalıştay raporunda, aile hekimlerine nöbet konusunun kamuoyunda geniş yer tuttuğu ve aile hekimleri arasında huzursuzluğa yol açtığı da hatırlatılarak, aile hekimlerine ikinci ve üçüncü basamak, sağlık tesislerinde, nöbet tutturulmasının, aile hekimliğinden beklenen hizmetlerin başarısında olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtilmişti.
Hülasa toplum olarak, tedavi edici ve ileri teknoloji gerektiren tedavi yöntemleri tercih ettik. Sağlık sistemindeki yanlışlıklardan dolayı da, bu hizmetlere kolayca ulaşıldı. Sonuçta da hem hasta insanımız, hem de sağlık kurum/kuruluşlarını güç durumda bırakıldı.
Ülkemizde ve Eskişehir’de, sağlık problemlerinin altında yatan temel neden, genelde tüm kaynakların dengesiz dağılımıdır. Bu durum düzeltilmeden, yani toplumdaki genel eşitsizlik öğeleri yok edilmeden sağlık alanında, hiçbir gelişmenin olumlu sonuç vermesi de mümkün değildir.
Türk toplumuna, sosyal adalet, eşitlik, toplum katılımı gibi, ilkelere önem veren ve bunu kağıt üzerinde bırakmayıp, uygulamaya geçiren, bir görüşün egemen olması durumunda, toplum sağlık statüsünün, yükseltilmesi konusunda, ciddi ve önemli adımlar atılmış olacaktır. Aksi halde sağlık sektörüne, her geçen gün yeni sorunlar eklenecektir.
Aile hekimleri, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak vermekle yükümlüdür.
Sağlık sektöründe Türk toplumuna, sosyal adalet, eşitlik, toplum katılımı gibi, ilkelere önem veren ve bunu kağıt üzerinde bırakmayıp, uygulamaya geçiren ve "Aile Hekimliğini” ön planda tutan, bir görüşün egemen olması durumunda, ciddi ve önemli aşama kaydedilecektir.
Ayrıca dünyada artan sağlık harcamalarının, her ülkenin önüne çıkan en önemli sorundur. Akılcı olarak birinci basamak hizmetlerini güçlendiren ve aile hekimliği uygulamasını doğru uygulayan ülkeler, bu harcamaları kontrol edebilecektir.
Aile hekimleri, hastalarının sağlık geçmişini yakından takip ederek koruyucu sağlık hizmetleri sunar, teşhis koyar ve gerektiğinde uzmanlık gerektiren durumlarda yönlendirme yapar. Hastalıklarla ilgili erken tanı ve tedaviyi sağlar, sağlık ile ilgili tüm konularda ilk değerlendirmeyi de yapar, bireylerin ve ailelerin genel sağlık durumlarını sürekli gözlemleyerek toplum sağlığının korunmasına önemli katkı sağlarlar.
Bu nedenle de Aile Hekimlerinin istekleri, özellikle de “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme yönetmeliği” ile sorunlarına, mutlaka çözüm bulunmalı, yaşam standartları da yükseltilmelidir. Çünkü söz konusu insan sağlığı ve yaşamıdır.