İçinde bulunduğumuz çağda, Turizm, hızlı bir şekilde gelişen ve en fazla ekonomik gelir sağlayan sektörlerden biridir. O nedenle de ülkeler, kentler, beldeler ve köyler, turizm sektörüne önem vermektedir.

Turizm, ülkeler, kentler için olduğu kadar insanlar için de önemli bir faaliyettir. Çünkü yaşam standardının yükselmesi ve gelirin artması yanında, insanımıza istihdam yaratırken,  onları sıkıntı ve stresten de kurtarır. Ayrıca yurt dışından turistin gelmesi demek, ülkeye döviz girmesi demektir. Ülkeye döviz girmesi, ülkenin kalkınmasını ve zenginleşmesidir.

Nitekim tüm dünyada turizm için, doğal çevre, tarihi ve kültürel miras, birlikte düşünülüyor. Sürdürülebilir turizm,1992’deki BM Rio Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi sonra oluşturulmuş, Yerel Gündem 21’in ve 2003’teki BM, Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Uygulama Planı’nın, temel konularından biri "Doğal Çevre" olmadan Turizmin olmayacağı temel bir gerçek olarak gündemdeki yerini almıştır.      

 Sivrihisar da tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri turistlerin ilgisini çekiyor. Özellikle tarihi konakları, camileri, müzeleri turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında yer alıyor.

 Sivrihisar, sürdürülebilir turizm açısından, özellikle de “İNANÇ TURİZMİ” "açısından da elverişli, bir yerleşim alanıdır. Çünkü gerek ilk çağ medeniyetlerinin, ilçede gelişmesi, gerekse Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde, gerekse havarilerin, ortaçağda Musevilerin bulundukları, ülkelerde karşılaştıkları ağır baskı ve yok etme politikaları sonucu, Sivrihisar’ a sığınmış olmaları, İlçede İslamiyet’e, ait eserlerin yanı sıra kilisede yer almıştır.                       

Ayrıca Hıristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen, ulu ana tanrıça Kibele’nin, büyük tapınağı Sivrihisar sınırları içerisindedir.

 Geçmişi, M.Ö 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını açarak Arayit Dağı arkasından sabahın, ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda, bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve vahşi musikinin kışkırtıcı ezgileri duyulurmuş.
Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan, minberi ise şaheser sanat eseri olarak dikkat çekiyor. İlçede, pek çok tarihi cami var. Tarihi camileri tanımak ve mistik ortamlarında ibadet etmek insana büyük haz verir.

 Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen İlçe merkezindeki, 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikai tarafından yaptırılan Ulu cami, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camisidir. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor.
Sivrihisar, genellikle Türkmen gelenek ve görenekleri hâkimdir Anadolu’ da, ilk Türk uygarlığı olan Etiler’e kadar dayanan ilçe, tarih kokar. Tipik Anadolu şehirlerinin bütün özelliklerini barındıran Sivrihisar, aynı zamanda ünlü kral Midas’ın da memleketidir. M.Ö 700 yıllarında, Frigler’in yerleşme yeri olunca "Spalya"’ya dönüşmüş. Şehrin bir diğer özelliği, o dönemin meşhur Kral Yolu’nun üzerinde bulunması idi. 
Sivrihisar’ın kültür değerlerini en iyi yansıtan el sanatları, asırlar boyu ilçenin sanat anlayışlarını ve yaşam tarzlarını aktarmada, etkin bir rol oynamıştır. Aynı zamanda her alandaki gelişme düzeyi ile el sanatlarındaki gelişim düzeyi, paralellik göstermiştir. 

İlçenin yemek kültürü, her beldeye nasip olmayacak kadar zengindir. Bazlama veya mayalı ile sıcak bamya çorbası içmek, yufka ile kelem ve yaprak dolması yemek, baklava, su böreği, arabaşı, altın sarısı un helvası, etli pilav, yarma aşı, dene aşı, keşkek aşı, düğ köftesi, göce aşı, göce dolması gibi daha pek çok yemeğin, damak zevki yıllardır gündemde. 

 Sivrihisar yılların ihmali sonucu, hak ettiği yerde değildir. İlçede arzu edilen kalkınma, bir türlü gerçekleştirilemedi. İlçenin ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda kalkınması için, gündeme gelen, ancak bir türlü de gerçekleştirilemeyen, KÜLTÜR” “ÜRÜN” ve “AĞAÇLANDIRMA” projeleri yanında,  Organize Sanayi Bölgesi” nin, de hayata geçirilmesi şarttır.

 İlçedeki Hamalar, BE destteler,  Camiler, Kümbetler, sarnıçlar, şadıravanlar, Mozaikler, minyatürler, hatlar, tezhipler, ağaç oyma, kalem işleri,  halı ve kilimler, giysiler,  el işleri işleme  gibi, pek çok tarihi ve kültür mirası, turizm için büyük zenginliktir.

 İlçede tarihi ve kültürel mirasın, turizme kazandırabilmesi için, sürdürülebilir turizm kriterlerinin, özellikle de  BM’ nin, UNEP ve UNWTO örgütlerinin, sündürülebilir turizm ilgili kriterlerinin, Sivrihisar’da, turizme kazandırabilmesi için, insanın,  etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevreyi, bozulmadan veya değiştirilmeden korumak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliği ve yaşamı sürdüren sistemleri, idame ettirmelidir.

 Sivrihisar’ da, sürdürülebilir turizmin, hayata geçmesi, ilçedeki ekonomik süreklilik, yerel kalkınma,  istihdam kalitesi, sosyal katılım, İlçedeki toplumsal refah, kültürel zenginlik, fiziki bütünlük ve biyolojik çeşitlilik, kaynakların verimli kullanımı, alanlarındaki, performans yanında,  ziyaretçi memnuniyeti ile de eşdeğerdir.

 Sivrihisar’ da, turizmin ivme kazanması için, kurum/kuruluşlar, sivil toplum örgütlerine, özellikle de Sivrihisar belediyesi ve halkına, ciddi görevler düşüyor. Bu birlik sağlanırsa, turizm, ilçenin ekonomisine, ciddi katkıda bulunacak, yaşam standardını da yükseltecek, ilçenin kalkınmasına da ivme kazandıracaktır. İlçede, turist sayısı arttıkça da Sivrihisar ekonomisi, daha da güçlenecek, göç veren ilçe göç alacaktır.