Çanakkale, İzmir, Uşak, Denizli ve ülkemizin diğer bölgelerinde meydana gelen orman yangınlarına karadan ve havadan müdahale edildi. Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı, sadece Çanakkale’de yaklaşık 575 hektarlık bir alanın zarar gördüğünü açıkladı.

Ülkemizde, ormanların neredeyse üçte ikisi sürekli yangın tehdidi altında ve 10 yıl içinde 30.000’e yakın orman yangını meydana geldi. Çok büyük alanları etkisi altına alan yangınlar, ormanlarımızı yaktı, orman köylüsünün de geçimini elinden aldı.

Eskişehir de orman yangınları açısından risk altındadır. Ülkemizin ve dünyamızın geleceğini tehdit eden, dikkatsizlik, kasıt veya bilinmeyen bazı nedenlerden dolayı meydana gelen orman yangınları, canlı ve cansız bütün yanabilir varlıkları yakıp yok edebilen ateşli bir unsurdur.

Bu yıl sıcaklıkların artması ile birlikte, ülkemiz ve Eskişehir'de orman yangınları riski de arttı. Ayrıca sıcaklık, yağış, nispi nem, atmosfer basıncı, rüzgâr hızı ve rüzgâr ile orman yangınlar arasında etkileşim bulunuyor.

Orman yangınlarının, başlıca 4 çıkış sebebi vardır. İhmal ve tedbirsizlik % 47, bilinmeyen sebepler % 34, kasıt % 13, yıldırım % 6 olarak tespit edilmiştir.

Özellikle Akdeniz, Ege, Marmara kıyı şeridindeki 12 milyon hektar ormanlık alanının, orman yangınlarına karşı risk oluşturduğunu ve son 10 yılda bu bölgelerde çıkan orman yangınlarının % 93’ünün, insan kaynaklı, % 7’sinin ise yıldırımdan çıktığı açıklanmıştı.

Orman yangınları, genellikle de dikkatsizlik ve ihmal sonucu çıkar. Ormana sönmemiş sigara, kibrit atılması, anız yakılması, tarım alanlarında istenmeyen otların yakılarak temizlenmesi sırasında, çocukların ormanda ateşle oynamaları, orman içinde ve kenarında çöplerin yakılarak imha edilmesi.

Ayrıca piknik amacıyla, yemek pişirmek, su ısıtmak amacıyla yakılan ve terk edilen ateşlerden, ateşli silah tatbikatları, havai fişeklerin ormana düşmesi, elektrik tellerinin kopması, bakımsız trafoların çıkardığı kıvılcımlar, yol ve benzeri inşaatlarda patlayıcı maddeleri ateşleyecek fitilin, otları tutuşturması en önemli etkenlerdir.

 Ayrıca terör amacıyla, yerleşim yeri, tarla otlak kazanmak gayesiyle, orman idaresine kızgınlıkla veya ormanda yapılan kanunsuz işleri ört bas etmek, yabani hayvanları uzaklaştırmak ve yol yaptırmak amacıyla da yangınlar meydana gelmektedir.

Orman yangınları, orman idaresine ait yangın kulelerinde görev yapan görevlilerce, uçak ve helikopterlerin uçuşları sırasında, kamu kuruluşları ve vatandaşların ihbarıyla tespit edilir ve söndürme çalışmaları başlatılır.

ORMAN YANGINLARI GÖRÜLDÜĞÜ AN, ÜCRETSİZ OLAN 177 NOLU TELEFONA BİLDİRİLMELİDİR.

Eskişehir'de orman yangınları ile mücadelede personel, araç gereç desteği sağlayabilecek tüm kamu kurum yöneticileri ile yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşan bir" Kriz Komitesi" oluşturulur.

Orman yangınları açısından yüksek risk taşıyan alanlara, giriş ve çıkışların denetim altına alınmasına, mesire yerleri hariç, ormanlık alanlara girilmemesi ve basın yayın organlarının, yardımı ile vatandaşların uyarılması, gezici araçlarla orman içi ve bitişiği köylerde, yangına karşı uyarı anonsu yapılması kararlaştırılır.

İtfaiye aracı, arazöz ve su tankerlerinin görevli elamanlarıyla birlikte, hazır bekletilmesi ve yangına hassas bölgelerde, jandarmanın da desteğiyle devriye gezilmesi, toplantıda karara bağlanır.

Eskişehir’de bu yıl, ormanlarımızla ilgili ne gibi kararlar alındı bilmiyoruz ama geçmiş yıllarda, bölge müdürlerimizden Sayın KÜÇÜKÖZ döneminde, alınan bu kararlar, eğitim çalışmaları ve orman yangınları ile ilgili tedbirlerin kış aylarından itibaren alınırdı.

Ayrıca o yıllarda Eskişehir’ de Bölge Müdürlüğü'ne ait, 500 bin hektarlık ormanlık alandaki, 22 yangın gözetleme kulesi, 15 arazöz ve ilk müdahale ekibi, orman yangınlarına müdahale için hazır olarak bekletilirdi.

Ormanlarımızla ilgili sorunlar, ihmal edilmeyecek kadar önemlidir. Çünkü tüm Dünyada, her yıl 16 milyon hektar orman alanı yanmaktadır. Dünya dakikada, 21 hektar orman alanı kaybediyor. Son 30 yılda ise dünya orman örtüsünün beşte biri yok oldu.

Bu nedenle de, tüm dünyada, ülkemizde ve Eskişehir' de, ormanları korumak, ağaç dikmek, ormanları yangınlardan korumak, toplumsal sorumluluktur.

Ülkemizde ve yurtdışında yapılan çalışmalar orman yangını risklerinin doğru uygulamalarla azaltılabileceğini gösteriyor. Bu konuyla ilgili harekete geçen Kozalak Yangın,  riski yüksek olan ormanlık bölgelerde, köy halkına erken uyarı sensörleriyle destek olabilmek amacıyla “Good4Trust” ile birlikte destek sertifikaları hazırladı.

Destek sertifikalarını Good4Trust.org üzerinden satışa sunan Kozalak Yangın, yapılan desteklerle yangın riski yüksek bölgelere sensörleri yerleştirerek riski en aza indirmeyi hedefliyor.

Ülkemiz orman alanı 21.189.000 hektar olup, yurdumuzun % 27.2’sini kapsamaktadır. Türkiye’deki ormanların %60’ı iğne yapraklı ağaçlardan oluşurken, %40’ı geniş yapraklı ağaçlardan oluşmaktadır.  Geniş yapraklı ormanların çoğunluğu meşe ağacı iken, iğne yapraklı ormanların çoğunluğu kızıl çam ve kara çamdır.

Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezine göre Orman; ağaçlarla birlikte, diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak, hava, su, ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen bir doğa parçasıdır.

Ayrıca Dünyamız ve ülkemiz için oksijen kaynağı olan ormanlar, iklim üzerinde düzenleyici etkiye sahiptir. Aynı zamanda bol yağış almasını da sağlarlar. Ağaçların kökleri toprağı tutarak erozyonu ve sel baskınlarını da önler. Bu nedenle de toplum olarak ormanların korunması için de her türlü fedakârlık yapılmalıdır.