Sanayinin, gelişmesinde lokomotif bir sektör olan madencilik sektörü, ülkelerin kalkınmasında sürükleyici bir rol oynar. Madencilik, sanayinin itici gücü, katma değeri en yüksek olan, kaynak ve istihdam yaratan, önemli bir sektördür.
ESO Başkanı, Sayın Celalettin KESİKBAŞ, EOSB Başkanı Sayın Nadir KÜPELİ ve ekipleri, madenlerin öneminin farkında. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, taş ve toprağa dayalı sanayi ile gıda sanayii gibi bugün de maden ve tarım sektörünün, sanayinin itici gücü olması için ciddi gayret gösteriyorlar.
ESO Başkanı, Sayın KESİKBAŞ ve Eskişehir bölgesindeki maden üreticilerinin, katılımı ile ESO’da gerçekleştirilen toplantıya şahsımda katılmıştı. O toplantıda madencilik sektöründe yaşanan sorunlar, sektör hakkındaki olumsuz söylemler, sektör temsilcileri tarafından basın aracılığı ile kamuoyu ile paylaşılmıştı.
Toplantıda, ESO Başkanı Sayın KESİKBAŞ ve Maden sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin, temsilcilerinin, ekip ruhu içinde, sorunları, açık ve net bir şekilde kamuoyu ile paylaşmaları, sorunların çözümü için, yaptıkları öneriler,madenlerimizin, millîleştirilmesi ve ülkemiz yararına işletilmesi açısından umut vericiydi.
1986 yılında, Başbakan olan Özal’ın, isteği doğrultusunda, hazırlanan 3213 sayılı maden kanununun ardından, Eurogold, Tüprag, Dardanel, Cominca, Anglo Tur, Anatolia Minerals gibi şirketler, gerekli izinleri alıp, arama çalışmalarına başladılar.
AKP Hükümeti tarafından da 5 Haziran 2004 tarihinde, TBMM’den geçirilen 5177 sayılı değişiklik ve 5213 sayılı Maden Kanunu ile yabancı sermaye, maden işletme ruhsatı alma konusunda, büyük kolaylıklar sağlandı.
Yabancı sermayeye, kolaylık sağlanmasından sonra, madenlerimiz yabancılar tarafından çıkartılmaya başlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlarından, Sayın Fatih Dönmez, CHP’li Fethi Gürer’in, soru önergesine verdiği yanıtta, Türkiye’de, 118 yabancı firmaya ait, 593 maden ruhsatı bulunduğunu söyledi.
Sayın KESİKBAŞ döneminde, “Bor ve Madencilik OSB/Endüstri Bölgesi”nin, düşünülmesi, özellikle de Eskişehir’ de, MADENCİLİK KÜMELEMESİ”nin, kurulması, ülkemizde bir ilk olurken, ülkemiz, Eskişehir ve madenlerimiz açısından da önemli ve örnek bir gelişmedir.
Eskişehir madencilik kümelenmesi göre, ülkemizin madenlerle ilgili ciddi sorunları vardır. Özellikle de ülkemizde, madencilik ile ilgili bir bakanlık yoktur. Madencilik işlemleri için, neredeyse tüm bakanlıklarla bir süreç içerisine girilmektedir. Dolayısıyla sektörde, maruz kalınan bürokrasi,iş yapma süreçlerini zorlaştırıp aynı zamanda uzatmaktadır.
Ülkemizde,Madencilik Bakanlığı veya Madencilik Koordinasyon Kurulu oluşturulması gerekmektedir. Bürokratik işlemler kolaylaştırılmalı, alınması gereken izin sayısı ve süresi azaltılmalı,mükerrer izin alımı ortadan kaldırılmalıdır.
Ülkemizde, madencilikle ilgili mevzuat çok sık değişmektedir. Bu sık değişiklik takip edilebilirliği zorlaştırmaktadır. MAPEG’den verilen, Maden İşletme Ruhsatlarının verilmesi veya uzatılması bir yıldan fazla sürdüğünde madencilik faaliyetleri olumsuz etkilenmektedir.
Yine Maden kümelemesine göre,Maden sahaları ile ilgili Ormanİzinleri direkt olarak, Orman Genel Müdürlüğü tarafından verilmekte ve çok uzun zaman almaktadır. Ruhsat güvencesinin sağlanması ve kazanılmış hakların korunması, sürdürülebilir madenciliğin önünün açılmasında, büyük fayda sağlayacaktır.
Madenlerle ilgili, aynı konu ile ilgili bazı durumlarda, iki ayrı kurum denetleme yapmaktadır. Denetlemeye gelen mühendisler veya memurlar, işletme tecrübesine sahip olmadıklarından, birçok anlaşmazlıklar ortaya çıkmaktadır.
Sektörde, çalışacak nitelikli personel bulmakta zorluk çekilmektedir. Bu nedenle de Meslek yüksekokullarına,madencilik bölümleri açılmalı, açılacak bu bölümlerde ve maden fakültelerinde okuyan öğrencilere, mutlaka uygulamalı eğitim verilmelidir.
Ayrıca sanayiciyi, gerçek dışı ve isimsiz ihbarlar yıpratmaktadır. İspat yükümlülüğüsanayicinin üzerinde kalmaktadır. Diğer bir taraftan bu tür asılsız ihbarlar için Kamu Kurumları da sebepsiz yere zaman harcamaktadırlar.
ESO Madencilik Grubu Üyesi Sayın Hamza TINAS’ın, “Şu an Türkiye’de tam donanımlı bir laboratuvarımız yok. Bazı madenlerimizi işlenmesi için yurtdışına göndermemiz gerekiyor. Ciddi bir laboratuvar kurmamız gerekiyor. Bu konuda üniversiteler ile ortak çalışmalar yapmalıyız” önerisi hükümet ve üniversiteler tarafından dikkate alınmalıdır.
Ayrıca madenlerle ilgili ÇED süreçleri, çok uzun zaman almakta ve ne zaman sonuçlanacağı tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle yatırımdan vazgeçen birçok girişimci bulunmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde, Gayrı Safi Milli Hasıla (GSMH) ’da madenciliğin payı; ABD’de % 5, Almanya’da % 4.0, Kanada’da % 3.7, Avustralya’da % 6.5, Rusya’da % 22, Şili’de % 8.5, Afrika’da % 6.5, Türkiye’de ise % 1.2 düzeyindedir.
Türkiye, üretilen madensel kaynak çeşitliliği açısından, 152 ülke arasında, 29. maden türünde yapılan üretim baz alındığında, 10. sırada yer almaktadır. Ancak üretici ülkelerin, dünya pazarı içi payları sıralamasında % 0.16 oranı ile 52. sıradadır.
Ülkemizde ve Eskişehir’de Madencilik sektöründe, yaşanan problemler ve çözüm önerileri, dikkate alınmalı, madenler, sanayimizin itici gücü olmalı, madencilik sektöründe, Türk işadamlarına da her türlü kolaylık sağlanmalı katma değer ürünler üretmeleri için de her türlü destek verilmelidir.
Madenlerimiz yabancı şirketler tarafından çıkartıldığı sürece, ülkemiz ve Eskişehir ekonomisine katkısı, yok denecek kadar az olacaktır.