Pazar günü, Kurban Bayramı’nın ilk günüdür. Kurban Bayramı süresince, Kurbanlıklar kesilecek, akraba, eş ve dostlar ziyaret edilecektir. Bir kısım insanımızda, Bayram tatilinde istifade ederek tatil beldelerine gidecektir.

Kurban, bir Müslümanın, bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir. Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurban vaciptir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) ümmetine kurban kesmenin önemini anlatmış, Kurban ile ilgili ayetler de bize meşru kılınan kurban ibadeti hakkında bilgi veriyor; “O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.” (Kevser Suresi 2. Ayet), “Biz kendilerini rızıklandırdığımız dört ayaklı davar (hayvan)’lar üzerine yalnız Allah’ın adını ansınlar diye, her ümmet için Kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hac Suresi 22./34. Ayet)

Kurban ibadeti, Allah'a yakınlaşmak, paylaşmak, Müslümanlara ulaşmak

Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağlarının güçlenmesi demektedir. Çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.

Geçmiş yıllarda, bayram sabahında erken kalkar,  abdest alınarak temiz elbiseleri giyerek, Bayram Camisine gidilirdi. Camidekiler ve sonrasında evdekilerle bayramlaşır, sofraya oturarak bayram yemeği yenirdi.

Bayramlarda sevinçli olmak,  güler yüz göstermek, sadaka ve hediyeler vermek, sokakta açıktan tekbir almak, eve dönerken camiye giderken kullandığı yoldan, başka bir yolu tercih etmek, gelenek halinde idi.

Bayramlaşmak ve musafaha etmek, aile fertlerini ve bilhassa çocukları hediyelerle sevindirmek, bayramın en güzel âdâbları arasındadır. Bayramın dördüncü günü, ikindisine kadar bütün farz namazların sonunda, teşrik tekbirleri almak da gelenek haline gelmiştir. 

Kurbanlık hayvanın sağlıklı ve organlarının tam olması gereklidir. Doğuştan gelen bir boynuz eksikliği veya kulak yırtıklığı gibi rahatsızlığı olan hayvanlar kurbanlık kabul edilebilir. Fakat sonradan oluşan ve etin sağlığını etkileyecek hayvanlar kurbanlık olarak kabul edilmez.

Ayrıca kesilen kurbanın etinin veya ticari değer taşıyan herhangi bir organının kazanç sağlamak için satılamayacağı, kurbanın ücretle kestirilmesi durumunda, kurbanın etinin veya herhangi bir parçasının, kesim ücreti olarak verilmesinin doğru olmadığı belirtilir.

Vekâletle kurban kesiminin, bir yardım kampanyasına dönüştürülmemesi, bu yola başvuran vatandaşların kurbanlarının, usulüne uygun kesilip kesilmediğini takip etmeleri gerektiği ifade edilir. Çünkü ibadet dışında, farklı amaçla kesilen hayvanların kurban yerine geçmeyeceğine dikkat çekilir, kesmemek üzere vekâletle kurban parası vermek dinen uygun olmadığı vurgulanır.

Kurban Bayramlarında, en önemli sorunlardan biri de Kurban kesimidir. Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise, fecirden (sabah namazı vakti girdikten) sonra başlar. Hanefîlere göre bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder.

Her kurban bayramı öncesi, ülke genelindeki camilerde okutulan hutbelerle, kurban kesiminde kurbanlıklara eziyet edilmemesi gerektiği söylenir. Ancak bu ikazlara rağmen,  az da olsa kurbanlara eziyet edilmeye devam edilir.

Kurban edilen hayvanları, kör bıçakla kesmek, kesileceği yere sürüyerek götürmek keserken hayvanın murdar iliğini ve kellesini koparmak, canı çıkmadan derisini yüzmek, kıbleye karşı çevirmemek mekruhtur.

Geçmiş yıllarda kurbana  kına yakılır, kurdeleler bağlanır, bayram namazından sonra, kurbanın gözleri bağlanarak, sol tarafı alta gelecek şekilde, kıbleye doğru yatırılır; arka sağ üst ayağı serbest bırakılıp, sol ayağı ise ön ayaklarının arkasından sokularak, bileklerinden hayvan incitilmeden bağlanır. Sonra “Bismillahu Allahu Akber” diyerek kesilirdi.

Ayrıca kurbanlık hayvanın, boğazında kesilecek boynun iki yanında, ilki kan damarı ve boynun tam ortasında geçen yemek ve soluk boruları keskin bıçakla kesilir ve beklenir, bıçak boyun kemiğinin içindeki murdar iliği (can damarı)de kesecek kadar aşağıya indirilmez.   

Hayvan kesildikten sonra da bir müddet beklenir. Kan iyice boşaldıktan sonra boyun kemiği içindeki ilik kesilir, kesilen hayvanın kanı, bir çukura, yenmeyen azları ayrı bir çukura gömülür.

Kurban kesildikten sonra şükür namazı kılınır. Kurban namazı iki rekat olup, 1.rekatte- Fatiha Suresi'nden sonra Kevser Suresi okunur. 2. rekatta ise Fatiha Suresi'nden sonra İhlas Suresi okunur, sonra da kurbanlarının kabul olunması ve günahların af olunması için de dua yapılır. 

Kurban etini kesen kimse de yiyebilir. Fakir olsun, zengin olsun, herkese verebilir. Kurban kesenler, etin üçte birini evine, üçte birini komşulara, gerisini fakirlere vermek müstahaktır.

Hülasa bayramlar, dargınlıkların unutulduğu, dostlu ve akrabalık bağlarının kuvvetlendiği, insanların barıştığı, milli ve dini duyguların, inançların, örf adet ve geleneklerin uygulandığı, millet olma şuurunun şekillendiği ve kuvvetlendiği günlerdir.                    

Dinî bayramlar, toplumda kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. 

Bayramlar, dostluğu, sevgiyi ve geleceği, soframızı, hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız, birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dostluğun perçinlendiği, insanların dargınlıkları unuttukları, barıştıkları, kardeşçe kucaklaştıkları, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir. Yarınlara niyettir.

Ayrıca Allah’ın Resulü, “ Kurbanlarınıza hürmet ediniz, zira onlar sıratta sizin bineklerinizdir “buyurmuşlardır

Kesilen kurban ve dualar kabul, Kurban Bayramınız da mübarek olsun…