Kent ya da halk lokantaları olarak ifade edilen işletmeler, ilk olarak 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yönetimi altında İstanbul’da açıldı.

Sonra ise hızla yenileri geldi.

                                                           ***

Halk lokantaları konusunda, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de düğmeye bastı.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, ‘sosyal ve halkçı belediyecilik anlayışımız gereği olarak, ekonomik olarak zor günlerden geçen vatandaşlarımızın uygun fiyatla faydalanabileceği iki adet halk lokantası açacağız’ dedi.

                                                            ***

Evet efendim…

Şimdi şu soruyu yanıtlamamız gerek: ‘Halk lokantaları doğru bir uygulama mıdır?’

Katılmayanlar olabilir ancak bendenize göre doğru bir uygulama değildir.

Açıkçası savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip birkaç iş kolu dışında, devletin özel sektörde iş yapması ve maliyetinin altına mal ve hizmet satışıyla özel sektörle rekabet etmesi son derece yanlış bir durumdur.

                                                            ***

Üstelik devletin, özel sektöre rakip olduğu tek sektör lokantacılık da değil.

Şöyle ki:

Devlet TOKİ vasıtası ile ‘müteahhitlik’ yapıyor…

Tarım Kredi Kooperatiflerinin açtığı mağazalar ile ‘marketçilik’ yapıyor…

Halk ekmek ile ‘fırıncılık’ yapıyor…

Halk süt ile ‘sütçülük’ yapıyor...

Vakti zamanında açılan tanzim patates ve soğan satışları ile ‘manavlık’ yapıyor...

Et ve Süt Kurumu satış mağazaları ile ‘kasaplık’ yapıyor…

Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdilerde bir de ‘lokantacılık’ yapıyor…

                                                                      ***

İyi hoş da; devlet bunca sektörde faaliyette bulunursa özel sektör ne yapacak?

Kaldı ki kamu zararına faaliyet gösterebilir ancak özel sektör bunu yapamaz.

Yapmaya kalkarsa da batar.

                                                               ***

Soysal devlet anlayışının arkasına sığınarak, bu uygulamaları savunacak olanlar varsa boşuna zahmet etmesinler efendim.

Çünkü bunun konuyla hiçbir alakası yok.

Şöyle ki:

Sosyal devlet; bireylere asgari gelir güvencesi veren, onları toplumsal risklere karşı koruyan, sosyal güvenlik olanağı sağlayan ve yurttaşların tümüne eğitim, sağlık, barınma gibi hizmetleri sunan bir anlayışı ifade etmektedir.

                                                             ***

Sonuç olarak efendim:

Sosyal devlet, vatandaşlardan toplanan vergiyle maliyetinin altına yani zararına faaliyet gösteren işyerleri açmak değildir.

Hele ki özel sektöre ve küçük esnafa rakip olmak hiç değildir.

En nihayetinde: Devletin yapması gereken iş, yönetmek ve denetlemektir.

Yorum sizlerin.

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim.

GÜNÜN SÖZÜ:

Düşüncelerimizin kalitesi yükseldikçe, yaşam kalitemiz de yükselir.

-       Stefano D’Anna