Okul öncesi dönem, çocukların zihinsel ve ruhsal gelişimindeki en önemli evredir. Çünkü çocuk zihinsel gelişiminin %50’sini 4 yaşına kadar, % 30’unu 4-8 yaş arasında, %20’sini ise 8-17 yaşları arasında tamamlar.
Bu orandan da görüyoruz ki 0-6 yaş çocuğun gelişimin hızla yönlendirildiği zamandır. Bu dönemdeki yanlış uygulamalar, çocuğun gelecek hayatında büyük izler bırakabilir. Çünkü bu yaş aralığında oluşturulacak sağlam temel, gelecek hayatında da çocuğun birçok alanda kendini geliştirme şansını arttıracaktır.
Yine bu alandaki çeşitli uygulamalar, göstermiştir ki çocuğun, öğrenmesinin, en yoğun olduğu, özellikle de temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin, geliştiği ve biçimlendiği dönemin, okul öncesi eğitim olduğu, herkes tarafından kabul görmüştür.
Nitekim atalarımız, “İNSAN YEDİSİNDE NE İSE YETMİŞİNDE ODUR” demiştir.
Ülkemizde, Okul Önce Eğitim, beş yılık hemen her planda, “Milli Eğitim Şuralarında, hep yer aldı. Hatta okullaşma hedefleri de belirlendi. Güya okul öncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılmasında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, mevcut fiziki kapasiteden yararlanılacak, şartlara ve ihtiyaçlara cevap verebilecek, esnek modeller geliştirilecekti. Ancak bir türlü gerçekleştirilemedi.
Okul Öncesi Eğitime, standartlar getirilecekti. Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının, bir şemsiye altında toplanması için, gerekli mevzuat çalışmaları yapılacaktı. Çocuk gelişimini en iyi şekilde takip eden ve gelişimini destekleyen, programları hazırlayan ve uygulayabilen öğretmenler yetiştirilecekti.
Ayrıca Okul Öncesi Eğitim kurumlarında, çocukların, yaş, ilgi ve ihtiyaçlarına göre değişebilen, esnek programların uygulanması sağlanacak, bu kurumları, teftiş edecek müfettişler, okul öncesi eğitimiyle ilgili bilgilerle donatılacak, Okul Öncesi Eğitim Merkezleri’nin pilot bölge seçilen illerde, faaliyete geçmesi sağlanacaktı.
Hülasa Okul Öncesi Eğitimi ile ilgili, onlarca karar alındı; hedef belirlendi. Ancak imkânsızlıklar öne sürülerek, hiç biri arzu edilen boyutta, hayata geçmedi. Hepsi de sözde kaldı.
Ve Nihayet! Okul Öncesi eğitim, pilot okullarda başlatıldı.2019 yılının sonuna kadar zorunlu hale getirilecek ve Okul Öncesi Eğitim kapsamında, yaklaşık 600 bin çocuk zorunlu öğrenime tabi tutulacaktı.
Zorunlu okul öncesi eğitimde, 54 ayını dolduran çocuklar, kayıt yaptırabilecekler. Eylül 2017 itibari ile 54 ayını dolduran çocuklar, zorunlu okul öncesi eğitime tabii oldular. Zorunlu okul öncesi eğitimde, pilot iller uygulamaya geçtikten sonra, diğer illere de bu uygulama geçiş için, planlama yaptırılacak. Zorunlu okul öncesi eğitim, yaşı, 54 ay ve üzeri çocuklar için geçerli olacaktı.
Alınan ve vaat edilen kararlar hep mazide kaldı.
Elbette her türlü zorluğa rağmen, geçmiş yıllarda, okul öncesi eğitimi, arzu edilen boyutlara getiren valilerimiz oldu. Bu valilerimizden biri de geçmiş yıllarda Siirt, Sakarya ve Trabzon valisi olan, Sayın Nuri OKUTAN’dır.
Sayın OKUTAN, Okul Öncesi Eğitimde, bütün mazeretleri, geçersiz kılacak bir çalışma yaparak, görev aldığı her il de, bir yıl gibi kısa süre içinde, Okul Öncesi Eğitim alanında, okullaşma oranlarını %90’ların üstüne çıkarmıştı.
Sayın OKUTAN’ın icraatı, projeleri, özellikle de "Okul Öncesi Eğitim" alanındaki başarısı, ülkemizdeki valiler, tarafından örnek alındı mı bilinmez ama icraatı projeleri en önemlisi de, “Okul Öncesi Eğitim “deki başarısı, Milli Eğitim Bakanlığı’na, Valilere, bürokratlara ve halkımıza örnek teşkil edecek nitelikteydi.
O yıllarda, okul öncesi eğitim okullaşma oranı yüzde 30’u geçmezken, eğitim altyapısı yok denecek kadar az Siirt’te ve deprem felaketinin yaralarını sarmakla meşgul, Sakarya ilinde bile, hem de 1.5 yıl gibi kısa sürede, okul öncesi eğitimde, okullaşma oranını artırmıştı.
Okul Öncesi Eğitim önemlidir. Çünkü çocukların, zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. İnsan yaşamında, 0-6 yaş dönemi, çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği ve biçimlendiği dönemdir. Bu süre içeri kazanılan davranış biçimleri, tüm yaşam boyunca devam etmektedir.
Okul öncesi kurumlarına, devam eden çocuklar, çevrede eğitim alırlar. Bu çevrede akranlarıyla geçirdikleri süreçlerin, yanı sıra öğretmenleri ve okul personeli ile de iletişim içerisindedirler. Sosyoekonomik çevreden, insanlarla aynı ortamı paylaşıp, farklılıklara saygı duymayı, yapıcı bir şekilde problem çözmeyi öğrenir.
Günümüzde yaşamın ilk beş yılının önemine değinen araştırmacılar, bu ilk yılların kişinin gelecekte nasıl bir birey olacağının belirleyicisi olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle Okul Öncesi eğitim, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de zorunlu olmalıdır.