Bir zamanlar, bilge ve güçlü bir kral refah içinde hükümdarlığını sürdürüyordu. Krallığın başkenti, ticaretin, sanatın ve zenginliğin merkeziydi. Yıllar geçtikçe, herkes başkentte yaşamak istemeye başladı. İnsanlar köylerini terk ederek başkente akın etti, ama bu durum krallığın dengelerini altüst etti. Başkent o kadar kalabalık hale geldi ki, sokaklarda yürümek bile zorlaştı. Evler yetersiz kaldı, su ve yiyecek kıtlığı baş gösterdi, hastalıklar yayıldı. Kral ne yapacağını bilemez hale geldi.
Bir gün krallığın uzak bir köyünden gelen yaşlı bir bilge, kralın huzuruna çıktı. "Majesteleri" dedi, "Bu sorunun çözümü basit. İnsanlar şehrin nimetlerine kapılıyor, bu yüzden buraya geliyor. Onları köylerine döndürmek için şehirde yaşamayı daha zor hale getirebiliriz"
Kral, şaşırarak bilgeyi dinledi. Bilge, “Şehri daha tehlikeli ve korkutucu bir yer yaparsak insanlar buradan kaçacaklar. Bunun için salgın hastalık korkusu yetersiz; çünkü hastalığın sebebi çözülür. Ama eğer karanlık ve korkunç bir efsane yaratılırsa, insanlar bu efsanenin gücünden kaçarlar”
Kral, bilgenin önerisini düşündü ve gizlice başkente bir ejderha efsanesi yaymaya başladı. Efsaneye göre, ejderha çok yakında uyanacak ve şehri yakıp yıkacaktı. Bu korku hızla yayıldı, insanlar paniğe kapıldı ve köylerine geri dönmeye başladı. Tarlalar yeniden ekildi, su kaynakları kullanılmaya başlandı ve başkentteki kalabalık azaldı.
Günümüzde Eskişehir, Türkiye'nin en hızlı büyüyen şehirlerinden biri. 2024 yılındaki nüfus tahminlerine göre, nüfusunun 922.538'e ulaştığı düşünülüyor. Bu hızlı büyüme ise şehir merkezinde esnafa, dükkan sahibine, ev sahibine, kafesine, restoranına imkanlar sunup ekonomik sirkülasyonu sağlasa da insan kalabalığı Eskişehir’i yaşanması zor bir hale getirmeye başladı.
Sık seferler olmasına rağmen her geçen tramvayın, günün her saatinde sanki son sefermiş gibi dolup taşması, yürüyerek 15-20 dakikada gideceğiniz bir mesafenin araçla da trafik yoğunluğundan dolayı aynı süreyi alması, kolaylıkla iş bulunamaması ve son olarak eli yüzü düzgün kiralık ev bulmakta zorlanmak… Hepsini bir araya toplayınca “Eskişehir fazla mı popüler oldu?” diye düşünmeden edemiyor insan. Yol ortasında yaya olarak karşıdan karşıya geçerken bile sıra bekler hale geldik. Şimdi bize de mi bir efsane lazım? Fakat artık gidecek köyümüz, ekecek tarlamız, kullanacak su kaynağımız var mıdır bilmiyorum.