Evet yılda bir kez meydana gelen ve her 18-25 yaş arası gencin hayatının en önemli kararları arasında yer alan, Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından tercih dönemi geldi çattı. Yıllardır Eskişehir, bünyesinde barındırdığı üniversitelerin, etkinlikleri, şenlikleri, başarıları ile tercih listesinde ilk sıralara yazılan üniversiteler arasında yer alarak adını sık duyuran üniversite şehirleri arasındaydı.
Bu konuda çok dolu olduğumu, Eskişehir’deki köklü üniversitelerin, en azından mezun olduğum üniversitenin artık eğitim kalitesinin bilinçli gençleri tatmin etmediğini görmekteyim. Hiçbir kuruma, hiçbir eğitmene taş atmak niyetinde değilim fakat bu su götürmez bir gerçek. Belki de Eskişehir’e artık eskisi kadar bilinçli gençler gelmiyor diyerek suçu öğrencilere atabilir miyiz? Ya da Eskişehir’in sosyal hayatının meşhurluğu Eskişehir’i tercih sebebi mi yapıyor dersiniz?
Kimsenin görmediği bir yanlıştan bahsetmiyorum. Sadece yaşadığım şehrin üniversitelerinde gözle görülür ve tüyleri diken diken edecek başarılarıyla anılamamasına gem vuruyorum.
Toplumsal olarak bakıldığında yapılan araştırmalar gösteriyor ki 18-25 yaş aralığındaki gençlerimiz mezun olduğu bölüm ne olursa olsun geleceğe umutla bakacak gücü bulamıyor. Bunu ekonomik sebepler tetikliyor, biliyoruz. Ama eğitimcilerimiz, eğitim kurumlarımız da mı geleceğe umutla bakacak gücü bulamıyor? Neden hayatımızı değiştirecek girişimler duymuyoruz? Gurur kaynağı olan eğitimcilerimiz ve öğrencilerimiz neden bu kadar az?
Üniversite hayatını Eskişehir’de geçirmiş ve bu hayatı doya doya yaşamış birine baktığınızda yanına kar kalan tek şeyin ‘Eskişehir’deki güzel anıları’ olduğunu görüyoruz. ‘Ne güzel günlerdi’ diyor. Bu kadar. Kimse ‘bir kere yaptığım bir proje ile yurtdışına gitmiştim…’ demiyor, ‘bu yazdığım makale olay olmuştu’ demiyor. ‘Bir şey fark ettim de…’ diyen bile görmedim inanır mısınız? Kaldı ki Eskişehir’in öğrenciler ile cıvıl cıvıl dolmasını, bu sirkülasyon ile Eskişehir’in her zaman yaşayan bir şehir olmasından yana şüphe duymayacağımı biliyorum. Fakat birçok bölümü ve kendini ilim irfana adayan eğitmenlerimizi tenzih ederek söylüyorum. Neler oluyor? Hepimiz mi umutlarımızı kaybettik?