Takvim yaprakları 2 Haziran 2008’i gösteriyordu.
Aslında bizler adına oldukça anlamlı bir başlangıcın da ilk günüydü.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, bayilerin standlarında yepyeni bir gazete çoktan yerini almıştı.
Şehir Gazetesi, büyük bir heyecanla yayın hayatına başlamıştı.
***
Peki hedef neydi?
Tek hedefimiz, halkımızın doğru haber alma hakkını sağlayabilmekti.
O günkü ortamdaki tek sesliliğe karşı bağımsız, tarafsız ve meslek ilkelerine bağlı bir gazete çıkartmaktı.
‘Güçlüden yana değil, haklıdan yana bir anlayışı egemen kılmak adına’ okyanusta bir damla olmaktı.
Belki de şehrin sözde oligarklarına karşı bir başkaldırıydı.
***
Bu süreçte neler demediler ki?..
Siyaset peşinde koşacaktır dediler…
İhale peşinde koşacaktır dediler…
Ne var ki tek sevdamızın gazetecilik olduğunu, geç de olsa fark ettiler.
***
Dile kolay tam 16 yılı geride bıraktık. Evet efendim; dolu dolu tam 16 yıl…
Bu uzun süreçte iyisiyle kötüsüyle neler yaşamadık ki?...
Abone rekorları kırdık.
Satış rekorları da kırdık?
İnternet sitemizde, ‘sadece bir günde yüz binlerce sayfa gösterimine’ ulaştık.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın internet sitesinde, yılın neredeyse tamamında ‘Türkiye’nin en çok okunan yerel gazetesi’ olmayı başardık.
Gerçek şu ki bunların hepsini, sizlerin sayesinde başardık.
***
Dedik ya iyisiyle kötüsüyle…
Peki iyileri saydık da kötüler neydi?
Hangi birini saysam diye düşünmeden edemiyor insan…
İsimsiz cisimsiz mecralardan atılan, menfi içerikli mail ya da mesajları mı?
Yayın politikamızdan rahatsız olan bazı kesimlerin maddi ve manevi saldırılarını mı?
Emir büyük yerden denilerek hukuksuz bir şekilde kesilen cezaları mı?
FETÖ mensubu polisler tarafından yapılan fiziki ve teknik takipleri mi?
Yasa dışı ve tamamen kumpas amacıyla 13 ay boyunca telefonlarımın dinlenmesini mi? (Bu kişiler şu an cezaevindeler)
Ölüm tehditlerini mi?
***
Sonuç olarak efendim; acısıyla tatlısıyla tam 16 yılı geride bıraktık.
Şehir Gazetesi’nin 17. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız bu anlamlı günde:
Gazetemizin emektar çalışanlarına ve bizleri bugünlere taşıyan siz değerli okurlarımıza bir kez daha sonsuz şükranlarımızı sunarız.
İyi ki varsınız…
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…
GÜNÜN SÖZÜ:
İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.
- Lewis Carroll