Eskişehir, 20 Temmuz 1921'de, Yunanlar tarafından işgal edildi. Eskişehir, bir süre Yunan ordularının, karargâhı oldu. Eskişehir,-Kütahya Savaşları sonunda, Türk Ordusu Sakarya'nın doğusuna çekildi.
23 Ağustos 1922'de, Yunanlılar, yeniden saldırdı. 30 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz başladı ve 2 Eylül 1922 günü, Seyitgazi yönünden gelen, Türk Süvarileri, Tekkeönü' n
den Eskişehir'e inerek, düşman kuvvetlerini, Eskişehir'den çıkardılar,
Eskişehir, Kurtuluş Savaşı'nın, kilit noktalarından birini oluşturduğundan, savaşta maddi ve manevi olarak çok yıpranmıştı. O nedenle de ATATÜRK, 15 Ocak 1923’ te yaptığı ziyarette, imar konusunda, birçok adım atılmıştır.
ATATÜRK, halka yönelik yaptığı konuşmada, “Eskişehir’ i ve Eskişehir halkını, çok iyi tanırım. Eskişehir halkı içinde ve yakınında, düşman kuvveti mevcut olduğu ve bizimde elimizde, kuvvet bulunmadığı zaman, çok büyük vatanperverlik ve milliyetperverlik ve azim kahramanlık göstermiştir.” demiştir.
Özellikle Yunan işgali ile büyük yıkım yaşayan, eziyet gören kent halkı, TBMM’nin ve Cumhuriyet Hükümetlerinin, aldığı önlemlerle, bu yıkıntılardan, çabucak sıyrılabilmiştir. Bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün, yerinde teşhis ve tedbirleriyle ki Atatürk, kente değişik tarihlerde, 22 kente kez gelmiştir.
Eskişehir, Cumhuriyet döneminde, Eğitim-Kültür, Tarım-Hayvancılık, Ticaret-Sanayi, Basın, Bankacılık, Madencilik vs. alanlarda, önemli sayılacak gelişmeleri gerçekleştirmiştir.
Bugün, Eskişehir’ de, okuma yazama oranı, %95’lerin üstündedir. Üç üniversitesi olan, Türkiye’de kişi başına en fazla profesör düşen il konumundadır. Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında, ülkemizde 6. sıradadır. Kişi başına düşen milli gelir, Türkiye ortalamasının, çok üstündedir.
Eskişehir, Cumhuriyet’in ilk döneminde, ciddi kamu yatırımları alarak, önemli atılımlar yaptı. Kamu Kuruluşları sayesinde, Eskişehir, ileri teknoloji ve hassas mekanik konusunda, ülkemizin, hiçbir kenti ile mukayese edilmeyecek kadar, zengin bir altyapıya sahip oldu.
Ekonomik açıdan, kendi kendine yeterli iler arasındadır. Yaşam kalitesi yüksek, dünyaya entegre olmuş. Doğal zenginlikleri ile de dikkat çeken, belediyecilikte ki başarılı performans ile Eskişehir, dünyanın yaşanabilir üçüncü kenti oldu.
Anadolu’daki pek çok şehir ve insanı gibi, Eskişehir ve Eskişehirliler de Kurtuluş Savaşımızda büyük acılar çekmiş, büyük bedeller ödedi ama bugün, tüm ülkenin ve dünyanın gıptayla baktığı bir kent hale gelmiştir.
Yeterli midir?
Elbette değildir. Daha yapılması gereken pek çok iş vardır. Eskişehir’ in, her alanda olduğu gibi, Özellikle de “EKONOMİK “ alanda, başarılı olmak zorundadır. Ekonomik alanda başarılı olmadığı sürece kazanımlarını, kaybetmeye mahkûmdur.
Nitekim İzmir İktisat Kongresi’ de, Mustafa Kemal ATATÜRK". Siyasi, askeri zaferler, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar “EKONOMİK” zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen, zaferler devamlı olamaz. Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için, ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir." demiştir.
Aslında Eskişehir ekonomisi ve sanayisi için, ciddi proje ve stratejiler belirlendi. Özellikle de ESO Başkanlarımızdan, Rahmetli Mümtaz ZETİNOĞLU döneminde, bölgenin ve Eskişehir’ in, kaderini değiştirecek hedefler belirlemişti. Hatta " ANADOLU SANAYİ" deyimi, ilk defa, onun tarafından kullanılmıştı.
O dönemde, sanayide, üniversite- sanayi işbirliğini kurumlaşması, Madenlerin ve tarımın, sanayiye kaynak aktarır, bir yapıya kavuşturulması. Eskişehir’ in, sahip olduğu madenlerin, ham yerine işlenmiş olarak ihracatı, hedef olarak alınmıştı.
Yine o yıllarda,, Eskişehir’ deki ekonomi ve yatırımlarla ilgili gelişmelere ve hedeflere, bölgecilik yerine, Türkiye merceğinden bakılmış ve Eskişehir’ in, " ORTA VE İÇ ANADOLU ‘NUN TİCARET MERKEZİ" haline gelmesi hedeflenmişti.
Rahmetli Mümtaz ZEYTİOĞLU dönemindeki bu hedefler, ESO yönetimleri tarafından, sürekli ve sonuç alıcı, bir şeklide uygulamada tutulsa idi. Eskişehir ekonomisi ve sanayisi, bugün ulusal ve global pazarlarda, söz sahibi olacaktı.
Eskişehir sanayisi, her türlü güçlüğe rağmen, ESO Başkanı Sayın KESİKBAŞ ve ESOB Başkanı Sayın KÜPELİ ve ekipleri sayesinde, cumhuriyetin ilk yıllarındaki heyecanı yakaladı.
Eskişehir sanayisi, Kamu sektörünün yanı sıra, özel sektör de Toprak Sanayii, Un ve Mamulleri Sanayii, Ağaç Sanayii, Çimento ve Mamulleri ile Çelik Eşya Sanayii ve ..iMakine Sanayii ile Türkiye'nin sayılı illerinden biri haline gelmiştir
ESO ve ESOB, Eskişehir’ in madenleri sanayinin itici gücü yapmak için ciddi caba gösteriyorlar. Sayın KESİKBAŞ döneminde, “Bor ve Madencilik OSB/Endüstri Bölgesi” nin, düşünülmesi, özellikle de Eskişehir’ de, MADENCİLİK KÜMELEMESİ ”nin, kurulması, ülkemizde bir ilk olurken, diğer illere de örnek oldu.
Her türlü olumsuzluğa rağmen, Eskişehir, coğrafi konumunun, demiryolu ve karayollarının kavşağında olması, tarımda ve sanayideki imkânları ve gelişmelerle, yeraltı kaynaklarının zenginliği, Eskişehir’i, sanayi ve ticaret alanında, her dönem, önemli, bir merkez haline getirmiştir.
Eskişehir’ de, İyi düşünülmüş, bütüncül, detaylı ve küresel algıyı yansıtan, teknoloji ve rekabet politikalarını oluşturan, kurumsal yapılarla, teknoloji, finansman ve insan kaynağına yönelik, politika ve stratejileri ile ticari ve sanayi atılımlar, Eskişehir’ i, hem bölgesinde lider, hem de ulusal ve global pazarlarda, söz sahibi, yapabilir.
Yeter ki Eskişehir, eğitim, sağlık, turizm, sanayi, tarım, şehircilik, siyaset, ekonomi gibi alanlarda, Eskişehir’ deki, tüm kesimler, birlikte düşünüp birlikte karar versinler. Eskişehirli olmanın da hazzını yaşasınlar ve yaşatsınlar….
Eskişehir'in, düşman işgalinden kurtuluşunun, 101. yıldönümünde. Başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, vatan uğruna, canlarını feda eden, aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden gazilerimizi, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz…