Eskişehir’ de, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı, Sayın Hüsnü BOZKURT, Tepebaşı Özdilek Sanat Merkezi’nde, ·Cumhuriyet’in 100. yılına ve bir seçime giderken; “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti” konulu konferansta önemli açıklamalarda bulundu.
Sayın BOZKURT, devlet yönetiminde, “namus”, “akıl” ve “bilimi”, olmazsa olmaz unsur olarak gördü.
Atatürkçü Düşünce Derneği de “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti manifestosu” ile de kamuoyuna dikkat çeken açıklamalarda da bulundu
Cumhuriyetimizin mimarı Atatürk, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. Çünkü O, hem fikir, hem de hareket adamı olarak 20. Yüzyılın, dünya lideridir
Nitekim Rhode Island'daki Brown Üniversitesi'nde, "Emeritus Professor-Onursal Profesör Arnold Ludwig’ in, 18 yıl süren, "Liderliğin Doğası" çalışmasında, bu amaçla "Politik Büyüklük Ölçeği" adını verdiği, puanlamaya dayalı bir ölçek geliştirmişti.
Bu ölçekle, ayrıntılı bilgiye ulaşabildiği Roosevelt'ten, Churchill'e, Mao'dan Fidel Castro'ya, uzayan listedeki 377 lider arasında en yüksek puanı, büyük önderimiz, ATATÜRK almıştı.
Atatürk’ü, 20. yüzyılın, en önemli dünya lideri olarak ilan eden, liderleri sıralama araştırması, dünya çapında, bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı çalışmadır.
Ne yazık ki kendi değerlerimize, tam olarak sahip çıkamıyoruz ama Atatürk gibi değerlerimizin, büyüklüğünü ortaya koymak ve dünyaya tanıtmak da yabancılara düşüyor
Yabancılar Atatürk’ ü 20. Yüzyılın lideri olarak ilan ederken, Türk toplumu olarak, Atatürk’ü, yeteri kadar, ne anladık ne de anlatabildik. Onun fikir ve düşüncelerini, insanımıza aktaramadığımız gibi, hayata da geçiremedik.
ATATÜRK, “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.” demesine rağmen, ortama “POLİTİK” ve “ELİT” güçler hâkim oldu. Millet olarak da yıllarca, aynı isimlere, layık ve mahkûm olduk.
Oysa Kemalizm de, parlamento üyelerini halk, doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir. Üyelerin seçiminde aracılığı, ne devletin yürütme kurumu olan hükümet, ne de partiler yapabilir. Çünkü halk, değer verdiği ve kendisinden de hizmet beklediği kişileri, bizzat kendisi seçecektir.
Bugün öyle mi?
Şu bir gerçek ki, yıllarca Atatürk, hep gündemde oldu. Gerçek anlamda yorumlayan, çok az insan oldu. Çünkü Atatürk’ün, fikir ve düşüncelerini yorumlarken, nesnel, gerçekçi ve bilimsel olmak gerekirdi.
Atatürk, milliyetçi bir insandı. Ancak, O’nun milliyetçi düşüncesinde, ırkçı, ümmetçi, kafatasçı, gibi kavramlara yer yoktu. Bilakis, O’nun düşüncelerinde, Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, bilimsel, akılcı ve gerçekçi kavramlara yer vardı.
Atatürk, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda, etkili, köklü devrimler yaptı. Bilimsel ve akılcı düşünceyi, devlete ve topluma egemen kıldı.
ATATÜRK , “Yeni Türkiye Devleti, temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Devleti, cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye Devleti, bir ekonomi devleti olacaktır” demiş, gereğini de yapmıştır.
ATATÜRK, dini, düşünce ve inançlara saygılıdır. Ancak İslam dini ve devletin selameti açısından, din ve devlet işlerini birbirinde ayırmıştır. Bu sayede de dinin, siyasete alet edilmesini, din adamlarının da siyasete karışmasını önlemiştir.
ATATÜRK, ilim ve bilimi, Türk Milletinin varlığı için zorunlu görmüş ve “ Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol göstericisi ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. “ demiştir.
ATATÜRK, hayatı boyunca, ulusal ve uluslararası barıştan yana oldu. Tüm insanların, barış, huzur ve refah içinde yaşamasını istedi. “Yurtta barış, dünyada barış “ özdeyişiyle de, bugünkü ve gelecek nesillere hedefi gösterdi. Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda, etkili, köklü devrimler yaptı. Bilimsel ve akılcı düşünceyi, devlete ve topluma egemen kıldı.
ATATÜRK, gerçeğin adamıdır. Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Atatürkçülüğün ilkeleri de, birden bire ortaya çıkmadı. Bu ilkeler, tarihsel bir gelişim izledi ve Atatürk ideolojisi de zamanla oluştu.
Kim ne düşünürse düşünsün, dâhi lider, Mustafa Kemal Atatürk'ün, değeri zamanla azalmıyor; bilakis, kendi çağını aşan, siyasî vizyonu, dünyada, günümüz ve gelecekteki politikalara da ışık tutmaya devam edecektir.
Ayrıca Atatürkçülüğün ilkeleri de, birden bire ortaya çıkmadı. Bu ilkeler, tarihsel bir gelişim izledi ve Atatürk ideolojisi de zamanla oluştu. Atatürk devrimlerini, titizlikle korumak, ödün vermemek, yaygınlaştırılması ve kökleşmesi için de, gayret ve caba göstermek zorundayız. Çünkü onun devrimlerine, fikir ve düşüncelerine, dünden daha çok, bugün ve gelecekte muhtacız.