Eskişehir, Çanakkale ve ülke genelinde, meydana gelen diğer orman yangınları ve geçen sene de Adana, Osmaniye, Mersin, Kayseri, Antalya'nın ardından Muğla'nın Marmaris ilçesi ile Aydın Didim’deki, orman yangınları üzüntü yaratmıştı.

            Türkiye'nin, sahip olduğu 26 milyon 678 bin 134 hektarlık orman varlığının, iklim ve coğrafi koşullar açısından, en riskli sahalarını oluşturan bu bölgelerde, meydana gelen orman yangınlarda, toplam binlerce hektar orman varlığı kül oldu. 

               TEMA Vakfı Başkanı Sayın ATAÇ, “…..Meydana gelen orman  yangınların yüzde 13'ü (bin 598'i) doğal sebeplerden, yüzde 87'si (11 bin 6'sı) ise kasıt, ihmal ve faili meçhul diye nitelendirdiğimiz insan kaynaklı çıktı” demişti

               Orman yangınları,  doğal nedenlerin yanı sıra,  insanlardan kaynaklı nedenlerle de başlayabilir.  Birçok orman yangını, ağaçları ateşe veren yıldırım gibi,  doğal nedenlerden başlar. Buna rağmen, yağmur, bu tür yangınları çok fazla hasara neden olmadan söndürür.
               Yüksek atmosferik sıcaklıkları ve kuruluk (düşük nem) yangının başlaması için uygun koşullar sağlar. Çevresel nedenler, kontrol edilemeyen nedenlerdir. Büyük ölçüde sıcaklık, rüzgâr hızı ve yönü, toprak ve atmosferdeki nem seviyesi ve kuru dönemlerin süresi gibi iklim koşulları ile ilgilidir.
               Yangın kontrolsüz alev, sigara veya elektrik kıvılcımının kolay tutuşan herhangi bir kaynakla temas etmesi nedeniyle çıkar. İnsanla ilgili nedenler kontrol edilebilir nedenlerdir. İnsan faaliyetlerinden ve orman yönetimi yöntemlerinden kaynaklanır. Bunlar kasıtlı veya kasıtsız da olabilir:

           Orman yangınları, İnsan faaliyetlerinden ve orman yönetimi yöntemlerinden kaynaklanır. Kundakçılık  Kamp,  ya da piknik ateşleri, Kibrit veya havai fişek ile oynamak, çöp yakmak gibi eylemlerde orman yangınlarına neden olabiliyor.
               Yalnız orman yangınları değil maden ruhsatları da orman- alanlarımız için ciddi tehdittir..Niekim  Muğla'da, ormanlık alanların yüzde 65'inin, tarım alanlarının ise yüzde 66'sının maden tehdidi altında olduğunu ifade ediliyor.

               Yangınların, önlenebilmesi sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı terbirlerin alınması bir zorunluluktur. Özellikle de orman Genel Müdürlüğü, yangın çıkma ihtimali yüksek yerleri tespit edip, etkin önlemler almalı, Ormanda ateş yakılmamalı ve sigara izmaritleri yanık olarak atılmamalıdır.
              Ormanlara, yangın gözetleme kuleleri yapılmalıdır. Ayrıca yangın mevsimi boyunca yangın riski yüksek olan ormanlarda motorize yangın ekipleri bulundurulmalıdır. Yangın riskinin yükseldiği kurak mevsimlerde gerek duyulursa ormana giriş ve çıkışlar yasaklanmalıdır.
              Ormanlara, cam ve cam kırıkları atılmamalıdır. Orman yangınlarında, görev yapacak personele yangınla mücadele konusunda, gerekli eğitim verilmelidir. Özellikle yangına hassas bölgelerdeki yerleşim birimlerinde oturan halka, eğitici ve uyarıcı bilgiler verilmelidir.

               . Ormanlarımızda bir yangın durumunda halkımız 177 yangın ihbar hattına, zaman kaybetmeden haber verilmelidir.

               6831 Orman Kanunu'nun 57. maddesine göre, suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde orman yakanlar, müebbet hapis cezası, veriliyor.  Kasten orman yakan kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, orman yangınına sebebiyet veren kişiler ise 2 ile 7 yıl arası hapis cezası alıyor.

                Orman Yangınları ile ülkemizdeki, biyolojik çeşitlilik büyük zarar görüyor. Ormanlarda, yaşayan canlıların yaşam alanları, yok oluyor. Canlı ve cansız örtünün yok olmasıyla, erezyon, sel-taşkın ve hava kirliliği gibi, doğal afetlerin sayısında ve hızında artma görülürüyor.

               İklim sisteminde (sıcaklık, rüzgâr, nem ve yağışa doğrudan etki ederek) bozulmalar görülür.  Orman ve orman ürünlerine dayalı turizm, sağlık, spor, avcılık gibi sektörler olumsuz yönde etkilenir.

                Ormanlar, yeryüzündeki yaşamın sürekliliği açısından önemlidir. Ormanların  atmosferdeki gazların dengesinin korunmasında, önemli etkileri vardır. Ağaçlar güneş ışığı yardımıyla, suyu ve karbondioksiti fotosentez sonucu, besine (örneğin glikoza) dönüştürürken, atmosfere oksijen salar. Toprağı da korur.

            Geçen yıl, Türkiye’nin, orman yangınlarında,3 kiralık uçağa sahip olması eleştiri alması sonucu, bu yıl alınan yeni araçlar ile orman yangınlarıyla mücadelede, hava filosu oluşturuldu. Bu yıl 75 helikopter, 21 uçak, 8 İHA olmak üzere toplam 104 hava aracıyla orman yangınlarına karşı mücadele ediliyor.

             Yeterli midir?

              Elbette değildir. Daha fazla hava aracı alınmalı ve ülkemizde, orman yangınlarının, en az zararla atlatılabilmesi için eğitilmiş personel yanında, yangınla savaşta kullanılan söndürme araç ve gereçler hazır halde tutulmalıdır.     

              Yanan orman alanlarının yeniden ormana dönüştürülmesi içinde, Orman Genel Müdürlüğü başta olmak üzere, ilgili devlet kuruluşları ve halkımız her türlü fedakârlığı yapmalıdır. Çünkü ormanlar, yaşamdır,  milli servettir, tarımın da sigortasıdır.