Yunus Emre, “sevgiyi”, hayat felsefe haline getirmiş, örnek bir insandır. 1240 dolaylarında doğduğu, 1320 dolaylarında, Eskişehir'de, öldüğü rivayet edilir. Anadolu'nun, pek çok yöresinde, Yunus Emre'nin, mezarı ve türbesi vardır. Ancak Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy’deki mezarı, yapılan araştırmalar sonucu, kesinlik kazanmıştır.            

        Elbette Anadolu’nun, birçok yerinde, Yunus Emre’ye, atfedilen, başka mezarlar da var. Karaman, Sandıklı, Kula, Aksaray, Erzurum, Bursa, Ünye bunlardan bazılarıdır. Bir mezarı da Azerbaycan’da bulunuyor. İnsanlar, Yunus Emre’ ye olan, manevi bağlılıklarını sürdürebilmek için, bu yola başvurulmaktadır.

  Yunus Emre'ye göre, insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin, sevilmeyi, hak etmektedirler. Şiirlerinde, en fazla işlenmiş temalar; İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir.  
          Hülasa YUNUS EMRE, Müslümanlığı ve Türk toplumunu, özellikle de “Ahlak” ve “ Sevgi” konusunu,  şiirleriyle, en iyi şekilde anlatmış,  büyük bir halk şairidir.

      Tarihimizde ve ilimizdeki, Yunus Emre gibi, mümtaz insanlarımızla, çocuk ve gençlerimiz, hem gurur duyup, örnek alacaklar, hem de, doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat, adaletli olma, edepli olma, sorumluluk sahibi olma, güvenilir olma gibi, kültürümüze ait değerlerin, yaşandığı bir maziyi de tanımış olacaklardır. 

Ulusal ve uluslar arası alanda, tanınan, Yunus Emreile ilgili, her yıl yapılan Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftasından Eskişehir, kamuoyu, yeteri kadar haberdar değildir. Hatta Yunus Emre Kültür ve Sanat Vakfı’nın, mütevelli heyetinin bile,programdan, haberi yoktur.

              Oysa halka, sivil toplum örgütlerine rağmen, ”YUNUS EMRE”yi, ulusal ve uluslar arası alanda, tanıtmak ve tanımak da mümkün değildir. Geçmiş yıllarda, arzu edilen boyutta olmasa da etkinliklerin, ulusal ve uluslar arası alanda yapılması hedef alınırdı.

Hülasa Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası, ilde görev alan yöneticilere göre, şekil aldı. Hâlbuki geçmiş yıllarda, Yunus Emre ilgili haftalar ve etkinliklerde, örnek teşkil edecek çalışmalar oldu.  Ancak bu örnek çalışmalar, dikkate alınmadığı gibi, Her yıl yapılan, Yunus Emre ile ilgili program ve etkinlikler,  geçmişteki çalışmaları arattı.

Vali Yardımcılarımızdan,  Sayın Kılıçaslan, “etkinlikleri müesseseleştirme “ önerisinde bulunmuştu. Hatta Yunus Emre ve Nasreddin Hoca etkinliklerinin, “Mevlana etkinlikleri” gibi, sürekli kalıcı ve sonuç alıcı olarak, yapılması da hedef olarak belirlenmişti.

  Diğer yandan Yunus Emre ile ilgili çalışmalar, sürekli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve belli kesimlerden bekleniyor. Belediyeler, Sivil irade, üniversiteler, özellikle de Yunus Emre Kültür ve Sanat Vakfı,  etkinliklere, sahip çıkarak, yeterli gayreti göstermiyorlar.

  Ayrıca Valilerimizden, Mehmet KILIÇLAR’ın,  “Eskişehir ve Türkiye'de değil, tüm dünyanın, Yunus Emre'den yararlanmasını istiyoruz. Yunus Emre'yi, Eskişehir ile özdeşleştireceğiz. Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bektaş-i Veli örneğinde olduğu gibi, yeniden konumlandıracağız. Yunus Emre ve Eskişehir'i, Türkiye gündemine taşıyacağız. Böylece kültür ve inanç turizmini canlandıracağız. Yunus Emre'nin sevgi ve barış felsefesini, genç nesillere aktaracağız" sözleri yılların özlemiydi.

            Valimiz, Sayın KILIÇLAR, hedeflerini,  sözde bırakmadı, Girişimi ile  “YUNUS EMRE” Milli Eğitim Bakanlığınca, ''İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği''nde yapılan değişiklik, Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Değişik ile, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’nda,,  okullarda, Mayıs ayının ilk haftasında anılıyor.

YUNUS EMRE’yi, tüm dünya ve ülkemiz insanı, takdir etmiş,  hatta Birleşmiş milletlerin, kültür kuruluşu olan UNESCO,1991 yılını, bütün dünyada “Yunus Emre Sevgi Yılı” olarak kutlamıştır. 

Ülkemiz ve Eskişehir’ de, Yunus Emre’ye, hak ettiği değeri vermelidir. Çünkü Yunus Emre,  insanlığa,  özellikle de çocuk ve gençlerimize, örnek olarak gösterebileceğimiz ender insanlarımızdan biridir.  

Ölümünün 700. yılı anısına UNESCO’nun 2021 yılını Yunus Emre Yılı ilan etmesi, hem bizim hem de insanlık için önemli bir fırsattı. Bu vesileyle bir yılın tamamına yayılacak kapsamlı bir iletişim faaliyeti, çok geniş kitlelere ulaşmasını ve Yunus Emre’yi Rumi gibi global bir marka değeri haline getirmesini sağlayacaktı.

             Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle, 30 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Genelge ile de 2021 yılı Cumhurbaşkanlığımız tarafından “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan edilmiştir.

Bu kapsamda “Dünya Dili Türkçe” adıyla yurt içinde ve dışında etkinlikler düzenlenmesine karar verilmişti. Düzenlenecek etkinliklerin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonuyla yürütüleceği duyurulmuştu.

           Ancak ülke ve Eskişehir’ de arzu edilen boyutta bu alanlarda bir etkinlikler olmadı.

            YUNUS EMRE,’nin,  sevgi ve hoşgörüye dayanan mesajları, yüzyıllar geçtikçe daha da değer kazanacaktır.  Ülkemiz ve insanlığın, bu mesajlara, her zamankinden, daha çok, bugün ihtiyacı vardır. Gelecekte de olacaktır.

              YUNUS EMRE gibi, mümtaz kişiler, öldüklerinde, yeniden doğarlar. Ayrıca Yunus Emre adı, Türk kültürünü, tanıyıp seven, herkes için, çok şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu, ya da dinleyicisi, kendini etkileyecek, bir şey bulmuştur. Yunus Emre,ile birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir.

 Eskişehir’ de, Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı, daha işler hale gelebilmesi ve amaçlarını arzu edilen boyutta gerçekleştirebilmesi için kurumlaşmalıdır. Vakıf, kurumsallaşırsa, bir vizyon, misyon, şahsiyet sahibi olacak, etkinliklere, kalite, itibar,  şeffaflık da getirecek,Yunus Emre, uluslararası ve ulusal bazda, daha güçlü anılacak ve tanınacaktır.

 Anadolu'da, Türkçe şiirin öncüsü olan mutasavvıf ve filozof, YUNUS EMREAnadolu'da, yaşamış tasavvuf ve halk şairidir.  Türk halkının, dün gönlündeydi, bugünde ve gelecekte de gönlünde olacaktır

Ne mutlu, Yunus Emre’yi, tanıyan ve tanıtanlara…