Geçmiş yıllarda TEMA Vakfı Eskişehir Şube sorumlusu Sayın Halil GÜNGÖR’ le her buluşmamızda TEMA Vakfı’ ile ilgili çalışmalarını hatırlar. O günlerdeki anılarını özellikle de Rahmetli Hayrettin KARACA’ nın, hizmetlerini sohbetlere konu yaparız.

            Eskişehir TEMA Şubesini her ziyarette,  Sayın Halil GÜNGÖR ve ekibini, hummalı bir çalışma içinde bulurduk. Kutsal bir görevi yapmanın mutluğu, yüz ve sözlerine yansırdı..

                Sayın GÜNGÖR gibi Türkiye’ de, sorumluluk anlayışıyla, çıkar gözetmeksizin bilgi, zaman, beceri, tecrübe ve kaynaklarını, kendi özgür iradeleriyle, bir sivil toplum kuruluşunun amacı doğrultusunda kullanan, pek çok isimsiz kahraman vardır.  Bu isimsiz kahramanlar, aynı zamanda ülkenin, toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının da var oluşunun temel unsurlarıdır.
                Bu isimsiz kahramanlar, istediği zaman kuruma, topluma ve sivil toplum örgütlerine gelip çalışmak veya faaliyetlerine katılmakla kalmazlar, bilakis taşın altına elini koyarlar ve her türlü fedakarlığı da yaparlar.

                   Nitekim TEMA Vakfı’ nda görev alan, faaliyetlerine katılan, tüm bireyler, aslında birer meçhul kahramandır. Hiçbir menfaat gözetmeden, ülkemizde, doğal varlıkların, çevrenin, toprak örtüsünün ve toprağın korunmasında, erozyonla mücadelede ve ağaçlandırmada, zaman ve mekân gözetmeden, her şart ve zeminde görev alırlar. Her türlü fedakârlığı da yaparlar.

                Tek bir düşünceleri vardır. Mevcut doğayı korumak, geliştirmek ve Ağaç ve orman sevgisini topluma mal etmektir. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır.

                   Elbette TEMA VAKFI’ nın, hedefleri, bununla da sınırlı değildir. Ülkemiz genelinde, çayır ve meraları koruyup, geliştirmek, doğal zenginliklerimizin bilinçsizce kullanılmasını önlemek, çölleşmeyle mücadele etmek, doğal varlıkların, insan sağlığının, yeşil alanların, toprak ve bitki örtüsünün,  korunması, geliştirilmesi ve yenilerinin teşkil edilmesini sağlamaktır.

               TEMA VAKFI’ ın,  temel değerleri ise güvenilirlik, saygınlık, şeffaflık, gönüllülük,  katılımcılık, siyasi tarafsızlık, bilimsellik ve herkesi kucaklamaktır.

             TEMA VAFI’ nın, çalışmalarında ve ülke topraklarının bilinçli kullanılmasının önündeki, en önemli engellerden biri de kadastro çalışmalarının, hala bitirilememesidir. Oysa gelişmiş ülkeler, yüzyıl evvel kadastro çalışmalarını bitirmiş, ülke mastır planlarını hazırlayarak sanayi, konut, tarım ve orman alanlarını belirlemişlerdir.

              Ayrıca gelişmiş ülkelerde, bir yatırım yapmak istendiğin zaman, gidilen yer arazi bürosudur, araziyi onlar gösterir, mülkiyeti onlar vermez ama kullanıma açık araziyi gösterir. Bizde olduğu gibi, herkes her istediği yere, tesis ve konut yapamaz veya başka bir amaçla kullanamaz.

             Türkiye ise bu alanda hala hazırlıksız olup, somut bir çalışma da yoktur. Hâlbuki Türkiye’ de, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye toprak haritası revize edilerek, tarım, mera, orman, sanayi ve yerleşim alanlarını içeren, “TÜRKİYE ARAZİ KULLANMA HARİTASI” hazırlamalıdır.

             Kadastro çalışmalarının bitirilememesi, ülke MASTIR PLANI” nın olmayışı sonucu,  tarım toprakları, yağmalama derecesinde yok olmaktadır. Ülkemizde, son 5 yılda yok olan tarım alanları, Seyhan sulamasının 4 katı, Manisa sulamasının 20 katı, Eskişehir Ovası Sulamasının 25 katıdır.

             Yine dünya topraklarının, %25i, erozyondan etkilenmekte, 20 yılda erozyon yüzünden dünyada canlı toprak kaybı 480 milyar tondur.  Türkiye’ de ise toprakların yaklaşık %80 inde erozyon yaşanmaktadır. Erozyon yüzünden bir yılda kaybettiğimiz toprak, en az 500 milyon ton civarındadır.

             Bu toprakla birlikte kaybedilen, çok kıymetli mineraller ve organik maddeler ise 9 milyon ton ve değerinin de en az 25 trilyon TL olduğu söyleniyor. Hülasa Türkiye erozyon nedeniyle, yılda bir Kıbrıs büyüklüğünde toprak kaybediyor.

                    Bu tablo,  TEMA VAKFI’ nın,  topraklarımız, açısından, ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.  

            TEMA vakfı, çevreye karşı koruyucu ve duyarlı vakıflardan birisidir. Gönüllülük esasında çalışarak yeşil topraklarımızın yeşil kalması, erozyondan korunması için mücadele etmektedir.

              Ülkemizde Erozyon ve çölleşme ile mücadele Türkiye’de acilen müdahale edilmesi gereken konular olmaya başlamıştı. Bu nedenle 11 Eylül 1992 tarihinde Rahmetli Hayrettin Karaca ve A. Nihat Gökyiğit, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı kurdular..

           TEMA’ nın, erozyon ile mücadele, ağaçlandırma ve doğal varlıkların korunması temel amaçlarındandır.

                TEMA Vakfı’nın varoluş nedeni yaşama, yani toprağa sahip çıkmak ve onu korumaktır. Çünkü toprak gıdamızın %95’inin doğrudan ya da dolaylı kaynağı, habitatlarımızın dayanıklılık kaynağıdır.

               Tepebaşı Belediye Başkanlarından Sayın Tacettin Sarıoğlu’nu, makamında ziyaret eden Rahmetli Karaca, hükümetin tarım politikalarını eleştirdikten sonra, “Ben siyasetçi değilim, benim derdim toprak. Tarım bakanının topraktan haberi yok. 20 yıldır Trakya için bağırıyorum duyan yok. Bu cehaletten kaynaklanıyor” diye konuşmuştu.

             Oysa toprağımız varsa ormanımız, tarımımız, meralarımız ve hayvancılığımız var. Toprağın 1 santimetresinin oluşması için 500 yıl gerekirken, her yıl 642 milyon ton toprağımız erozyona uğruyor.

                 Yaşama ve dolayısıyla toprağa sahip çıkmayı amaç edinmiş TEMA Vakfı’na halkımız ve kurum/kuruluşlar sahip çıkılmalı, her türlü fedakârlığı da yapmalıdır Çünkü Toprak yaşamdır.