Ömrünü Türkiye Cumhuriyeti’ne kumpas kurmaya adamış olan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen vatana ihanet içerisinde öldü.

                                                                  ***

1941’de Erzurum’da doğan, 1966’de İzmir’de vaiz olarak çalışmaya başlayan ve 90’lı yılların başında FETÖ yapılanmasının ilk adımını atan Gülen’in, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletine yaşattıkları hiçbir zaman unutulmayacak.

Ve FETÖ’nün kriminalize yapısı ilerleyen süreçte çok daha iyi anlaşılacak.

                                                                 ***

Evet efendim…

Çaldıkları sınav sorularından peşkeş çektikleri ihalelere, devleti ele geçirme çabalarından gerçekleştirdikleri suikastlere kadar; ülkesine ve milletine yapabileceği ne kadar kötülük varsa gerçekleştiren dış istihbarat servislerinin maşası olan bir örgüt liderinden bahsediyoruz.

                                                                  ***

Ya bizden koparıp aldıkları?

Necip Hablemitoğlu’ndan Defne Joy Foster’a, kahraman şehidimiz Ömer Halisdemir’den Yarbay Ali Tatar’a…

15 Temmuz darbe kalkışmasında şehit olan 250 kahraman vatan evladına.

Geride kalan gözü yaşlı ailelere, geleceklerini çaldığı insanlara, paramparça ettiği yuvalara…

Bu yaptıklarının hesabını ahirette mutlaka verecektir.

                                                               ***

Velakin isterdik ki Türk adaleti karşısında da hesap versin.

Bir ihanetin anatomisini, o sahte gözyaşlarıyla anlatsın.

Kalan ömrünü cezaevinde çürüyerek tamamlasın.

Ve gün olup da benzer bir ihanete kalkışmaya niyet edenler olursa, bu hainin düştüğü durumdan ibret alsın…

Yorum sizlerin…

Mevlâ Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler

 FETÖ elebaşı Gülen’in öldüğünü haber alınca, ister istemez zaman tünelinde bir yolculuk yaptım.

Ve bendenize yaşattıklarını bir kez daha hatırladım.

Şehir Gazetesi’nde 2009 yılındaki bir köşe yazımda şu ifadelere yer vermiştim: “Cemaat ya da hizmet hareketi denilen bu yapıya yapılan yardımların, nerede ve ne amaçla kullanıldığını bilen var mı? Günden güne güçlenen ve devletin en önemli kurumlarında hakimiyet kuran bu yapıya yapılan nakdi ve gayri nakdi yardımların, ilerleyen yıllarda menfi sonuçlara yol açmayacağını kim garanti edebilir? Yardım yapılacaksa buyurun; Lösemili Çocukları Yaşatma Derneğinden Mehmetçik Vakfı’na kadar topluma yararlı onca kuruluş var…”

Evet efendim; köşe yazımız bu ifadelerle devam ediyordu.

Sonrası mı?

O sabah saatlerinde öyle bir kıyamet koptu ki tarif edilecek gibi değil.

Hemen arkasından ele geçirmiş oldukları tüm kurum ve kuruluşlarla, işletmelerimize denetim adı altında başlatılan ahlaksız saldırılar.

Yetmedi; bendenizi fiziki takibe aldılar.

Bu da yetmedi; kumpas kurmak amacıyla 13 ay boyunca telefonlarımı dinlediler.

Ve daha neler neler…       

Tüm bu zulüm yaşanırken ise söylediğim tek bir söz vardı:

“Mevlâ Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler.” 

Yorum sizlerin…

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:

Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.

-       Mehmet Akif Ersoy