Onca yıldan sonra hayatımın en zor köşe yazısını kaleme aldığımı söylemek isterim.

Şuna emin olabilirsiniz: Basın meslek ilkelerine bağlı kalarak ve sorumluluk sahibi bir gazeteci olarak; bu yazıyı doğru ifade ve kelimelerle tamamlamak gerçekten çok zor.

                                                            ***

 “Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz.”

Yukarıdaki dizelerin sahibi Nazım Hikmet, bugünleri görseydi acaba ne derdi?

Sanıyorum ki tüm zorluklarına rağmen, yine de çok güzel bir dönemde yaşadığını mısralara dökerdi.

                                                          ***

Bu ülkede para için bebekleri öldürdüler efendim.

Cennet kokulu savunmasız masumlara kıydılar.

Kundaklara sarılması gereken bebekleri, kefenlere sardırdılar.

Anne kucağında olması gereken yavruları, tabuta koydurdular.

                                                          ***

Peki sadece bebekleri mi öldürdüler?

Ya anne ve babaları…

Kardeş bekleyen ağabey ve ablaları…

Onları da yaşarken öldürmediler mi?

                                                                ***

Bebekleri öldüren caniler, gittiler bir de soruşturmayı yürüten savcıyı ölümle tehdit ettiler.

Savcı korkmadı. Bu sefer ailesiyle tehdit ettiler.

Serseri ağzıyla ‘mermiye kafa atacak beş yüz adamları var’ dediler.

Ciğeri beş para etmezler!

                                                                    ***

Ya o cesur Savcı karşılarında kale gibi dimdik durmasaydı?

Korksaydı.

Geri adım atsaydı.

Kim bilir daha kaç bebeğin canına kıyacaklardı?..

                                                                      ***

Son dönemde peş peşe yaşanan insanlık dışı olaylardan sonra pek çoğumuz aklımızdan hep şunu geçirdik:

‘Bundan fazlası da olamaz artık.’

Varmış efendim; para için bebekleri öldüren caniler varmış…

                                                                    ***

Ünlü Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin en çok bilinen sözlerindendir; ‘unutan iyileşir’ der.

Böylesi bir vahşetin yaşanabileceğini düşünmemiş olacak ki bu kadar emin konuşmuş.

Yoksa:

Bu yaşanılanlar, kaç yıl geçse unutulabilir?

Bu canilere verilebilecek hangi ceza vicdanları rahatlatabilir?

Ve içimize işleyen bu yara nasıl iyileşebilir?

Yorum sizlerin.

Bedeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:

Utanan insan aranıyor.

-       Aziz Nesin