Albayrak Makine Genel Müdürü Sayın Gürhan ALBARAK, “Yunus Emre Külliyesi” için, girişimlerde bulunuyor. İlgilerle görüşerek olumlu gelişmeler sağladı. Birlikte Hayırsever insanımız Sayın Tayfur BAYAR’ ı, ziyaret ederek gelişmeleri değerlendirdik.
Sayın Gürhan ALBARAK’ ın, “Yunus Emre Külliyesi” ile ilgili girişimlerine destek verilir, hayata geçer mi bekleyip göreceğiz. Ancak Hayırsever insanımız Sayın Tayfur Bayar, yıllardır, “Yunus Emre külliyesi” yapmak için gayret gösterdi. Ancak yer bulunamadığı için gerçekleştirilemedi.
Sayın Tayfur Bayar, “ Yüce Mevla bize vermişse, bizde, O’nun yolunda, harcamak durumundayız. Zira veren olmayıp, alanlardan veya muhtaç olanlardan olabilirdik. Bu sebeple, bizlere Allah’ ın verdiği Lütfü, en içten, bir şükürle ödemek durumundayız. …Çığ gibi artan bu nüfusa, ne okul, ne de hastane, yetmediği gibi, istihdamda yaratmak da çok güçtür. Nüfus planlaması şarttır. Ayrıca hali vakti yerinde olan iş adamlarımız da, bu alanda, gayret ve caba göstermelidir” düşüncelerini de, sözde bırakmayarak, sürekli hayata geçiriyor.
Sayın Tayfur BAYAR, Yunus Emre Külliyesini gerçekleştiremedi ama kendi imkanları ile Eskişehir’ e, Tayfur Bayar Lisesi, Safiye Gönül Huzurevi kazandırdı. Bir çok caminin yapımına da katkıda bulundu. Sivrihisar’ da, bulunan 12 caminin minaresi, ışıklandırdı. Onlarca da yoksul insanlarımıza yardımda bulundu.
Rahmetli Süleyman ÇAKIR da “ibadet ağaç altında da yapılır fakat eğitim bina ister” demiş, bu sözünün gereğini de yaparak, ESKİŞEHİR’ de Hacı Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi, Karapınar Köyü İlkokulu ve Bademlikte Süleyman Çakır Kız Öğretmen Okulunu gerçekleştirmiştir. İstanbul’da hatta kutsal topraklarda birçok eser yaptırmış, eserin de bakım ve onarımını da üstlenmiştir.
Hayırsever milletvekillerimizden, Sayın Fahri KESKİN de Sivrihisar’ a, Fahri Keskin Fen Lisesi, kazandırmış, Yunus Emre Kültür, Sanat ve Turizm Vakfı'na da bir yer bağışlayarak, örnek olmuştur.
Aslında hayırseverlik, Anadolu insanın tabiatında var, Bu alanda kayseri örnek illerimiz arasındadır. Nitekim Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü'nden, Eskişehir Milli Eğitim İl Müdürlüğü'ne atanan Sayın Erdoğan Ayata’ da, “Kayseri'de, bir araştırma yapsalar, ildeki okullar, sağlık ocaklarındaki, ibadethanelerdeki hayırsever imzası, devlet tarafından yapılandan, daha fazladır. O nedenle de. Kayseri de, hayırseverlere büyük değer verilir” demişti.
Yine Kayserili İş adamı Sayın Mustafa Çıkrıkçıoğlu" "…Kayseri, devletten bir şey beklememektedir. Kendi kendisinin kalkınmasını yapmıştır. Erciyes, Melikşah, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi ile ilköğretim, lise, sağlık ocağı gibi birçok yapı hayırseverlerimiz tarafından kazandırıldı. O nedenle devletin baba olmadığı şehir, Kayseri’dir. Burada, babalık görevini hayırseverler yapıyor.." demiştir.
Eskişehir’ de, Kayseri gibi, Hayırsever insanlarımıza ilgi gösterilmeli her türlü kolaylığı da sağlamalıdır. Hayırsever insanlarımızı, gerektiği şekilde motive etmek, hem hayırsever insanlarımızı, onura edecek, sayılarını da artıracaktır.
Her türlü engele ve ilgisizliği rağmen, karşılıksız yardım yapan, hiçbir kişisel faydayı düşünmeden, sadece destek olmayı ve ülkesini ve Eskişehir’in, refahına, küçük, ya da büyük bir katkı sağlamayı amaçlayan insanlar, dün vardı, bugünde var; gelecekte de olacaktır. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır.
Ayrıca insanımızın yardım etme özelliği, tüm toplumlara örnek olacak güçtedir. Bunu, her depremde ve felakette, görürüz. Bu duygu kültürümüzün, ulvi dinimizin, gelenek, görenek ve genlerimizin de gereğidir. İnsanımız, bunu ailelerinden, hayırsever insanlarımızdan öğrenir. Hayırsever insanlarımızın, yaptığı her hayır da bir eğitimdir.
Eskişehir’de, hayırseverler, karşılık beklemeden, kimsenin takdirini düşünmeden, sadece ulvi bir duygu, erdemli bir amaç için, yardımlarda bulundular. Yoksulları, hastaları, dertlileri düşündüler. Eskişehir, daha güzel ve daha yaşanılabilir olsun, diye, maddi ve manevi fedakârlık yaptılar. Eskişehir için, karşılıksız olarak, hizmet eden, yardımı bir erdem sayan, hayırsever insanlarımıza, ne yapsak ne kadar takdir etsek azdır.
Eskişehir’de yaşayan, yardım için, zamanını, parasını, zihnini, hayallerini, seferber eden insanlarımızı bulup, onları, tarihin bir yerine not edebiliyor, gelecek kuşaklarımıza, bu erdemli insanlarımızı, örnek olarak gösterebiliyor muyuz?
Bu soruya, olumlu cevap vermek isterdik. Ne yazık ki Eskişehir’deki hayırsever insanlarımızı, ne tarihe not ediyoruz, Eskişehir’ de, cadde ve parklara isimlerini vererek, bugünkü ve gelecek kuşaklarımıza, örnek olarak gösterebiliyoruz, ne de yılda bir defa dahi hatırlama zahmeti göstermiyoruz.
Elbette Eskişehir’deki, hayırsever insanlarımız, birer meçhul kahraman olarak kalmak isterler. Tamamına yakını, hayırlarının, gündeme getirilmesini bile arzu etmezler. Çünkü Allah rızası için, okul, cami, yurt, benzer tesisleri yaptırmışladır.
Eskişehir’de, hayırseverlerimizin, sayılarını artması için, yıl içinde yemek ve ödül verilmeli, vilayet ve belediyelerin, hatta sivil toplum örgütlerinin, önemli etkinliklerine, davet edilmeli, belediyeler tarafında, hayırsever insanlarımızın isimlerini, cadde ve sokaklara verilmelidir.
Hayırsever insanlarımız, Eskişehir’de birer isimsiz kahramandır. Kentin de velinimetidir. Eserleri ile de yasacaklar, hep saygı, minnet ve şükranla anılırken insanlarımıza, özellikle de çocuk ve gençlerimize rehber ve örnek olacaklardır.