Ülkemizde ve Eskişehir’ de, ara malı ya da hammaddede dışa, dolayısıyla dövize bağımlı olan ülkemizde, kurlarda yaşanan çıkış, Türk lirasının yaşadığı değer kaybı, tüm şirketleri etkiledi. Teminat sunabilme imkânı olmayan ve kredi temin etmekte zorluk çeken birçok şirketimiz var.
Maliyet yapıları, ihracatçı KOBİ'lerin, yurt dışında hızını kesiyor. Başta, yakıt ve enerjide olduğu gibi, birçok girdi üzerindeki dolaylı vergiler, önemli maliyet kalemidir. Bu vergi yüküyle, ülkemiz ve Eskişehir’ deki Kobiler, dünyadaki rakiplerle yarışmakta çok zorlanacaktır.
Ülkemiz ve Eskişehir ‘ deki sanayicinin, elektrik, doğalgaz, ham madde, yakıt, kredi maliyetlerinin yükselmesi yanında, dövizdeki hareketli dalganın da sıkıntıları daha da artırdı. En önemlisi de hammaddede, dışa bağımlı sanayi dalları, kurdaki değişiklikler nedeniyle hammadde bulmakta güçlük çekiyorlar.
Geçmiş yıllarda, ESO Meslek Grupları Fuarlarının 5’incisi Tekstil, Kâğıt, Ambalaj, Mukavva ve Mobilya üreticilerinin, katıldığı fuara ziyarette, ESO Başkanı Sayın KESİKBAŞ’ın makamında, Eskişehir Milletvekili Sayın Harun KARACAN ve diğer ilgilerle olduğu ortamda, Eskişehir sanayisinde yaşanan sorunlarda konuşuldu.
O toplantı da“Eskişehir’deki sanayicimiz, hammaddede bulmada zor durumda kalmaması için, kentteki kaynakları kullanmalı, özellikle de madenleri ve tarımı sanayinin motoru haline getirmeli, kendi teknolojisini de kendisi üretmelidir” demiştik.
Aslında Eskişehir sanayisi için, yaptığımız buönerimizle ilgili, geçmiş yıllarda,önemli girişimler oldu. ESO başkanlarından, ZEYTİNOĞLU, Eskişehir'deki gelişmelere, bölgecilik yerine, Türkiye merceği ile bakmış, ilk "ANADOLU SANAYİ "deyimini de o kullanmıştır.
Eskişehir' i, "ORTA VE İÇANADOLU'NUN TİCARET MERKEZİ" yapmayı da hedef olarak düşünmüş ve döneminde, "TARIM" ve "MADENLERİN" ,sanayinin motoru olması, hedef alınmıştı.Ancak ESO yönetimleri, bu hedeflere sahip çıkmadı.
Eskişehir, kendi teknolojisini üretmek, kentteki öz kaynaklara da sahip çıkacak girişimlerde de bulundu. ESO tarafından, gerçekleştirilmek istenen, Bilim Parkının temeli 12 Nisan 1997 tarihinde, zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, tarafından atılmış, 1999 yılına kadar da bitirilmesi hedeflenmişti.
Bilim Parkı’nda “simge anıt”, “TSE” “KOSGEB”, “Girişimci geliştirme Merkezi” “ İleri teknoloji ve AR-GE Bölgesi” , “ Yüksek Okul ve Teknik Okullar Bölgesi”, “Otel”, “GolfAlanı”, ”Yeşil Alanlar” ve “Serbest Bölge” yer alacaktı.
Ayrıca Bilim Parkın’ da, Anadolu Üniversitesi bir “Meslek Yüksek Okulu”,Koç Vakfı bir” ” Endüstri Meslek Lisesi” ve Türk Telekom’ da bir “Meslek Lisesi” gerçekleştirecekti.
Bilim Parkı, sadece Eskişehir’deki girişimciler için değil, İleri teknoloji kullanan, her sektör ve ülkeden firmalara da kullanıma hazır işyeri sunacaktı.Ancak “Bilim Parkı”, hedeflendiği şekilde gerçekleştirilemedi.
Öte yandan, Sayın ABACI’nın, ESİAD Başkanı olduğu dönemde, TÜSİBAK da “TÜGİB” çalışmalarını başlatmış ve Sayın ABACI’nın gayretleri sonucu da, Eskişehir’de bu çalışmaları içine alınmıştı.
Şayet gerçekleştirilmiş olsa idi; Eskişehir “ KOBİ”ler açısından çok iyi imkân ve olanaklar yaratılmış olacaktı, Sayın ABACI’nın, gayretlerine rağmen, TÜSİBAK’ tan, kaynaklanan, sebeplerden dolayı hayata geçirilemedi..
Bilim Parkı, niçin planlanan şekilde ve süre içinde bitirilmedi, en iyi ESO yetkilileri bilir. Ancak bitirilmiş olsa idi; Eskişehir teknolojik ve AR-GE çalışmaları açısından, ciddi bir mesafe alacaktı. Ülkemizin ve Eskişehir’in, teknolojik gelişmesine katkıda bulunurken, ulusal AR-GE faaliyetleri de Ülkemizin, uluslararası teknolojiye katkılarında katalizör olacaktı.
Eskişehir, teknoloji üretecek imkân ve olanakları artırmak ve kenti de teknoloji, üretip ihraç eden bir bölge yapılmak isteniyorsa, mutlaka “ sektörel” ve “ çatı” şirketlerini veya “sektörel kümeler”, oluşturmak, Ar-Ge çalışmalarına da hız vermek zorundadır..
Eskişehir’in, teknoloji kenti olabilmesi için, ciddi bir planlama, kararlı ve uzun vade de sabırlı bir uygulamayı gerektirmektedir. Böyle bir programda, ilgili taraflar kentteki Milli eğitim kurumları, Osmangazi, ETÜ ve Anadolu Üniversitesi, ülke genelinde TÜBİTAK yanın da kentteki tüm KOBİ’ler ve diğer kesimlerdir.
Çağımızda, bilimin doğrudan, bir üretici güç haline dönüştüğü, sanayinin teknoloji içeriğinin arttığı bir gerçektir. Eskişehir’in, bu gelişmelere ayak uydurması ve ulusal ve global pazarlarda rekabet edebilmesi, bünyesindeki kullandığı, yerel kaynaklar ve ürettiği teknoloji ile de orantılı olacaktır. Bu olanağa sahip olmak için de, sanayinin her alanında, AR-GE çalışmaları ivme kazanmalı, teknoloji üretim ve transferi kurumlaştırılmalıdır.
Eskişehir’ de, sanayicimiz, krizlerden etkilenmemek istiyorsa, maden ve tarımı gibi kendi iç kaynaklarına yönelmeli, kendi teknolojisini de üretmelidir. Aksi halde, her ekonomik krizden etkilenecek, ulusal ve global pazarlarda da rekabet şansını da kaybedecektir.,
ESOB, Teknik koleji ve ESO Akademi ve diğer kuruluşları ile ülkemize örnek teşkil edecek nitelikli işgücünü sağlayarak zenginliğine zenginlik kattı.
Çünkü nitelikli işgücüne sahip olmak artık çağımızda zenginlik olarak görülmektedir. Hatta nitelikli işgücü, ülkelerin ekonomik büyüme hesaplarında, işgücünün yanında ayrı bir üretim faktörü olarak ele alınmaktadır
ESO Başkanı Sayın KESİKBAŞ ve ESOB Başkanı Sayın Nadir KÜPELİ ve ekipleri, bugüne kadar ki icraatlarında, ısrarcı, azimli, istikrarlı ve disiplinli icraatları ve geleceğe yönelik projeleri ile umut veriyorlar.
Yeter ki sanayicimiz ve Eskişehir’deki tüm kesimler, kentin, her türlü sorunlarının çözümü karşısında, takım ruhu içinde, kentin sorunlarının çözümü ve gerçekleştirilen projeleri gerçekleştirmede, birlikte düşünüp, birlikte hareket etsinler imkânları ölçüsünde de katkıda bulunsunlar.