Türkiye’ de sorumluluk anlayışıyla çıkar gözetmeksizin bilgi, zaman, beceri, tecrübe ve kaynaklarını, kendi özgür iradeleriyle, bir sivil toplum kuruluşunun amacı doğrultusunda kullanan, pek çok isimsiz kahraman vardır. Bu isimsiz kahramanlar, aynı zamanda ülkenin, toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının da var oluşunun temel unsurlarıdır.
İsimsiz kahramanlar, istediği zaman kuruma, topluma ve sivil toplum örgütlerine gelip çalışmak veya faaliyetlerine katılmakla kalmazlar, bilakis taşın altına elini koyarlar ve bunun sorumluluğunu da sürdürürler.
Nitekim TEMA Vakfı’ nda görev alan, faaliyetlerine katılan, tüm bireyler, aslında birer meçhul kahramandır. Hiçbir menfaat gözetmeden ülkemizde doğal varlıkların, çevrenin, toprak örtüsünün ve toprağın korunmasında, erozyonla mücadelede ve ağaçlandırmada, zaman ve mekân gözetmeden, her şart ve zeminde görev alırlar. Tek bir düşünceleri vardır. Mevcut doğayı korumak, geliştirmek ve ağaç ve orman sevgisini topluma mal etmektir. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır.
Elbette TEMA VAKFI’nın hedefleri, bununla da sınırlı değildir. Ülkemiz genelinde, çayır ve meraları koruyup, geliştirmek, doğal zenginliklerimizin bilinçsizce kullanılmasını önlemek, çölleşmeyle mücadele etmek, doğal varlıkların, insan sağlığının, yeşil alanların, toprak ve bitki örtüsünün, korunması, geliştirilmesi ve yenilerinin teşkil edilmesini sağlamaktır.
TEMA VAKFI’ın temel değerleri ise güvenilirlilik, saygınlık, şeffaflık, gönüllülük, katılımcılık, siyasi tarafsızlık, bilimsellik ve herkesi kucaklamaktır.
TEMA VAFI’ nın, çalışmalarında ve ülke topraklarının bilinçli kullanılmasının önündeki, en önemli engellerden biri de kadastro çalışmalarının, arzu edilen şekilde olmamasıdır. Oysa gelişmiş ülkeler, yüzyıl evvel kadastro çalışmalarını bitirmiş, ülke mastır planlarını hazırlayarak sanayi, konut, tarım ve orman alanlarını belirlemişlerdir.
Ayrıca gelişmiş ülkelerde, bir yatırım yapmak istendiğin zaman, gidilen yer arazi bürosudur, araziyi onlar gösterir, mülkiyeti onlar vermez ama kullanıma açık araziyi gösterir. Bizde olduğu gibi, herkes her istediği yere, tesis ve konut yapamaz veya başka bir amaçla kullanamaz.
Türkiye ise bu alanda hala hazırlıksız olup, somut bir çalışma da yoktur. Hâlbuki Türkiye’ de, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye toprak haritası revize edilerek, tarım, mera, orman, sanayi ve yerleşim alanlarını içeren, “TÜRKİYE ARAZİ KULLANMA HARİTASI” hazırlamalıdır.
Kadastro çalışmalarının bitirilememesi, ülke MASTIR PLANI” nın olmayışı sonucu, tarım toprakları yağmalama derecesinde yok olmaktadır.
Yine dünya topraklarının, %25’i, erozyondan etkilenmekte, 20 yılda erozyon yüzünden dünyada canlı toprak kaybı 480 milyar tondur. Türkiye’ de ise toprakların yaklaşık %80 inde erozyon yaşanmaktadır. Erozyon yüzünden bir yılda kaybettiğimiz toprak, en az 500 milyon ton civarındadır.
Bu toprakla birlikte kaybedilen, çok kıymetli mineraller ve organik maddeler ise 9 milyon ton ve değerinin de en az 25 trilyon TL olduğu söyleniyor. Hülasa Türkiye erozyon nedeniyle, yılda bir Kıbrıs büyüklüğünde toprak kaybediyor.
Bu tablo, TEMA VAKFI’ nın, topraklarımız açısından, ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aslında TEMA Vakfı, topraklarımızın ve geleceğimizin teminatıdır. Ancak TEMA VAKFI’ na, ne devletten, ne de toplumdan beklenen destek olmadı. Oysa TEMA VAKFI’ nın, hedefleri, “TOPLUM” ve “DEVLET” politikası olmak zorundadır.
Eskişehir’ de TEMA VAKFI’ nın şubesi var. Kurulduğu günden beri de hem Eskişehir şubesinin, hem ülke genelindeki, çalışmalarını yakından izledik. Kıt imkânlara ve her türlü zorluğa rağmen de Sayın Halil GÜNGÖR ve gönüllüleri döneminde verimli ve başarılı bir çalışma sergilendi.
Geçen hafta yıllarca TEMA Vakfı Eskişehir Şubesi yöneticiliği yapan Sayın Halil GÜNGÖR ve bu alanda çalışma arkadaşı olan Sayın Osman BOZKURT’ la yaptığımız sohbette TEMA ile ilgili çalışmalarını bir kez daha hatırladık.
TEMA Vakfı Eskişehir Şube sorumlusu Halil GÜNGÖR ve ekibi döneminde, hummalı bir çalışma içinde bulurduk. Kutsal bir görevi yapmanın mutluğu, yüz ve sözlerine yansırdı. Sayın GÜNGÖR ve ekibi, TEMA VAKFI gönüllüleri, faktörler ne kadar değişse de değişen koşullara uyarlardı. Aralarından her kesime örnek olacak birlik ve beraberlik vardı.
Çünkü onlara göre, verimlilik, güven ve düşünceli olabilme yetenekleri, birbirinden soyutlanmış öğeler değildi. Etkili bir biçimde koordine edildiği takdirde, güven ve iyi ilişkilerin, TEMA VAKFI’ nın, hedeflerini gerçekleştirme de başarılı olacağını çok iyi bilirlerdi.
Sayın GÜNGÖR, yıllardır TEMA VAKFI’ nın, Eskişehir Şube sorumlusu oldu. Sahip olduğu bilgi, deneyim, önsezi, işini takip etme, ekibini ve gönüllülerini, motive etme gibi, meziyetleri ile de TEMA VAKFI’ nın, Eskişehir Şubesi’ deki yetki ve sorumluluk trafiğini, en iyi şekilde yönlendirdi. Tema Vakfı, Eskişehir ve doğa için de bir şanstı.
Sayın Halil GÜNGÖR ve gönüllüler, yıllarca vakfa hizmet etmiş, hatta her biri, maddi katkıda bulunarak da TEMA Vakfı'na, bir bina kazandırarak, ülkemizde bir ilki de başarmışlardı.
TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Toprak Dede, Rahmetli Hayrettin KARACA’ yı, Eskişehir Vali Yardımcılarından Sayın Dr. Ömer Faruk GÜNAY, TEMA Vakfı Eskişehir İl Temsilcilerinden, Sayın Halil GÜNGÖR ve ekibi ile birlikte, Yalova’da evinde ziyaret etmiştik.
Rahmetli KARACA, ziyarette her sözünde, “Ana vatan”,” Anadolu kültürü” ve “doğa” sözcüklerin, dilinde düşürmemişti. Sohbette “BEN” diyenlere, ben değil “BİZ” diyerek ikaz etti. Bu felsefesi ile de TEMA gönüllülerine ve ülke insanımıza, örnek olmuştur.
Birleşmiş Milletler, TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Rahmetli Hayrettin
Karaca’yı, BM Sekretaryası tarafından belirlenen jüri, 2013 yılında 30 ülkeden, 47 adayın arasından Hayrettin Karaca’yı seçerek, “Orman Kahramanı” ödülüne layık buldu.
Rahmetli KARACA, ebediyete intikal etti ama doğa, erozyon ve ağaçla ilgili her etkinlikte anılacak ve hatırlanacaktır. Çünkü mümtaz kişiler, öldükten sonra yeniden doğarlar.