Anadolu Üniversitesi’nin yeni Rektörü Yusuf Adıgüzel’in, göreve başlar başlamaz uzun yıllardır makam odasında yer alan Atatürk tablosunu kaldırarak, yerine daha küçük bir ebatta Atatürk tablosu koyması kamuoyunda tartışmalara neden olmuştu.

                                                        ***

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü münasebetiyle, geçtiğimiz günlerde gazeteciler ile bir araya gelen Rektör Adıgüzel’e bu konu soruldu.

“Devlet kurumlarına gittiğinizde aynı şekilde standart tablo boyutunu görürsünüz. Diğer siyasi partilere de bakabilirsiniz, herhangi bir siyasi partide resimlerin mevcut genel başkanla Atatürk portresinin aynı boyutta olduğunu görürsünüz, biri büyük biri küçük değildir” değerlendirmesinde bulunan Adıgüzel, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi.

 “O tablo bir yağlı boya tablo, bir sanat tablosu. Çallı gibi Türkiye'de klasik resmin önemli aktörlerinden bir tanesinin yapmış olduğu bir tablo. Peki, böyle bir tablonun Cumhuriyet Tarihi Müzesi'ne sergilenmek üzere ben göndermeden önce kaç kişinin haberi vardı? Hiç kimsenin haberi yoktu böyle değerli bir tablo olduğundan. Bu sadece bir kişinin bu kişi rektör de olsa sadece kendisine mahsus kendi odasında kendisine sergilediği bir eserdi. Bu kadar değerli bir tablo. Yani boyuta takılıp küçüktür büyüktür üzerinden bir tartışma, olayı sığlaştırmak anlamına geliyor. Bunun ideolojik farklı boyutlara çekilmesi ihtimalini göze alarak yaptık ama bu tablonun Eskişehir ve sanatseverlerle buluşması lazımdı. O tabloyla şu anda odamızdaki tabloyu yan yana getirdiğimizde boyut açısından bir fark yok aynı büyüklükte zaten. Tek sıkıntı şu anki iki tablonun boyutlarının eşitlenmesiyse bu sadece ideolojik olabilir.”

                                                            ***

Rektör Yusuf Adıgüzel’in yukarıdaki açıklamaları, kimilerini tatmin etmiş olsa da ben hala başladığım yerdeyim.

‘Tablo çok değerli bir sanat eseriymiş, müzede sergilenmeliymiş, sanatseverlerle buluşmalıymış…’

Rektör Sayın Adıgüzel’in, göreve gelir gelmez sergilemiş olduğu bu ‘sanatsal duyarlılığa’ gerçekten hayran kaldım (!)

                                                           ***

Yeri gelmişken, kendisinden önce görev yapan Rektörlerimize de teessüflerimi bildirmek isterim.

Böyle kıymetli bir eserin kıymetini bilememişler ve müzeye ‘kaldırmayı’ affedersiniz göndermeyi düşünememişler.

                                                        ***

Sözün kısası; Sayın Adıgüzel, onlarca yıldır Rektörlük makamında bulunan ve makam ile özdeşleşen bu tabloyu kaldırmadan önce konuyu yukarıdaki gibi izah etmiş olsaydı, o zaman yorumum farklı olabilirdi.

Ancak kamuoyu durumu fark edip tepki gösterdikten sonra, bu şekilde bir açıklama çabasına girmesi kuşkularımı daha da artırdı.

Haksız mıyım?

VAR MI ESKİŞEHİR GİBİSİ?

ABD merkezli Forbes Dergisi, Türkiye’nin en yaşanabilir şehirlerini belirlediği kapsamlı bir araştırma yayınladı. 2024 yılındaki sosyal ve ekonomik gelişmişlik düzeyi, refah durumu ve iş potansiyeli gibi kriterlere dayalı araştırma, Türkiye’nin 81 ilini kapsadı.

Araştırma sonuçlarına göre listenin ilk sırasında İstanbul yer alırken, İstanbul’u Ankara, İzmir ve Tekirdağ takip etti. Listenin devamında beşinci sırada Kocaeli, altıncı sırada Antalya, yedinci sırada Yalova, sekizinci sırada Bursa, dokuzuncu sırada Eskişehir ve onuncu sırada ise Trabzon yer aldı.

                                                          ***

Araştırma sonuçlarını objektif olarak ele aldığımızda, herkes tarafından huzurun başkenti olarak tanımlanan Eskişehir’in, Türkiye genelinde dokuzuncu sırada olmasını yadırgadığımı söyleyebilirim.

Uluslararası araştırma kuruluşları tarafından yapılan araştırmalarda, dünyanın en yaşanabilir şehirleri arasında her sene ilk onda yer alan Eskişehir’in, aynı konuda ve sadece Türkiye’yi kapsayan bir araştırmada dokuzuncu sırada olmasını mantığım bir türlü almıyor.

Dünyanın en büyük ve en prestijli yayın organlarından biri olan Forbes Dergisi, bu araştırmayı hangi metotları baz alarak yapmış doğrusu çok merak ediyorum.

Hülasa 40 farklı vilayette yaşamış ve ülkenin 70’ten fazla şehrini gezmiş biri olarak, bu sonuçlarının rasyonel olduğuna kesinlikle inanmıyorum.

Sizce de öyle değil mi?

Var mı Eskişehir gibisi…