Gün geçmiyor ki Eskişehir yeni bir çevre tehdidi ile karşılaşmasın…

Çok değil yaklaşık iki yıl önce, Türkiye’nin en verimli tarım arazilerinden birine sahip olan Alpu Ovası’na yapılmak istenen kömür ocağı projesi, Eskişehirlileri ayağa kaldırmıştı. Yılmaz Büyükerşen başta olmak üzere az sayıda siyasetçi ile STK temsilcisinin mücadelesi sonucunda; İdare Mahkemesi’nin iptal kararı ve ardından da Danıştay’ın onama kararıyla Eskişehir büyük bir çevre felaketinin eşiğinden dönmüştü.

                                                               ***

Benzer bir konu da Kaymaz’da yaşanmıştı.

Bir maden şirketi Kaymaz mahallesindeki 2 atık havuzuna ilave olarak, Çanakkale’den getirilecek olan 2 milyon 700 bin ton cevher için 3. atık havuzunu yapmak için harekete geçmişti.

CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, dönemin Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ve konuyla ilgili Eskişehir Barosu’nun görevlendirmiş olduğu Avukat Hüseyin Akçar, Kaymaz Mahallemizin atık çöplüğü olarak kullanılmak istenmesine tepki göstermiş, bunun üzerine de işletme çalışanı olduğu iddia edilen kişilerin sözlü ve fiziki saldırıları ile karşılaşmıştı.

Tüm bunlara rağmen; yukarıdaki isimler ile birlikte Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin vermiş olduğu mücadele neticesinde, Eskişehir ve Kaymaz büyük bir çevre felaketinin eşiğinden dönmüştü.

                                                             ***

Ne var ki bu yaşananlar da bir son olmadı.

Son olarak geçtiğimiz aylarda yine özel bir şirketin, Eskişehir’in Sarıcakaya ve Mihalgazi İlçeleri’nde altın ve gümüş madeni çıkarma girişimine tanık olduk.

Konuyla ilgili kurulan platform, söz konusu işletmenin devreye girmesi halinde 723 futbol sahası büyüklüğünde orman alanının yok olacağını belirtirken, yaşanacakları şu sözlerle ifade etmişti:

“Proje kapsamında açık ocak işletmeciliği ile patlatma yapılarak maden çıkarılacaktır. Bu patlatma ile oluşacak çatlakların içerisine dolacak olan zararlı ağır metaller, bölgedeki içme ve kullanma sularına karışacak, yer altı ve yer üstü sularına zarar verecektir. Çıkarılacak cevher yığın liçi yöntemiyle siyanür kullanılarak işlenip üretim gerçekleştirilecektir."

Evet efendim; Eskişehir bir kez daha büyük bir çevre felaketinin eşiğindeydi.

Ne var ki 5 Ocak 2024 tarihinde, ilgili işletmenin ÇED başvurusunun reddedilmesi ile Eskişehirliler derin bir nefes almıştı.

                                                                    ***

Ancak geçtiğimiz günlerde bölgede yeniden bir hareketlilik başladı. Bu durum üzerine, CHP Milletvekili Jale Nur Süllü geride bıraktığımız Pazar günü beraberindeki birkaç kişiyle birlikte soluğu Sakarıılıca’da aldı.

Milletvekili Süllü yaptığı temaslar ve görüşmeler neticesinde; ilgili işletmenin yeniden ÇED başvurusunda bulunduğunu, bölge halkına ikna etmeye yönelik bir çalışma yaptıklarını ve yine bu kapsamda ilgili firmanın 15 Ağustos’ta halka ‘sözde bilgilendirme toplantısı’ yapacağını tespit etti ve bu menfi durumu kamuoyuyla paylaştı.

                                                                           ***

Evet efendim; gelinen noktada Eskişehir bir kez daha önemli bir tehdit ile karşı karşıya.

Peki sormak lazım kaç kişinin umurunda?

CHP’li vekiller Jale Nur Süllü ve Utku Çakırözer başta olmak üzere; toplasanız iki elin parmaklarını geçmez.

Unutmamak gerekir ki projeyle birlikte sadece Eskişehirli vatandaşların sağlığı değil; börtü böcekten, kuzguna, leyleğe tüm ekolojik denge zarar görecektir.

En nihayetinde; telafisi imkansız sonuçlar doğurabilecek bu proje karşısında, gereken mücadeleyi vermek herkes adına tarihi bir görevdir.

Yorum sizlerin…

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak. 
-    Kızılderili Atasözü