Özel bir şirketin, Eskişehir’in Mihalgazi ilçesinde siyanürlü altın-gümüş madeni çıkarmak için harekete geçmesi sonrasında, geçtiğimiz haftalarda konunun asli muhatapları ile birlikte bölge halkının da katılımıyla bir toplantı gerçekleştirilmişti.
Toplantıda oldukça gergin anlar yaşanırken, Eskişehir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik eleştiri oklarının hedefi olmuştu.
***
Bu konuda pek çok şey yazıldı çizildi.
Hikmet Çelik’in, söz konusu şirketten yana taraf olduğu, madene karşı çıkanlara maksadını aşan sözler sarf ettiği, konuyu siyasete çektiği, toplantı ve katılım süreçlerini engellediğine yönelik pek çok konu gündeme getirildi.
Yaşananlar bununla da bitmedi: Alpagut Atalan’da Madene Hayır Platformu üyeleri, Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik hakkında ‘görevi kötüye kullanma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, tehdit ve hakaret suçları’ kapsamında suç duyurusunda bulundu.
Bu gelişmeyle Eskişehir bürokrasisinde de bir ilk yaşanmış oldu.
***
Suç duyurusunda bulunulduğu saatlerde, Çelik ile ilgili bir şikayet de Sivrihisar’dan geldi.
Özel bir şirket tarafından, Eskişehir’in Sivrihisar İlçesine bağlı Kınık mahallesindeki mera alanına kurulmak istenen ‘güneş enerjisi santrali ve elektrik depolama tesisiyle’ ilgili gerçekleştirilen toplantıda tansiyonun yükseldiği ve Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından bölge halkına karşı hoş olmayan söz ve hareketlerde bulunulduğu belirtildi.
Olaya şahit olan bir vatandaşımız durumu şu şekilde anlattı: ‘Biz sadece köyümüzü korumak istiyoruz, doğamız da işimiz-aşımız da zarar görmesin istiyoruz. Bizi en çok toplantıda hakkımızı savunacağını düşündüğümüz il müdürlüğü yetkililerinin tavrı üzdü. Bizim hakkımızı korumak yerine, sanki şirketin yetkilisiymiş gibi üzerimizde baskı kurmaya çalıştılar. Sürekli ‘biz devletiz, biz devletiz’ diyerek bizi azarladılar.’
***
Evet efendim; peş peşe iki olay ve her iki olayın da baş aktörü olan bir bürokrat…
Açıkçası Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Sayın Hikmet Çelik’i tanır, biliriz. İyi niyetinden şüphemiz olmadığı için Mihalgazi’de yaşanan olayları talihsizlik olarak nitelendirdik ve konuya pek fazla değinmedik.
Ancak tüm bunlar yaşanırken, dikkatimizi çeken bir detay var ki göz ardı edilebilecek gibi değil.
Şöyle ki:
Hikmet Çelik Mihalgazi’de gerçekleştirilen toplantıda, “kendisine” tepki gösterenlere şu şekilde yanıt veriyor: ‘Devlete hakaret edemezsiniz. Ben devletin il müdürüyüm, ben devletin müdürüyüm.’
Benzer bir durum Sivrihisar’da da yaşanıyor: Çelik’e bağlı memurlar ‘biz devletiz’ diyorlar.
***
Sayın Çelik’e tavsiyemiz şu ki ‘devlet’ kavramının ne olduğunu iyice bir araştırsın.
Yine de bu konuda ısrarcıysa, o zaman devlet olmanın gereğini yapsın.
Haddızatında ne demişti Şeyh Edebali?
‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’
Yorum sizlerin…
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…
GÜNÜN SÖZÜ:
Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık.(Mart 1928)
- Mustafa Kemal Atatürk