Ramazan Ayı,  onbir ayın sultanıdır. Kuran-ı Kerim, bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Ayrıca bin aydan daha hayırlı olan, "kadir gecesi", bu ay içerisindedir ve tabi ki oruç ibadeti de bu ayda yapılmaktadır. Fıtır Sadakası da bu ayda verilir Teravih namazı, bu aya mahsustur.

Peygamberimiz, “-Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize bastı. O ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Allah o ayda, oruç tutmayı farz kıldı. O ayda, bir hayır işleyen kimse diğer aylarda, bir farz işlemiş gibi olur. O ayda, bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibi sevap alır. O, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir. O, yardımlaşma ayıdır. O ayda müminin rızkı bollaştırılır." buyurmuştur.

İslam Âleminin, kutsal ayı Ramazan, rahmet, feyiz, bolluk ve bereket ayıdır Bu ayda, akıldan ziyade kalp hissedar olduğu için daha fazla zikir, şükür, tefekkür, ibâdet, hayır ve salih amel peşinde gerekir.

Kur’an daki Bakara suresi, Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde oruç tutmak, Müslümanlara emredilmiştir.Kuran’ı Kerim’de,  "O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz!" (Bakara suresi 185. ayet)

Oruç insanda, sorumluluk duygusunu geliştirir. İnsan, her türlü kötülüklerden uzaklaşır. Ramazan ayında insan, yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlar. Onların çektiği acıyı yüreğinde duyar, açlığın ne olduğunu bizzat tatmış olur.

Yokluk içinde kıvranan, fakirlerin sıkıntılarını içinde duyarak, şefkat ve merhamet duyguları gelişir. Bunun sonucu olarak da fakirlere yardım elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun huzur ve mutluluğuna katkıda bulunur. Oruç, insana sabırlı olmayı öğretir. Ahlakımızı güzelleştirir. Oruç, insanın daha sağlıklı olmasını sağlar.

Oruç ibadetinde, birçok hikmet, maddi ve manevi pek çok faydaları vardır. Müslüman orucu, Allah’ın rızası için, tutmakla beraber, bize sağladığı faydaları da bilmek ve değerlendirmek durumundadır.                 

Ramazan ayı boyunca, din adamları, orucun maddi ve manevi faydalarını, mantıklı bir şekilde halkla paylaşmalıdır. Oruç tutmayanları eleştirmek yerine, onların anlayacağı dille, orucun fazileti anlatılmalıdır. Oruç tutmayanlara, hoşgörü ile yaklaşılmalı, onları İslam’dan uzaklaştıracak, davranışlardan da kaçınılmalı, bilakis onları kazanmak için, uğraş verilmelidir.

Yıllar önce, Ramazan ayında oruç tutmayan bir arkadaş, “Bu kadar nimetin içinde aç duruyorsun, sana acıyorum…” demişti. Kendisine, niçin oruç tutuğumu, orucun maddi ve manevi faydalarını, özellikle de insan ve toplum için ne ifade ettiğini, onun anlayacağı bir dille anlattım. Mahcup oldu. Ve “Bunlar için oruç tutuyorsan, özür dilerim” diyerek, doğru düşünceyi benimsemişti.  

Oruçlu insan, disiplin içine girip dilini ve diğer organlarını haramlardan korur.  Yalan, gıybet, dedikodu gibi yasaklar, orucu bozmazsa da orucun fazilet ve sevabına mani olur. Onun için de oruçlu insan, her türlü olumsuz davranışlardan uzak durur.

 Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; (Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz) buyurmuştur. Yine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem "Her şeyin, bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur." buyurmuştur.

Oruç, bir sene boyunca durmadan çalışan mide ile beraber bütün sindirim sisteminin istirahate sevk edilmesi ve insan vücudunun bir tasfiyeye tabi tutulmasıdır. Böylece, sindirim sistemi dinlendirilmiş olur.

İnsanlarda en çok görülen rahatsızlık, hazım, sindirim bozukluğudur. Şişmanlık, kalp ve damar hastalıklarına, şeker hastalığına ve tansiyon yüksekliğine sebep olmaktadır. Oruç, bütün bu hastalıklara karşı koruyuculuk vazifesi yaptığı gibi, bir de tedavi vasıtasıdır.

Nobel Tıp Ödülünü kazanan Dr. Carrel,  “L’Hamme, Cet İnconnu” adlı eserinde, oruç sırasında organizmalarda,  depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu anlatır.    

Yine Fransız profesörü Moulin de,  “İslam dünyasının en yararlı kurumlarından biri oruçtur. Oruç, bedenin hem fiziksel, hem ruhsal dinlenişidir. Dokuları temizler, birikmiş toksinleri, zehirleri atar. Müslümanlar böylece her yıl bir ay bedenlerini dinlendirirler... Hıristiyan dininde orucun bulunmaması büyük bir kayıptır.” demiştir.

Oruç, sadece yemeyi içmeyi bırakmak değildir. Aynı zamanda kötülüklerden de uzaklaşmaktır.  Nefse hakim olup, yiyecek ve içeceklerden uzak kalır. Dil yalandan, eller haram işlerden, gözler, harama bakmaktan, kulaklar, yalan ve dedikodu dinlemekten, uzaklaştırılarak oruçtan nasip alınır.

Zekât,  malı, oruç da,  bünyeyi temizler, onu sağlığa kavuşturur. İnsanı arzu edilmeyen köklü alışkanlıklarından temizler. En önemlisi de,  iyi huylar kazandıran, bir ahlak eğitimidir.

Oruç ayı olan ramazan boyunca toplu hâlde yapılan ibadetler birlik duygusunu ruhlara işler. Zengin, fakirle aynı safta namaz kılar, aynı sofrada yemek yer, zekât, fitre ve fidyeler gelir dağılımındaki dengesizliğe adeta can suyu olur.

Ramazan Ayı, Allah Teâlâ’nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur’an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır.

İmanın, ibadetin, güzel ahlakın, ümmet bilincinin ve İslam kardeşliğinin pekiştiği Ramazan-ı Şerif mübarek, dualarınız da kabul olsun…