İki Eylül Caddesi üzerinde bir katlı otopark var.

Araç giriş ve çıkışları Çınar Sokak’tan gerçekleştiriliyor.

Altında büyük bir marketin bulunduğu otopark, Büyükşehir Belediyesi’ne ait…

İşletmeciliğini de Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan şirketlerden birisi yapıyor.

Bulunduğu yer, kentin merkezi…

Aynı zamanda ‘’ticaret merkezi’’ konumunda…

Bölgede, bir iki küçük otopark dışında alternatifi yok.

Onun için de yoğun talep görüyor.

Boş kalması söz konusu değil…

Araçların biri çıkıyor, diğeri giriyor.

Kısacası işi çok iyi…

Kentteki diğer otoparklar da aynı şirket tarafından işletiliyor.

O otoparkların iş potansiyeli de çok farlı değil…

Gerek kapalı otoparklar, gerekse caddelerde oluşturulan otoparklar araç akınına uğruyor.

Özellikle caddelerde oluşturulan otoparklarda gündüz saatlerinde yer bulmak olanaksız…

Onun için ‘’para kesiyorlar’’ dense olur.

Uzun sözün kısası, Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki bir şirkete verilen otoparklar, önemli bir gelir kaynağı…

Doğalında bu şirketin büyük kazanç elde etmesi gerekir.

Aksi düşünülemez bile…

Gel gör ki, Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki diğer şirketler gibi otoparkları işleten şirket de kazanç elde edemiyor.

Vergi ödeyip ödemediklerini bilemiyoruz…

Ancak, Odunpazarı Belediyesi bünyesindeki şirketin yer aldığı ‘’en yüksen vergi ödeyen 100 mükellef’’listesinde yok.

Nasıl oluyor ki bu iş?

Akıl sır erdirmek olanaksız…

‘’Hesapta olmayan giderler’’ çok fazla olsa gerek…

Neyse…

Konumuz bu değil…

Söz otoparktan açılınca akla takılanları aktarıverdik işte…

Bugün üzerinde duracağımız konu başka…

Katlı otoparkta tadilat var.

Yaklaşık 3 ay kadar önce başladı.

Nasıl bir tadilat ise hala bitirilmiş değil…

Dışarıdan bakıldığında yapılanları görmek olanaksız…

Ancak, dışarıdan bakıldığında çok net olarak görülen, dahası sıkıntısı çekilen bir ‘’kusur’’ var.

Otopark binasının dış cephesine yukarıdan aşağıya doğru indirilmiş 2 boru bulunuyor.

Belli ki, ‘’su tahliyesi’’ için yapılmışlar.

Yapılmasına yapılmışlar da nasıl?

Boruların zeminde bağlı olduğu bir yer yok.

Birisinin ucu yerden 4 metre yükseklikte kalıyor. Diğerinin ucu da yerden yaklaşık 3 metre kadar yükseklikte…

‘’Ne var bunda’’ mı?

Söyleyelim…

Yarattığı büyük sıkıntı ve rahatsızlık var.

Otoparktan tahliye edilen sular, boruların ucunda yere fışkırıyor.

Son günlerde Eskişehir’e yağışlı bir hava hakim…

Her yağmur yağışında, o uçları açık bırakılan borulardan çevreye su fışkırıyor. Hem de baya tazyikli olarak…

Dar bir sokak olan Çınar Sokak’tan geçenlerin borulardan fışkıran sudan etkilenmemesi olanaksız…

Şiddetle yere çarpan su, sokaktan geçenlerin üzerine sıçrıyor.

İnsanlar ıslanıyor.

Sokağın ne hale geldiğini tahmin etmek zor değil…

Kısa sürede üzerinde gölcükler oluşuveriyor.

Söylenecek daha çok şey var ama sözü uzatmaya gerek yok.

Ortada sıkıntı yaratan bir ‘’kusur’’ var.

Nasıl giderileceği belli…

O borular uzatılıp ‘’yağmur suyu tahliye şebekesine’’ bağlanacak.

Hepsi bu…

Yapılması zor değil…

Hele de Büyükşehir belediyesi için ‘’çocuk oyuncağı’’ gibi kolay bir iş…

Gel gör ki aylardır yapılmıyor.

Anlamak gerçekten çok zor…

Çevreye sıkıntı veren bu ‘’kusur’’ özel bir işletmeye ait olsa yapılacak iş belli…

Büyükşehir Belediyesi’ne şikayet edilir… Büyükşehir Belediyesi de müdahil olarak kusurun giderilmesini sağlar… Dahası bir de ceza yazar.

Otoparktaki ‘’kusur’’ Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki bir şirkete ait…

‘’Kusur’’ yüzünden sıkıntı yaşayan vatandaşlar ne yapsınlar?

Kimi kime şikayet edecekler?

Aslında, tam da bu duruma uyan bir özdeyiş var.

Ama neyse…

Söylemeyelim… Ne olduğu anlaşılmıştır zaten…