Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belediyelerden 96 milyar lirayı bulan prim alacağını tahsil etmek için harekete geçmesinin ardından, uygulamanın CHP’li belediyeleri köşeye sıkıştırmak amacıyla yapıldığına yönelik tepkiler de artarak devam ediyor.

                                                       ***

Bu konudaki düşüncelerimizi köşemizde daha önce dile getirmiştik.

Şöyle ki:

SGK’nın, belediyelerden alacaklı olduğu prim tutarlarının tahsil edilmesi için bunca yıl neden beklenildiği, gerçekten büyük merak konusu.

Bir diğer yandan; belediyelerin yıllar içerisinde biriken prim borç tutarının tamamının, bir anda tahsil edilmek istenmesi de işin bir diğer boyutu.

Üstelik yerel seçimlerin peşi sıra böylesi bir kararın alınmış olması da zamanlama açısından oldukça manidar.

Tüm bunlar; ilgili kararın, muhalefetin yönettiği belediyeleri zor durumda bırakmak için alındığı yönündeki iddiaları güçlendiriyor.

Ancak!

Belediyelerin elini kolunu bağlamak amacıyla böylesi bir karar alınmış olsa bile, bu durum çalışanların brüt maaşlarından kesilen SGK prim tahakkuklarının günü gününe ödenmesinin bir zaruret olduğu gerçeğini değiştirmez.

Niyet oydu, buydu; hiç fark etmez!

                                                            ***

Ne var ki Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, yapmış olduğu açıklamayla konunun farklı bir boyutunu gözler önüne serdi.

 “Yapılmak istenenin, belediyeleri hizmet edemez hale getirmek olduğu anlaşılıyor.” diyen Başkan Ataç, “ Belediyeler olarak biz de devletten KDV alacaklarımızı alamıyoruz. Devlet bize KDV alacaklarımızı verirse veya mahsuplaştırırsa SGK borçları da ödenir.” açıklamasında bulundu.

                                                             ***

Açıkçası Başkan Ataç’ın sözlerine katılmamak mümkün değil…

Yaşanan krizi, kısmen veya tamamen sona erdirebilecek oldukça analitik bir öneri olduğuna şüphe yok.

Belediyelerin KDV alacaklarını ödeyin, onlar da size SGK borçlarını ödesin.

Olmadı; mahsuplaşma yoluna gidilsin.

Sorun da ortadan kalksın. Bu kadar basit.

Ama yok arkadaş!

İyi hoş da böyle saçma bir iş olabilir mi?

En nihayetinde; üzüm yemek varken bağcıyı dövmek de neyin nesi?

Yorum sizlerin.

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:

Çözümde görev almayanlar, problemin bir parçası olurlar.

-Goethe