Nebi Hatipoğlu, siyaset basamaklarını inanılmaz bir hızla tırmandı ve bunun bir tesadüf olmadığını da 31 Mart yerel seçimleriyle herkese ispatladı.

Tamam; seçimleri kazanamadı velakin AK Parti’nin Eskişehir’de şimdiye kadarki en etkili seçim kampanyasını gerçekleştirerek büyük bir iş başardı.

                                                             ***

Ne var ki seçim sonrası; Hatipoğlu’nun, yerel seçim sürecindeki temposundan eser kalmadı.

Beklenti, aynı grafiği sürdürmesi değil elbette. Ama rölantide bir siyaset yapması da değil.

Hepsi; birkaç ziyaret ve davet ile birlikte kadraja girdiği üç beş fotoğraftan ibaret.

Özellikle de parti içi konularda ‘geri planda durması’ dikkatlerden hiç ama hiç kaçmıyor.

Açıkçası böyle bir yaklaşımın, Hatipoğlu’nun yapısıyla çok fazla örtüşmediği de bir gerçek.

                                                                          ***

Evet efendim; normal şartlarda Sayın Hatipoğlu’nun, deyim yerindeyse sazı çoktan eline alması beklenirdi.

Yakından tanıyanlar hak vereceklerdir ki liderlik yapısında var.

Bir mecrada ikinci ya da üçüncü isim olmak, hiç de Hatipoğlu’na uygun bir durum değil.

Oysa bakıyorsunuz ki bu durumu kabullenmiş; Eskişehir’de partinin liderliğini bir başkasının yapmasından gocunmayan bir hali var.

                                                             ***

Hal böyle olunca hemen herkesin aklına gelen soru aynı: ‘Hatipoğlu, parti içerisinde neden baskın bir siyasi profil ortaya koymuyor?’

Yanıt aslında zor değil.

Öncelikle bu durumu, zorunlu bir strateji olarak tanımlamak mümkün.

Hatipoğlu’nun, AK Parti’ye katılışının sene-i devriyesi henüz dolmadı. Şimdilik Ankara’da kat etmesi gereken belli mesafe var. Bu sebeple; şu an için partinin Eskişehir’deki patronunun Ayşen Gürcan olmasından hiçbir rahatsızlık duymadığını tahmin etmek zor değil.

                                                          ***

Peki bu durum hep böyle devam eder mi?

Gerekirse Dünya’nın düz olabileceğine inanın ama durumun bu şekilde devam edeceğine inanmayın derim.

Vakti zamanı gelince:

Nebi Hatipoğlu daha etkili bir siyaset yapmak için mutlaka kolları sıvayacak; parti teşkilatı ve bürokrasi başta olmak üzere hemen her alanda hakimiyetini artırmak isteyecektir.

Bu yönde bir gelişmenin ise Ayşen Gürcan cephesinde hiç de hoş karşılanmayacağı muhakkak. Daha geçtiğimiz haftalarda ilçe başkanlarının kim olacağı konusunda  yaşananlar bile bu noktada nelerin olabileceğini çok açık gösteriyor.

Dolayısıyla karşı atağın gelmesi de uzun sürmeyecektir.

En nihayetinde; AK Parti’de bir noktadan sonra kılıçlar mutlaka çekilecektir.

Yorum sizlerin…

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:

Yarı yolda bırakmak diye bir şey yoktur.

Yol orada bitmiştir.

-       La Edri