2025 yılına adım attık, ancak ne yazık ki vatandaşın gündemi hâlâ eski dertler. Yeni yılın ilk günlerinde sokaklarda, kahvelerde, pazar yerlerinde konuşulan tek konu zamlar ve ekonomik sıkıntılar. Elektrik ve suya gelen zam beklentisi, Eskişehir’de şubat ayından itibaren ekmeğin 13 lira, simidin ise 15 lira olacağı söylentileri halkı kara kara düşündürüyor.
Asgari ücret 22.104 lira olarak açıklandı, ancak bu rakam, yüksek enflasyon ve sürekli artan fiyatlar karşısında eriyor. Özellikle gıda fiyatları, halkın cebini yakmaya devam ediyor. Yılbaşı gecesinde pek çok aile evde sade bir akşam geçirdi. Kuru yemiş gibi yılbaşının sembolü olan küçük keyifler bile artık ulaşılması zor bir lüks haline geldi. Vatandaşlar, “Çayımızı demledik, sessizce oturduk. Yeni yıla da eski dertlerle girdik,” diyerek durumlarını özetlediler.
Eskişehir’de kış, soğuk yüzünü iyice göstermeye başladı. Geceleri sıcaklıklar eksi derecelere düşerken, ısınma ihtiyacı da artıyor. Ancak yüksek doğalgaz faturaları, vatandaşın bütçesini zorluyor. Pek çok kişi, evi yeterince ısıtamamaktan şikâyetçi. Özellikle emekliler için bu kış, ekonomik yüklerin altında daha da zorlayıcı geçiyor. Henüz emekli maaşlarına yönelik bir düzenleme yapılmaması, bu kesimin endişelerini artırıyor. Alacakları zammın da mevcut hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalacağı düşünülüyor.
Emekliler, “Elektrik, doğalgaz, su, ekmek… Her şeye zam geliyor, ama bizim gelirimiz hep aynı. Bu maaşlarla nasıl geçineceğiz?” diyerek çaresizliklerini dile getiriyor. Artan temel ihtiyaç maliyetleri karşısında milyonlarca emeklinin sesine kulak verilmesi artık bir zorunluluk hâline gelmiş durumda.
Yeni bir yıl, yeni umutlar demektir. Ancak ne yazık ki 2025, ekonomik anlamda pek de umut vaat ederek başlamadı. Zam haberleri peşi sıra gelirken, halkın alım gücü düşmeye devam ediyor. Bu durum, sadece emekliler ya da dar gelirli vatandaşlar için değil, artık orta gelir grubundaki aileler için de büyük bir sıkıntı hâline geldi.
Yetkililere düşen, halkın bu çaresizliğine çözüm üretmektir. Gıda fiyatlarının kontrol altına alınması, temel ihtiyaçlara yönelik zamların sınırlandırılması ve özellikle dar gelirli kesim için destek paketlerinin hızla hayata geçirilmesi şart.
Bu yıl, kışın soğuğunu değil, adaletsizliğin ve yoksulluğun acısını hissedenler için farklı bir yol bulunmalı. Aksi takdirde, yeni bir yıla eski dertlerle girmekten öteye gidemeyeceğiz.