Dilara Tambova açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Toplumsal travmanın en üst boyutu olarak da bilinen intihar eylemi; sadece eylemi gerçekleştiren kişi için değil, başta aileler olmak üzere, toplumun tamamı için psikolojik ve de sosyolojik açıdan, varoluşsal bir sorgulamadır. Eylemin gerçekleşmesindeki asıl gerekçenin bir türlü anlaşılamaması ve bunun yaratacağı baskı da çevre açısından farklı bir boyut ve bambaşka bir travmadır. Bu yüzdendir ki sosyolojinin özel araştırma konusu olan intihar eyleminde, ölen bir kişi, ancak tahrip olan tüm toplumdur. Bu olayların, adli açıdan incelendiğini bilmekle beraber; kriminal yönü kadar, toplumsal yönünün de ciddiyetle araştırılması elzemdir. İlgili ve yetkili kişiler ve dahi kuruluşlar, konuya ehemmiyetle yaklaşarak, çok yönlü ele almalıdır; zira olayın, adli bir vaka olmanın ötesinde, her türlü eziyet, ayrımcılık, baskı, şiddet, ekonomik veya ailevi sorunlardan kaynaklanabileceği de göz ardı edilmemelidir”
“Endişemiz diğer gençler için devam ediyor”
Tambova “Kaybettiğimiz gençlerimiz adına, derin bir üzüntü duyuyor; ailelerinin ve yakınlarının acılarını da yürekten paylaşıyorum. Öte yandan, bu olaya şahit olan diğer gençlerin yaşadığı yıkım ve umutsuzluğu da endişeyle karşılamaktayım; zira buraya, yepyeni hayaller ve bambaşka duygularla gelmiş; ancak daha ilk günlerden, hayatın en trajik yüzüyle karşılaşmışlardır. Gençler! Bizim geleceğimiz ve yarınlara dair güvencemizdir. Onları, ilim ve fende, sporda ve sanatta, akademik kariyer ve uluslararası başarılarla anmak istiyoruz. Okul! Eğitim mabedi, eğitim ise ilim ve bilime ulaşmanın en önemli aşamasıdır. Üniversite eğitimi de gençler için sadece öğrenim değil, sosyalleşme ve kendini geliştirme adına çok önemli bir zaman kesitidir. Gençlerin, daha aydınlık ve güzel günlere erişmelerini sağlamak yönetim erkinin birinci önceliği olmalıdır” diye konuştu.