"ŞAŞIRMADIK"
Ne trafikli günler yaşıyoruz değil mi?
Sanki seçim dönemi…
Pür dikkat takip etmemiz gereken dinamikler var.
Gündem yoğun...
Siyaset salonunun pencerelerinin her biri farklı manzaralara bakıyor.
Efendim düşününce, Cumhuriyet Halk Partisi köklü bir parti.
Ama gelin görün ki, şöyle adam akıllı bir lider asla bulunamamış.
Tüzük de tüzük diyen Cumhuriyet Halk Partisi'nde geriye doğru bakınca Deniz Baykal ve Kılıçdaroğlu nasıl gönderildi hepimiz biliyoruz.
Son yıllarda ana muhalefet solu çok dalgalı...
Birileri ile kol kola girse olamıyor, kendi başına kimseye tutunmadan ise asla ayakta duramıyor.
Özgür Özel öncekilere göre daha milliyetçi ama yine de etkili bir lider değil.
Dönüp AK Parti'ye baktığımızda ise AK Parti köklü bir parti değil ama derinlere kök salan tam bir lider partisi.
AK Parti'de lider ne isterse o olur, o neyi işaret ederse doğru odur.
Ve bugün gelinen noktada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sadece AK Parti'nin değil, sadece Türkiye’nin değil, tartışmasız dünya lideri...
Gelelim Cumhurbaşkanlığı seçimine...
Sayın Erdoğan'ın yeniden aday olacağı konuşulurken ve bana göre bu artık ihtimal olmaktan çıkmış iken,
Cumhuriyet Halk Partisi bu meselede de bölündü.
Kendi bünyelerinde ön seçim ile alakalı bile tamamen mutabık olamadılar.
Ama güya bir ön seçim gerçekleşti.
Hatta Eskişehir Milletvekili Sayın İbrahim Arslan’ın “Tüm engellemeler ve zorlamalara rağmen...” diye başlayan cümlesine kimse bir anlam vermemesine rağmen, oyunu Ekrem İmamoğlu'nu işaret edecek şekilde kullandığı görüldü.
Hakkında açılan soruşturmalara yetişemeyen İmamoğlu’nun ise diplomasının sahte olduğu tartışmaları gündeme düşerken yeni soruşturma konusu da bu diploma oldu.
Aslında diploma sahte değil efendim.
Adam okumuş ama o dönem usule aykırı bir geçiş var. Buna da şaşırmadık..
Geçememesi gereken yerlerden geçilememesi gereken yerlere geçivermiş İmamoğlu.
Ama hangi vaadini “Gerçekleştirdiniz mi?” diye sorsanız, “Hatırlamıyorum” diyen İmamoğlu yüksek ihtimalle bu geçiş nasıl gerçekleşti, kim elinden tuttu hatırlamıyordur.
Bakın hatırlamıyorum derse de şaşırmam.
Mansur Yavaş Cephesi ise adeta vaktine esir bir bekleyişte.
Göz ucu ile orayı da takip ediyoruz.
Ama emin olun en çok onlar kendileri birbirlerini takip ediyorlar.
O derece kopuklar.
Veee 23 Şubat Pazar...
AK Parti’nin sekizinci olağan kongresi...
Bakın burada gözleri keskin, öngörüsü kızılötesi patronum Sayın Murat Keskin’i anmadan edemeyeceğim.
Sadece siyasi öngörülerinde değil genel anlamda tahlilleri adamakıllıdır.
Kanaati asla şaşmaz.
Ne demişti Sayın Keskin?
“HATİPOĞLU ZİRVEYE KOŞUYOR” demişti.
Oldu mu? Oldu…
Nebi Hatipoğlu MKYK listesinde yerini aldı.
Hasan Basri Yalçın listedeki yerini korurken, bir diğer sürpriz ise Mürsel Çavdar oldu.
Eskişehir siyasetinde her başkan değişiminde her seçim döneminde ismi telaffuz edilen Mürsel Çavdar yıllar sonra yine aktif siyasette...
Bu arada Çavdar kardeşler demek istiyorum çünkü kardeşi Talha Çavdar da İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı oldu biliyorsunuz.
Kongreye geri dönersek, evet Recep Tayyip Erdoğan dokuzuncu kez genel başkan seçildi ve akabinde, AK Parti'de Genel Başkan Yardımcısı sayısı 19 oldu.
Listedeki 36 isim yerini korurken, 39 yeni isim MKYK kadrosuna girdi. Listeye bakınca; tecrübeliler var, yeniler hatta başka partiden AK Parti'ye geçiş yapmış vekiller var ve genç vekiller var.
"Kavgasız ve şaibesiz bir kongre gerçekleştiriyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli konulara değindi.
Bir yenilikten bahsetti Sayın Cumhurbaşkanı,
'Türk Devletleri Sağlık, Kültür Başkanlığı' nın kurulduğu müjdesini verdi.
Kira ve konut projeleri oluşturulduğunu ve fiyatların dengeleneceğini söyledi.
"Çok kazanandan, çok vergi alacağız." dedi.
"Enflasyondaki düşüş hızlanacak, alım gücü artacak." dedi.
Bu önemli kriterleri paylaşırken şu ifadeleri kullanarak seçmeni ve teşkilat üyelerini yükseltti.
“Yenilenmiş, soluklanmış ve bugünden itibaren yeniden güçlenmiş bir döneme giriyoruz, ya silah ya sivil siyaset..." derken terörizmi besleyen ya da terörizmden beslenenlere parmak salladı.
Son günlerde, yıllardır siyasete parmak sallayarak yön vermeye çalışan, hatta bu manada ciddi organize olan TÜSİAD'ın ismini anmasa da,
"Siyaset hevesli sermaye temsilcilerine geçiş yok" dedi.
Kayıt dışı siyaset yok derken, varlık gösterebilmek için kılıfına uydurmak yok mesajı verdi.
En önemlisi,
"İsimler fâni, dava bâki." dedi.
Efendim düşününce büyük partilerin köklü değişimi oldukça zordur. Ama belli ki niyet kısmı geçilmiş, gayret görünür olmuş.
AK Parti'nin kendi dinamiğine uygun bir değişim çoktan başlamış.
Terör konusundaki hassasiyet yavaş yavaş değil süratle kendini gösterirken, terör ile siyaset, terör ile demokrasi aynı anda bir arada olamaz cümlesi de boşuna kurulmuş bir cümle değildi tabii ki...
Milliyetçiliğin kucaklayıcı, birleştirici güzelliği önemle işlenirken, özellikle siyasette kadın ve gençliğin öneminin altı çizildi.
İtiraf edeyim, MYK'da da beklentileri vardı Eskişehir‘in ama bu sefer olmadı.
Tüm bunlar olurken sessiz sedasız ne oldu biliyor musunuz?
Merak etmeyin kimse buna da şaşırmadı çünkü zaten bekleniyordu.
Odunpazarı Belediye Başkan yardımcılığından istifa eden Şenol Durur resmi olarak aktif siyasete adım attı.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye oldu.
Yani???
Benim duyumlarıma göre Talat Yalaz’ın makamına doğru hızlanıyor.
Bu da olursa yine şaşırmayacağız.
Şimdi bakalım bundan sonrasına.
AK Parti Eskişehir cephesinde buradan sonra neler olur?
Cumhuriyet Halk Partisi'nin hem genelde hem Eskişehir özelinde yeni ihtilafları neler olur?
Gündem şimdiden böyle ise seçim dönemi kim bilir nasıl olur?
Durun!
Çok manidar bir hikaye ile bitireyim,
Efendim deve, çöl dikeni yiyince damağı kanar. O ılık kanın tadı ona çok lezzetli gelir.
Lezzeti kandan değil de dikenden zanneder.
Sonunda diken yemekten değilse de kan kaybından ölür. Devenin diken yemesine arapçada “ha-re-se” derler.
Yani 'ihtiras', kendi kanında boğulmaktır.
Siyasette biraz tehlikeli bir dikendir.
Bugüne güvenmeyin derim.
Kalın sağlıcakla...