AK Parti İl Başkanı Süleyman Reyhan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i belediyeye ait yerlerin satılması konusunda eleştirdi. Reyhan, “2,5 milyar lira civarında bir borcu, taşınmazları satarak eritmeye çalışıyorlar. Yılmaz Büyükerşen, 2,5 milyar lira borcu böyle mi eritecek?” diye sordu. 

Büyükşehir Belediyesi’nin belediyeye ait yerleri artık satmaktan vazgeçmesi gerektiğini belirten Reyhan, şöyle devam etti:

"Bu taşınmazların satılması doğru değildir. Otogarın yanındaki İsmar arazisini kaç paraya sattıklarını açıklamadılar. İstiklal Mahallesi'ndeki aşevinin yanındaki kapalı otoparkın satışı için de yetki alınmıştı ancak son durumu bilmiyoruz. Son olarak eylül ayında, eskiden Toprak Mahsulleri Ofisi silolarının da bulunduğu, üzerinde bir otel ve lüks bir kafeterya bulunan, büyük bir arazinin satışı için oy çokluğuyla yetki alındı. Bu arazi, Ulus Anıtı'nın tam karşısında ve şehrin kalbi olarak ifade edebileceğimiz bir yerde. Böyle bir yerin bir daha ele geçmesi mümkün değildir.”

                                                                ***

Evet efendim; Reyhan’ın açıklaması bu şekilde…

Aslına bakarsanız benzer bir durum, yakın zamanda Tepebaşı Belediyesi’nde de yaşanmış ve şehrin gözbebeği olan ticari bir arsanın, şimdilerde gazoz parası denilebilecek bir tutara satıldığına tanık olmuştuk.

Peki Reyhan yukarıdaki açıklamalarında haklı mı?

Satılan taşınmazlardan elde edilen gelirler, daha büyük yatırımların finansmanı için harcanacaksa (ki böyle bir durum söz konusu değil), yapılan iş doğru görülebilir ve Reyhan haksız diyebilirdik.

Velakin müflis esnaf misali; satılan gayrimenkullerden elde edilen gelirle belediyenin bütçe açığı kapatılacaksa, Reyhan’ın yerden göğe kadar haklı olduğu muhakkak.

                                                               ***

Gerçek şu ki Süleyman Reyhan tepkisinde haklı velakin Reyhan’ın da haksız olduğu bir taraf var.

Büyükşehir Belediyesi’nin, söz konusu taşınmazları satmasını eleştiren Süleyman Reyhan aynı tavrı kendi partisi adına da ortaya koyabilir mi?

·         Mesela Akdeniz ve Ege’deki denize sıfır ve paha biçilmez nitelikteki ‘hazine arazilerinin’ satılmasına aynı tepkiyi gösterebilir mi?

·         Ya da yıllar yılı süregelen kamuya ait şirketlerin, taşınır-taşınmaz tüm mallarıyla özelleştirilmesi konusunda…

·         Son olarak bir de şehrimizden örnek verelim. 2005 yılında şehrin en merkezi yerinde bulunan eski otogar satıldı. Otogarın yüzde 92 hissesi Emekli Sandığı’na, yüzde 8’i ise Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. Kamuya ait olan yüzde 92’lik hisse Cemalettin Sarar’a 20 milyon liraya satıldı. Söz konusu satışın olduğu dönemde İktidarda yine AK Parti vardı. Peki Reyhan bu satışa yanlıştı diyebilir mi?

Sonuç olarak efendim şöyle bir gerçek var.

Senin doğrun, benim doğrum diye bir şey olmaz.

Doğru tektir.

Kişilerden benzer konularda aynı tavrı ortaya koyması beklenir.

Haddızatında; iğneyi kendine, çuvaldızı ele batırmak gerekir.

Yorum sizlerin…

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

GÜNÜN SÖZÜ:

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.

-       Mevlana