Geçmişi 5 bin yıla dayanan bir tarih şehri olan Kırşehir, İç Anadolu Bölgesi'nin incisi olarak karşımıza çıkıyor. Hititler döneminde "Su Şehri", Persler döneminde "Katpatukya" (Kapadokya: Güzel Atlar Ülkesi), Roma döneminde "Makissos", Bizans döneminde "Justinianapolis" ve Anadolu Selçuklular döneminde ise "Gülşehri" olarak adlandırılan Kırşehir, tarihi dokusu ve rüştünü ispatlamış bir kültür mozaiği.
Kırşehir, özellikle Anadolu Selçuklu döneminde yeniden canlanışını yaşayarak tarih sahnesindeki yerini almıştır. Ayrıca, Milli Mücadele döneminde de devletimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e 5 gün boyunca ev sahipliği yapmıştır. Kurtuluş Savaşı'nda da görevlerini hakkıyla yerine getiren Kırşehirliler, bu vatan uğrunda 210 şehit ve 87 gazi vermiştir.
Kırşehir, 1924 yılında il statüsü kazanmış, ancak 1954 yılında Nevşehir'e bağlı bir ilçe olmuştur. Ancak tarih ve kader, 1957 yılında yeniden il olmasını sağlamıştır. Günümüzde 6 ilçeyle yükselişe geçen Kırşehir, kültür, turizm ve sanayi alanlarında olabileceklerin arifesindedir.
Tarihi dokusu ve turistik zenginlikleriyle göze çarpan Kırşehir, Türkiye'nin en değerli hazinelerini barındırırken, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Bu şehirde bir kez bulunan kişi, Kırşehir'ın cazibesine kapılarak vazgeçememiyor.
Kırşehir'deki demografik dağılım incelendiğinde ise, şehrin yerel halkı olan Kırşehirlilerin dışında en çok nüfusa sahip ilin Aksaray olduğunu görüyoruz. Aksaray, Kırşehir ile komşu bir il olup, Kırşehir'de oldukça yoğun bir nüfusa sahiptir. Bu durum, Kırşehir'in içinde barındırdığı hoşgörü ve kültürel çeşitlilik ile de çarpıcı bir şekilde örtüşmektedir.