AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımla eleştiri oklarının hedefi oldu.
Gelin o açıklamayı bir kez daha hatırlayalım:
“Ekonomimizde müjdeli haberler hızla devam ediyor. En düşük emekli maaşına yüzde 25’lik artış da çok güzel oldu. Dahası da çok yakında gelecek inşallah.
Alım gücümüzdeki artışı kısa vadede tüm vatandaşlarımız güçlü şekilde hissedecek. Herkes müsterih olsun.
Unutmayalım; yaparsa AK Parti yapar!”
***
Hatipoğlu’nun, en düşük emekli maaşının 12 bin 500 TL’ye yükselmesini müjde olarak lanse etmesi, elbette kabul edilebilir bir yaklaşım değil.
Üstelik bunu sadece biz söylemiyoruz, durum rakamlarla da ortada:
Türk-İş'in Mayıs 2024 ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasına’ göre; Mayıs ayında açlık sınırı 18 bin 969 liraya çıkarken, yoksulluk sınırı 61 bin 788 TL’ye yükseldi.
***
Zaten yıllar içerisinde hepimizin fazlasıyla aşina olduğu bir durum var.
Karar müjde niteliği taşısaydı; bu konuda açıklama yapmak ne AK Parti Grup Başkanına ne de bir başkasına kalırdı.
Bizzat AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın kendisi bu açıklamayı yapardı.
***
Hatipoğlu böylesi sıkıntılı bir konuyla ilgili neden bir yorum yapmak gereği duydu; anlayabilmek oldukça zor.
Sayın Hatipoğlu adına bu durum elbette bir ilk değil; siyasete adım attığı günden bugüne yapmış olduğu açıklamalarla pek çok kez polemik konusu oldu.
Kamuoyunca, bunların neredeyse tamamına yakını da tolere edildi.
Ancak nereye kadar?
Hatipoğlu’nun bundan sonra yapacağı açıklamalarda, kamuoyu hassasiyetlerini göz önüne almasında yarar var.
***
Yeri gelmişken Sayın Hatipoğlu ile ilgili düşüncelerimi de belirtmek isterim.
Hatipoğlu’nun, Eskişehir’e çok önemli hizmetleri olacağına ve ülke siyasetinde de çok daha büyük mesafeler kat edeceğine kesinlikle eminim.
Görüşüme katılmayanlar olabilir; olsun!
Tarafsız bir gözle baktığımızda; Hatipoğlu’nun, Eskişehir siyasetinde önemli bir marka değerine ulaşacağını ön görmek hiç de zor değil.
Ancak tek bir şartla:
Şu saatten sonra kritik hatalar yapmamalı.
Sözün kısası; çaydan geçip derede boğulmamalı…
Haksız mıyım?..